Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi’nin “Türkiye’de Kadın Sorunları, Beklentileri ve Çözüm Arayışları” konulu Çalıştay 24 Şubat tarihinde sona erdi. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Genel Merkez Yöneticileri, Merkez Kadın Komisyonu Başkanı Firdes Işık ve Türkiye genelinden 400’ü aşkın kadın komisyonu üyemizin katıldığı Çalıştay verimli geçti.
Çalıştay’da Türkiye’de Kadın İstihdamı ve Çalışma Hayatında Kadın, Sendikal, Siyasal ve Kamusal Alanda Kadın, Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Kalıplaşmış Değer Yargıları, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi, Türkiye’de Kadın Eğitimi, Kadına Karşı Ayrımcılığın Önlenmesindeki Yükümlülükler konularını ele alan 6 ayrı komisyon kuruldu ve bu komisyon iki gün boyunca değerli çalışmalara imza attı.
6 ayrı komisyon çalışması; Prof. Dr. Yonca İldeş Anzerlioğlu, Prof. Dr. Çiğdem Şahin Başfırıncı, Prof. Dr. Ayşe Yücel Çetin, Prof. Dr. Esma Şimşek, Prof. Dr. Naciye Yıldız ve Öğretim Görevlisi Sema Sancak moderatörlüğünde yürütüldü. Komisyon çalışmalarında katılımcıların görüş ve önerilerinden oluşan raporlar kapanış oturumunda komisyon başkanları tarafından sunuldu.
Üçüz bebeklerini geride bırakan bir öğretmenden nasıl verim beklersiniz?
Toplantının kapanış konuşmasında Genel Başkan Talip Geylan önemli açıklamalar yaptı. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının 2016’da çıkarılan bir KHK ile geri getirildiğine, üstelik bu kez mülakat uygulamasının da yer aldığına işaret eden Geylan, sözleşmeli ve mülakatlı öğretmenlik uygulamasını kabul etmediklerini söyledi. Sözleşmeli öğretmenlerin tayin haklarının olmadığını, ailelerin parçalandığını, çocukların annesiz, babasız büyüdüğünü bildiren Geylan, bunun Anayasa ihlali olduğuna vurgu yaptı. Anayasa’nın 41’inci maddesinde “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar” ifadesinin yer aldığını hatırlatan Geylan, “Üçüz bebeklerini geride bırakan bir öğretmenden nasıl verim beklersiniz? Sözleşmeli çalışanlara eş durumundan tayin hakkı verilmelidir” dedi.
Kamusal alan sendika görünümlü bir çete tarafından işgal edilmiş durumdadır.
Kamu çalışanlarının sendikal bir zulüm altında olduğunun altını çizen Genel Başkan Geylan, “Kamusal alan sendika görünümlü bir çete tarafından işgal edilmiş durumdadır. Kamu çalışanlarını bu esaretten, zulümden ancak Türk Eğitim-Sen, Türkiye Kamu-Sen kurtarabilir” diye konuştu.
400 bini aşkın üyenin gücü ile masaya oturan Türkiye Kamu-Sen’i engellemek hiç kimsenin haddi değildir. Herkes haddini bilecektir
Malum sendikanın Türkiye Kamu-Sen’den rahatsız olduğunu bildiren Geylan, “KPDK Toplantısında Memur Sen’in Genel Başkanı Ali Yalçın, ‘Toplu Sözleşme masasına yetkili olmayan konfederasyonlar oturmasın’ dedi. Ali Yalçın aslında ‘Türkiye Kamu-Sen o masada oturmasın’ demek istedi. Bunu, ilk genel başkan olduğunda da ifade de etmişti. O dönemde kendisinin acemiliğine vermiştik. Ama Ali Yalçın bugün hala aynı şeyleri söylüyorsa, bunu farklı anlamlara yorarız.
