Ülkemizde ilk defa mart tarihinde tespit edilen koronavirüs vakasını öğrendiğimiz anda ne kadar korktuğumuz hepimizin aklında. Vaka sayılarının artmaya başlamasıyla birlikte önce kişisel daha sonra da bütün ülke olarak tedbirlerimizi en üst seviyede aldık. Ellerimize kat kat eldivenler, yüzümüze maske ve siperlik takmadan değil kalabalıklara karışmak, marketlerin en tenha saatlerini bekleyip günlük ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalıştık. Bugün geldiğimiz nokta bayramda, tatil yerlerinde gördüğümüz o 'çılgın' manzaralar, düğünlerde halay çeken kalabalıklar ve sokakta maskesiz gezen kalabalıklar. Virüs etkisini mi kaybetti? Hayır. Aşı mı bulundu? Hayır. Artık hasta mı etmiyor? Hayır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca en son paylaştığı Tweet'inde "Temaslı kişilerin pozitif vakaya dönüşme oranının mayıs ayına kıyasla Türkiye genelinde 1,3 kat arttı. Şehirler bazında artış örnekleri: Şanlıurfa: 1,7, Ankara 1,6, Diyarbakır 1,4, Gaziantep 1,3 kat. Bu verilerden çıkarmanız gereken sonuç; maske, mesafe ve temizlik uyarısıdır" diyor.
BOŞVERMİŞLİK BAŞLADI
Virüsün bütün tehlikesiyle birlikte hala hayatımızda olmasına rağmen insanlardaki gevşemenin sebebini uzmanlara sorduk. İç hastalıkları ve hematoloji uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, konu ile ilgili olarak bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanların çok tehlikeli bir noktaya geldiğini ve "tedbir yorgunluğu" içinde olduğunu söyledi. Virüsle birlikte geçirilen süre uzadıkça insanlarda dikkat azalmasının oluştuğunu belirten Prof. Dr. Çetiner "Askerlerde nöbet tutarken de olur. Dikkat azalması oluşur. Ne yazık ki, toplumda da böyle bir durum ve boşvermişlik oluştu. Bir süredir Covid'in korkutucu etkisi ortadan kalktı. O boşvermişlikle hareket ediyorlar. Bir sonraki adım, 'Bir şey yok bunda, çok abartıyorlar' oluyor. Bu da kurallara uyumu azaltıyor. Tehlikeli bir noktadayız. Kolaya kaçmamak gerekir" diye açıkladı. "Eğer kurallara uymazsak bu sonbahar ve kış çok çetin geçecek" diyen Prof. Dr. Çetiner, Covid-19 enfeksiyonunda vaka sayılarında artışa sebep olan problemleri sıraladı.
TÜRKİYE'DE 200 BİN BELİRTİSİZ HASTA VAR
Problem 1: Toplumsal bağışıklık yok: Normalleşmek için gerekli toplumsal bağışıklık oranları çok düşük. Her şeyi tamamen serbest bırakan İsveç'te bile kitle bağışıklığı yüzde 6'lar civarında. Türkiye'de bu oran binde 8 yani neredeyse yüzde 1 civarında. Yapılan çalışmalar kitle bağışıklığının yüzde 60-70'lere ulaşması durumunda normalleşebileceğimizi söylüyor. Rahatlamak için önümüzde uzun bir yol var.
Problem 2: Asemptomatik hasta sayısı çok yüksek: TUİK' in yaptığı araştırma Türkiye de her 10 bin kişide 26 kişinin PCR pozitif olduğunu ortaya koydu. Yani 200 bin kişi sessizce aramızda dolaşıyor ve bunlar virüsü yaymaya devam ediyor. Belirtisiz hastalar da tıpkı hastalar gibi virüs bulaştırıyorlar. Bu çok önemli bir problem. Asemptomatik vakalar tüm serilerde tüm vakaların yüzde 30'unu oluşturuyor.
Problem 3: Presemptomatik dönem önemli: Virüs bulaştıktan 5-14 gün içinde hastalık belirtileri ortaya çıkıyor. Hasta kişiler virüsü en çok henüz hastalıklarının ortaya çıkışından bir iki gün önce bulaştırıyor.
Problem 4: Kış etkisi: Sonbahar ve kışa girerken önemli problem kapalı mekanlarda daha fazla kalacak olmamız. Kapalı alanlarda virüsün bulaşma riski 19 kat daha yüksek. Sonbahar ve kış aylarında grip ve benzeri solunum yolu hastalıklarının da Covid-19'un üzerine eklenmesi korkutucu.
BUNLARI YAPMAZSAK KIŞ ÇETİN GEÇECEK
Prof. Dr. Mustafa Çetiner sonbahar ve kış aylarını daha rahat geçirmek için yapılması gerekenleri sıraladı:
Türkiye'de değil bütün dünyada denetlemelerin sıkılaştırılmasa, kurallara uymayanlara hukuki ve cezai müeyyidelerin mutlaka uygulanması gerekiyor.
Bu yıl grip aşılarının yapılması çok önemli. Özellikle risk gruplarının zatürre aşılarının yapılması gerekiyor.
Nişan, düğün, kongre ve benzeri toplantılar gibi birtakım aktivitelerin sınırlandırılması ve bununla ilgili kararlılığın net bir şekilde ortaya konması şart.
Okulların açılması çok düşünülerek karar verilmesi gereken bir nokta. En mümkün senaryo bir hibrit eğitim modeli gibi gözüküyor.
Mesai saatlerinin kaydırılması toplum taşım araçlarındaki yığılmaları engelleyeceği için enfeksiyonun kontrolünde kış ve sonbahar aylarında önemli olabilir.
Evden çalışma düzeninin olabildiğince sürdürülmesi, çok önemli korunma yolu olarak ortaya çıkıyor.
Gençlerin hareketliliği sınırlandırılmalı. Eğlence yerleri denetlenmesi, restoranların denetlenmesi bu anlamda çok büyük öneme sahip.
ZİYNETİ KOCABIYIK - Türkiye