Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, Hocalı katliamı ile ilgili yaptığı açıklamadır.
Hocalı Katliamı, tarihte işlenmiş en büyük insanlık suçlarından biridir. Tam 28 yıl önce Ermenilerin gerçekleştirdiği işgal ve katliamda çok sayıda masum savunmasız çocuk, kadın, yaşlı ve silahsız erkeklerden oluşan 613 Azerbaycan Türk’ü katledildi.
26 Şubat 1992 tarihinde bundan 28 yıl önce Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azerbaycan Türkü sivillerin Ermenistan'a bağlı silahlı kuvvetler tarafından modern savaş aletleri kullanılarak toplu şekilde soykırıma tabi tutulması olarak kayıtlara geçmiştir.
Azerbaycan Askeri Savcılığı'nın, Ermenilerin 26 Şubat 1992'de yaptığı Hocalı Katliamı'yla ilgili soruşturma dosyası, katliamın 28'nci yılında, yaşanan dehşeti bir kez daha gözler önüne sermiştir. Katliamdan kurtulmayı başaran 2 bin 213 kişinin soruşturma dosyasındaki ifadesi, 800'den fazla ekspertiz raporu ve diğer kaynaklardan edinilen bilgiler, Ermenilerin sadece işgalle yetinmediğini, sivilleri toplu şekilde tasarlayarak katlettiğini kanıtlıyor. Yüz elli kişiden ise hala haber alınamamaktadır. Bu gün dahi Hocalı kasabasında katliamdan kaçarak kurtulan Azerbaycan Türkleri evsiz ve yurtsuz olarak zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır.
Hocalı'da yaşananlar, 1949 Cenevre Sözleşmeleri'nin, Birleşmiş Milletler'in (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ciddi ihlali anlamına gelmektedir. Kolombiya, Meksika, Çek Cumhuriyeti gibi devletler tarafından soykırım olarak tanınan işkence, katliam ve soykırımın uygulayıcısı ve destekçisi olanlar hak ettikleri cezayı bulmak bir tarafa zımmen bazı çevrelerce desteklenmekte ve korunmaktadırlar.
Tarihi belgelere göre Hocalı katliamını yapan Ermenistan ordusu subaylarının yanı sıra, Sovyet ordusunun o zaman bölgede bulunan 366. Motorize Alayı'nın çoğu Ermeni kökenli 38 üst düzey subayının bulunduğu ifade edilmektedir. Soykırım girişimine katılan subaylar savaş suçları işlemekten sorumlu tutulmalı, uluslararası kamuoyunun gözleri önünde gerçekleştirdikleri bu soykırımdan Dünya Türklüğü ve Azerbaycan Türkleri olarak savunmasız 613 sivili katleden canilerin adalet önünde hesap vermesini talep ediyoruz. Tertemiz Türk tarihine soykırım iftiraları atarak Ermenilerin Doğu Anadolu’da yapmış oldukları zulmü gizlemeye çalışanlar, Türkiye Cumhuriyeti’ne olan düşmanlıklarını zehirli dilleriyle kusmaktan geri durmazken Hocalı’nın, Dağlık Karabağ’ın işgali karşısında sessizliğini bozmamakta; bu işgalin durması, Hocalı Soykırımı’nı yapan canilerin hesap vermesi konusunda hiçbir girişimde bulunmayarak adeta ikiyüzlülüklerini göstermektedirler.
Bu soykırımı yapanları bir kez daha kınıyor, Türk ve dünya devletleri tarafından Hocalı’da yaşananların soykırım olarak tanınmasını talep ediyor, Azerbaycan Türklerinin katili ve işgalcisi olanların uluslararası mahkemelerde hesap vermelerini ivedilikle talep ediyoruz. Suçluların yargılanmaması, Dağlık Karabağ’ın işgaline son verilerek Azerbaycan’ın topraklarının iadesi ve Hocalı kaçkınlarının evsiz ve yurtsuz oluşları Dünya tarihinde kara bir leke olarak duracaktır. Türk milleti olarak iki devlet bir millet olduğumuz Azerbaycan Türklüğünün her zaman yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor; bu vesileyle Hocalı’da şehit olan soydaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.