Talip Geylan açıklamasında yatırım yapılması gerekenin hiç şüphesiz öğretmenler olduğunu ancak bunun için gereken motivasyonu sağlama görevinin MEB'in olduğunu belirtti.
TOPU TACA ATMAYALIM! Hiç şüphesiz eğitimin asli unsuru ve taşıyıcı kolonu öğretmendir. Bu itibarla, daha iyi bir eğitim hizmeti için yatırım yapılması gereken temel faktör öğretmendir.
Sadece öğretmen yetiştirme sürecinde değil, meslek hayatı süresince de öğretmenlerimizin kendilerini geliştirebilmeleri için tüm imkanlar seferber edilmelidir.
Tabiidir ki, öğretmenlerimiz kendilerini geliştirme motivasyonunu kazanırsa sınıftaki performansları artacaktır. Ancak şu husus gözden kaçırılmamalıdır:
Öğretmenlerimizin kendilerini değerli hissetmelerini sağlamak, mesleki gelişimlerini desteklemek ve motivasyonlarını yükseltmek için gerekli tedbirleri almak, başta MEB olmak üzere, kamu yönetiminin yükümlülüğüdür.
Bu sorumluluğun, bir takım protokollerle, dışarıdan yapılara ihale edilmesi “topu taca atmaktır.” Ve daha da önemlisi, böylesi tasarruflar, eğitim fakültelerimizi ve MEB ’in birikimini yetersiz görmek anlamına gelir ki, bu da düpedüz hakarettir. Velhasıl; herkes işini yapacak!
NE OLMUŞTU?
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, 'Biz İlim Yayma Vakfı olarak öğretmenlerimizin severek, isteyerek geleceği programları açmak istiyoruz. Vakıf olarak, gerçekten idealist ve hala talebe olduğunun farkında olan öğretmenlerimizin yanında olmak istiyoruz. Böyle olan öğretmenlerimizin sayısının da artmasını arzu ediyoruz. Öğretmen arkadaşımız kendini geliştirme motivasyonunu kazanırsa, eminim sınıftaki performansı çok fazla artacaktır.' dedi.
Ataşehir'de bir otelde gerçekleştirilen imza töreninde konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, öğretmenlerin eğitimin yüzde 70'ini oluşturduğunu, sınıfların, materyallerin ve diğer imkanların ise ancak yüzde 30'u teşkil ettiğini söyledi.
Erdoğan, Anadolu'da yaptıkları eğitime destek platformu toplantılarında, zaman zaman öğretmenlerle ilgili memnuniyetsizliklerin kendilerine sunulduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Her zaman şunu söylüyorum; bizim 1 milyon 100 bin öğretmenimiz var. 'Bir yerde 1 milyon 100 bin iyi öğretmen var. Biz onları getirsek bu iş çözülecek.' Böyle bir dünya yok. Biz öğretmenlerimizi öncelikle değerli hissettirmek zorundayız. STK'ler, veliler, kamuoyu olarak eğitimcilerimize kıymet veren bir toplum olursak, o zaman eğitimin sonuçlarında en hızlı iyileşmeleri sağlama imkanına kavuşuruz. Ama Türkiye'de eğitim dendiği zaman hala sistem, müfredat, özlük hakları, gösterge, bunlar konuşuluyorsa, eğitim denince 'atanamayan öğretmen' diye bir şey anlaşılıyorsa o zaman bizim eğitim sonuçlarını geliştirme imkanımız olmaz."
- "ÖĞRETMEN KENDİNİ GELİŞTİRME MOTİVASYONUNU KAZANIRSA, SINIFTAKİ PERFORMANSI ARTACAKTIR"
Erdoğan, vakıf olarak son yıllarda öğretmenlere yönelik nasıl faaliyetler yapabileceklerini düşündüklerini anlattı.
Bu kapsamda özellikle vakıf merkezinin çevresindeki okul müdürleriyle bir araya gelerek, onlara "Öğretmenlerimize ne tür eğitimler açarsak gönüllülük esasıyla gelirler?" diye sorduklarını ifade eden Erdoğan, "Biz İlim Yayma Vakfı olarak öğretmenlerimizin severek, isteyerek geleceği programları açmak istiyoruz." dedi.