Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yaparken öğrencisi tarafından hunharca öldürülen Ceren Damar Şenel’in davasında açıklanan kararı değerlendirdi.
Ceren Damar Şenel’in katiline ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini çok önemsediklerini ve bu şekilde adaletin yerini bulduğunu bildiren Geylan, “Çok başarılı bir bilim insanını gencecik yaşında kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bunu bir kez daha dile getirmek istiyorum” dedi.
Türk Eğitim-Sen olarak bu davaya müdahil olma taleplerini ilettiklerini, davayı büyük bir hassasiyetle takip ettiklerini, tüm toplumumuza bu davaya müdahil olması yönünde çağrıda bulunduklarını vurgulayan Geylan, “Dolayısıyla Ceren Damar Şenel davasından çıkacak karar bizim için çok önemliydi. Nihayetinde yargı, tüm toplum vicdanını bir nebze de olsa rahatlatacak bir karar verdi. Mahkeme cezada indirime de gitmedi. Ceren Damar Şenel’in katilinin hak ettiğini, adaletin de yerini bulduğunu düşünüyoruz. Hem vicdanların rahat etmesi hem de caninin yıllar sonra elini kolunu sallayarak dışarı çıkmaması adına bu karar bizleri memnun etmiştir. Dilerim bu karar, eğitim çalışanlarına şiddet konusunda ibret ve emsal olur. Tabi ki acılar dinmiyor. Bu vesileyle bir kez daha başta kıymetli anne ve babası olmak üzere Ceren Damar Şenel’in acılı yakınlarına baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz” diye konuştu.
Ceren Damar Şenel’in katilinin avukatını da şiddetle kınayan Geylan, “Sözde avukatın mahkemeye yalan beyanlarda bulunması, katili savunma şekli ile birlikte insanlığımızdan utandık!” dedi.
Eğitimcilere yönelik şiddet olaylarının son bulmasının en büyük arzuları olduğunu bildiren Geylan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Geleceğimiz olan çocuklarımızı hayata hazırlayan, onları şekillendiren, büyük bir özveriyle görevinin başında bulunan cefakâr eğitimcilerimizin şiddete uğramaması için toplumumuz bilinçlendirilmelidir. Ayrıca Türk Eğitim-Sen’in eğitim çalışanlarına yönelik şiddet ile ilgili verdiği yasa teklifi de bir an önce hayata geçirilmelidir. Talebimiz; şiddet söz konusu olduğunda bir şikâyete bağlı kalmaksızın ya da şikâyetten vazgeçildiğinde bile fail hakkında kamu davası yürütülmesi, yasa koyucuların tedbir alması, hem önleyici tedbirler hem de fail hakkında caydırıcı müeyyideler içeren yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesidir. Aksi takdirde kaybedilen geleceğimiz olur.”