FETÖ'den mahkum olan askerler emekli ikramiyesi alıyor mu?
Mevcut düzenlemelere göre rütbeleri sökülen generallerin emeklilik yönünden hak kaybı yaşayıp yaşamayacakları hususu önemli bir konudur. Benzer konular daha önce de teröristlere yapılan emekli maaşı ödemesinde gündeme gelmesine rağmen kalıcı bir çözüm üretilememiştir. Sadece T.C. Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği'nde yapılan bir düzenlemeyle kısmi bir çözüm getirilmiş ancak bu düzenleme dahi terör mensubiyetinden mahkum olduğu için aranan teröristlere emekli maaşı ödemesinin önüne geçmeye yetmemiştir. Bu konuda Almanya veya başka ülkelerde yaşayan bazı teröristlere yıllarca yapılan emekli maaşı ödemesini örnek olarak verebiliriz.
Bu konuda Anayasa, ülkemizin taraf olduğu ikili ve çok taraflı sözleşmeler, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay tarafından verilmiş muhtelif kararların bu duruma engel olduğunu da ifade etmek isteriz. Dolayısıyla yapılacak köklü bir düzenlemeyle bu konunun çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Bu bağlamda 6755 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinde yer alan; "Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olanlardan; Türk Silahlı Kuvvetleri'nden çıkarılan asker kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın, askeri rütbe ve memuriyetleri alınır ve bu kişiler yeniden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar. Bu kişiler hakkında Milli Savunma Bakanlığı'nca ilgili pasaport birimine derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine ilgili pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilir" hükmü gereğince ihraç edilen askerlerin rütbeleri alınmaktadır.
Ancak, bu kişilerin ordudan ihraç edilmesi nedeniyle rütbeleri alınarak er olarak işlem görmesine rağmen sosyal güvenlik mevzuatına göre (hem 5434 sayılı Kanun hem de 5510 sayılı Kanun) emekliliklerinde er yerine generaller gibi emekli maaşı ve ikramiyesi ödenmektedir. Bize göre bu konuda köklü bir kanuni düzenleme yapılması gerekmektedir. Hatta OYAK Kanunu'nda da benzer yönde düzenleme yapılmalıdır.
Aynı konu İş Kanunu'nda çözüme kavuşturulmuştur
4534 sayılı Kanun gereğince memurlara ve diğer kamu görevlilerine yapılan emekli ikramiyesinin benzeri bir ödeme 1475 sayılı Kanun'da düzenlenen kıdem tazminatıdır. Bire bir örtüşmese de genel hatlarıyla benzerlik göstermektedir. Bu ödeme, işten çıkarılan her çalışana yapılmamaktadır. Bazı haller vardır ki işçinin hizmet süresi ne kadar olursa olsun işten çıkarılması halinde kıdem tazminatı ödemesi yapılmamaktadır.
Bu nedenle İş Kanunu'na tabi işçi statüsünde olan bir çok kamu görevlisinin FETÖ iltisakından dolayı kamu görevinden çıkarılması nedeniyle kıdem tazminatı ödenmemiştir. Hem 1475 sayılı Kanun'da hem de 4857 sayılı Kanun'da yapılan bazı düzenlemeler teröristlere yapılan ödemelere engel olmaktadır. Benzer düzenlemenin niçin memurlar ve diğer kamu görevlilerine getirilmediğini anlamakta zorlandığımızı ifade etmek isteriz.
Konuyu biraz detaylandırmak gerekirse; 1475 sayılı İş Kanunu'nun Kıdem Tazminatı başlıklı maddesinde kıdem tazminatının hangi hallerde ödeneceği ve ödenmeyeceği açıkça belirtilmiştir. Bu çerçevede 4857 sayılı Kanun'un 25/II' nci maddesinde yer alan işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri nedenlerle işten çıkarılması hallerinde kıdem tazminatı ödenmemektedir. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerlerine örnek vermek gerekirse;
1- İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
2- İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
Görüleceği üzere, bu hallerin gerçekleşmesi hallerinde ister kamu işvereni, isterse özel işveren olsun işçiyi derhal işten çıkarabilmekte ve herhangi bir tazminat da ödememektedir. Halbuki bu düzenlemeler 5434 sayılı Kanun'da da olmuş olsaydı, kamudan FETÖ veya benzeri nedenlerle çıkarılan kamu görevlilerine ikramiye ödemesi yapılmayacaktı.
Uluslararası sözleşmelere aykırı olur mu?
Elbette olmaz. Çünkü benzer düzenlemeler çalışma hayatında var ve işçilere uygulanıyor. Yapılacak tek şey siyasi iradenin vereceği karar üzerine kanun taslağı metninin oluşturulmasıdır.
Düşünün ki, bir kamu kurumunda işçi ve memur statüsünde iki grup personel var. Bunlardan her ikisi de FETÖ veya benzeri nedenlerden dolayı kamu görevinden çıkarılıyor. İşçiye hiçbir ödeme yapılmazken (emekliliğini hak etmiş olsa dahi) memur emekliliğini hak etmişse memura ikramiye ödemesi yapıyoruz. Nitekim FETÖ nedeniyle atılan kamu görevlileri hem emekli maaşlarını hem de ikramiyelerini aldılar. Bunun adil olduğunu düşünemeyiz.
Tecavüz vb. nedenlerle memuriyetten çıkarılanlara da ikramiye ödeniyor
Aynı şekilde tecavüz vb. nedenlerle memuriyet veya diğer kamu görevliliğinden çıkarılacak kamu görevlilerinden emekliliğini hak edenler, baktılar ki iş ciddileşti ve ihraç kesinleşti, hemen emeklilik dilekçesi vererek emekli olmakta ve ikramiyesini alabilmektedir.
Hangi nedenlerle olursa olsun, kamudan çıkarılanların emekli maaşlarına dokunulamaz. Ancak, ikramiye vb. ödemeler kanuni düzenlemeyle ödenmeyebilir. Nitekim kamu işçilerine belirli hallerin gerçekleşmesinde kıdem tazminatı ödemesi yapılmamaktadır. Aynı düzenleme neden memurlar ve diğer kamu görevlileri için olmasın.
Ayrıca, 5434 sayılı Kanun'da yapılacak düzenlemelerle temsil, görev ve makam tazminatı gibi ödemelerde de değişiklikler yapılabilir. Uluslararası sözleşmelere göre devlete ihanet edenlere veya tecavüzcülere de temsil, görev ve makam tazminatı gibi ödemelerin yapılması zorunludur diye bir kural yoktur. Bu ödemeler tamamen bizim kendi iç düzenlemelerimizdir. Kaldı ki böyle bir düzenleme Meclis'ten büyük bir çoğunlukla geçecektir. Ümit ederiz ki kanayan yaraya merhem olacak bir düzenleme için daha fazla zaman geçirilmeden süreç başlatılır.