Türk Eğitim Derneği düşünce kuruluşu Tedmem 2020 yılına ait değerlendirme raporunu yayımladı. Eğitim hakkının toplumsal öncelik olması gerektiği belirtilen raporda ayrıca EBA’nın üç öğrenciden biri tarafından kullanılmadığı, salgının eğitime erişimdeki sorunları daha da artırdığı ve bu sorunu yaşayan öğrencilerin eğitime terk edebileceği gibi birçok sorun sıralandı.
Rapordan öne çıkan tespitler şöyle:
1- Türkiye OECD ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında okullarını en fazla süre kapalı tutan ülkeler arasında yer almaktadır. Mart 2020’den beri okulun kapısından içeri girememiş pek çok öğrenci vardır. Okulların kapalı kaldığı süre uzadıkça öğrenme eksikleri ve kayıpları sistemin telafi süreçlerini yönetme kapasitesinin sınırlarını aşarak; bir kuşağın kalıcı olarak sosyal, duygusal ve ekonomik kayıplarının oluşması ile sonuçlanacaktır. Toplumsal kısıtlamalara ilişkin eylem sıralaması gözden geçirilerek çocukların okullarına kavuşabilmeleri toplumsal öncelik haline getirilmelidir.
2- Temel eğitim ve ortaöğretimdeki yaklaşık 18 milyon öğrencinin yüzde 32’si EBA’yı aktif bir şekilde kullanamamaktadır. Uzaktan eğitime erişimin değerlendirilmesinde yalnızca EBA’yı aktif kullanan öğrenci oranını kullanmak yeterli bilgi sağlamamaktadır. Mevcut veriler uzaktan öğrenmede eşitsizlikler ve yetersizlikler olduğunu göstermekle birlikte, bunların niteliği hakkında güvenilir bir değerlendirme ve çıkarım yapmayı da kısıtlamaktadır.
3- Salgın öncesi dönemin verilerine yönelik yapılan hesaplamalar 2019-2020 eğitim öğretim yılında 6-17 yaş aralığında yaklaşık 710 bin çocuğun okul dışında kaldığını göstermektedir. İlgili yaşlar arasında okula gitmenin zorunlu olduğu düşünüldüğünde yüz binlerce çocuğun okul dışında kalması ve neden okul dışında kaldıklarına dair veri bulunmaması/rapor edilmemesinin rasyonel bir açıklaması bulunmamaktadır.
4- Birleşmiş Milletler tarafından yapılan projeksiyonlar dünya genelinde pek çok öğrencinin salgın sonrası okullara dönmeyeceğini göstermektedir. Okulu terk etme riski bulunan öğrenci oranları okul öncesi dönemde yüzde 2,8; ilköğretimde yüzde 0,27 ortaöğretimde ise yüzde 1,48 olarak hesaplanmıştır. Bu oranlar ve 2019-2020 eğitim öğretim yılında ilgili kademelerdeki toplam öğrenci sayıları dikkate alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda Türkiye’de temel eğitim ve ortaöğretimin toplamında yaklaşık 160 bin öğrencinin okulu terk etme riski bulunmaktadır.
5- YKS’nin uygulanmaya başladığı 2018 yılından bu yana yükseköğretim programlarının doluluk oranları tüm üniversite ve program türlerinde önemli ölçüde artış göstermiştir. Yükseköğretime başvuru yapan yaklaşık 2,5 milyon adaydan ek yerleştirmeler dahil 1 milyon 449 bini hiçbir yükseköğretim programına yerleşememiştir. Ortaöğretim ile yükseköğretim programları/alanları arasındaki sürekliliğin ve bağın kurulması, bir geçiş sınavı düzenlemesinden öte ortaöğretimin yeniden tasarımı ve yükseköğretime geçiş koşullarının bütüncül bir şekilde yeniden ele alınmasını gerektirir.
Volkan ATEŞ - Birgün