Bakınız; Türkiye Kamu-Sen toplu sözleşme masasına adeta bir gözlemci sıfatı ile katılıyor. İmza yetkimiz ve itiraz hakkımız yok, karar alma süreçlerine dahi müdahale edemiyoruz. Peki Türkiye Kamu-Sen’den neden bu kadar rahatsızlar? Asıl rahatsız olması gereken işveren tarafı yani Hükümet değil mi? Çünkü işveren tarafı, ‘Karşımda çalışanlar ne kadar az temsil edilirse daha az zam verebilirim’ diye düşünür. Buna rağmen işverenin sesi çıkmıyor, bir sendikanın başkanı, sağındaki solundaki gücün kırılması için uğraşıyor. Buradan net olarak ifade ediyoruz: 400 bini aşkın üyenin gücü ile masaya oturan Türkiye Kamu-Sen’i engellemek hiç kimsenin haddi değildir. Herkes haddini bilecektir” diye konuştu.
Ek gösterge sözü ne zaman yerine getirilecek?
Ek gösterge sözünün yerine getirilmesini de isteyen Geylan şunları söyledi: “Bilindiği gibi 24 Haziran seçimlerinden önce Sayın Cumhurbaşkanı taahhütte bulunarak, öğretmenler, hemşireler, din görevlileri ve polislerin ek göstergelerinin 3600’e çıkarılacağını söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu adımını doğru bulurken, eksik olduğunu da dile getirmek istiyoruz. Diğer meslek gruplarını tasarı dışında bırakmak çalışma hayatında huzursuzluğa sebep olacaktır. Bu minvalde Türkiye Kamu-Sen, bütün kamu çalışanların ek göstergelerinin yükseltilmesi ve ek göstergeden faydalanamayan yardımcı hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımıza ek gösterge hakkı verilmesi talebini içeren bir yasa tasarısı hazırlayarak, Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı marifetiyle ile TBMM’ye sundu. Şu anda yasa tasarımız Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmektedir. Ek gösterge konusunu önemsiyoruz.”
Başta Hükümet olmak üzere tüm Türk dünyasını ve uluslararası kuruluşları Doğu Türkistan’daki modern Nazi zulmüne dur demeye davet ediyoruz.
Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımızın zulüm altında olduğuna dikkat çeken Geylan, “Belki gücümüz yetmeyebilir, belki elimiz uzanmayabilir fakat en azından dualarımızla onarı yalnız bırakmayalım. Bu konuda farkındalık yaratmak için her türlü gayreti ortaya koyuyor, konferanslar, seminerler düzenliyoruz. Başta Hükümet olmak üzere tüm Türk dünyasını ve uluslararası kuruluşları Doğu Türkistan’daki modern Nazi zulmüne dur demeye davet ediyor, Komünist Çin yönetimini şiddetle kınıyorum” dedi.
Şu anda koşulları normalleşen bölgelere Suriyelilerin dönmesini sağlamak elzem bir durumdur.
Suriye meselesi ile ilgili açıklama yapan Geylan, “Devletsizliğin ne olduğunu yanı başımızda, Suriye’de görüyoruz. Devlet yoksa ne can var, ne namus var, ne gelecek var. Suriye’de iç savaş başladığında kapılarımızı açtık, açmalıydık da. İmparatorluklar kurmuş ve merhametiyle tarihe iz bırakmış bir millet olarak bize yakışan bu idi. Ancak şu anda koşulları normalleşen bölgelere Suriyelilerin dönmesini sağlamak elzem bir durumdur” diye konuştu.
Milletimizin bekasına kast eden son terör unsuru yok edilene kadar operasyonlar devam etmelidir.
Türk Eğitim-Sen’in her şartta ve durumda devletimizin yanında saf tutan bir kuruluş olduğuna dikkat çeken Geylan, “Fırat ve Zeytin Dalı Harekatı’nda olduğu gibi, Fırat’ın doğusuna yapılacak harekat’a da destek veriyoruz. Milletimizin bekasına kast eden son terör unsuru yok edilene kadar operasyonlar devam etmelidir” dedi.
Karabağ Türk’tür, Türk kalacak!
26 Şubat Hocalı Katilamı ile ilgili açıklama yapan Geylan, “1992 yılında 613 soydaşımız Ermeni çeteler tarafından katledildi. Ruhları şad olsun. Bir kez daha can Azerbaycan’a başsağlığı diliyorum. Karabağ, Ermeni işgalinden kurtarılmalıdır. Karabağ Türk’tür, Türk kalacak!” diye konuştu.