Programın düzenlemesinde başta Şube Başkanımız Sayın Aytaç Coşan olmak üzere emek veren herkesi tebrik eden Genel Başkan Talip Geylan, “Bu mübarek günlerin hem ülkemize, hem camiamıza, hem de İslam coğrafyasına huzur getirmesini temenni ediyorum” dedi.
Bu hainin Meclis’te yer alması Türk milleti için zuldür.
Geylan konuşmasında sözde Ermeni soykırımın tanınmasına ilişkin kanun teklifini TBMM’ye sunan sözde milletvekiline çok sert tepki gösterdi. “Bir müptezel” tarafından sunulan kanun teklifinin kabul edilemez olduğunu bildiren Genel Başkan Geylan, “Bir hainin Meclis’te yer alması Türk milleti için zuldür. Milletimizin vergileriyle TBMM’de makam işgal eden hiç kimse milletimize iftira atamaz, hakaret edemez! Türk tarihinin hiçbir döneminde ne soykırım, ne katliam, ne de asimilasyon yoktur.” dedi. TBMM Başkanlığı’nın, böylesi cüretlere müsaade etmemesi gerektiğine dikkat çeken Geylan, savcıları bu konuda göreve davet etti.
MEB, zorunlu hizmet bölgelerinde çalışanlara avantajlı haklar getirmelidir.
Eğitime ilişkin önemli açıklamalar yapan Geylan, zorunlu çalışma bölgelerinde görev yapan eğitim çalışanlarına mahrumiyet derecesine göre değişmek üzere brüt 1 ile 2 asgari ücret arasında değişen Zorunlu Hizmet Tazminatı ödenmesi konusunu bir kez daha yineledi. Genel Başkan Geylan, “Bilindiği gibi Türk Eğitim-Sen olarak her atama öncesinden boş kontenjan sayılarının belirlenmesini istiyoruz. Çünkü, zorunlu çalışma bölgesi dışındaki illerde yeterli kontenjan ayrılmaması ve boş kontenjanların açılmaması nedeniyle zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlayanların yer değiştiremediklerini görüyoruz. Zorunlu hizmet bölgelerinde 5 ila 7 yıl arasında çalışmış olan öğretmenlerimizin, MEB tarafından hiçbir şarta kalmaksızın istediği yere tayin edilmesini talep ediyoruz.
Bir konuya da özellikle dikkat çekmek istiyorum: Mahrumiyet bölgelerinde çalışmanın hem ekonomik olarak hem de bölge şartlarından dolayı türlü zorlukları bulunmaktadır. Mesela barınma ciddi bir sorundur. O bölgelerde konut sayısı kısıtlı olduğu için kiralar yüksektir. Bu nedenle MEB, zorunlu hizmet bölgelerinde çalışanlara avantajlı haklar getirmelidir. Avantajlı haklardan birisi maaşlarına ilave ücret verilmesidir. Türk Eğitim-Sen olarak bu konuda da tekliflerimiz vardır. Zorunlu çalışma yükümlülüğü alanlarında görev yapanlara mahrumiyet derecesine göre değişmek üzere brüt 1 ile 2 asgari ücret arasında değişen Zorunlu Hizmet Tazminatı ödenmesi yapılmadır. Bu yapılırsa elverişsiz bölgelerde görev yapan öğretmenler yaptığı fedakârlığın karşılığını aldığını düşünerek, daha büyük bir şevkle çalışacaktır. Bu da o bölgelerdeki öğretmen çağı sorununu çözecektir ” diye konuştu.
İnternet kaynaklı aksaklıklar nedeniyle mesleki çalışmalara katılamayan öğretmenlerimizin ek ders ücretleri kesilemez.
Ara tatilde düzenlenen mesleki çalışmalara internet kaynaklı aksaklıklar nedeniyle katılamayan öğretmenlerimizin ek ders ücretlerinin ödenmeyeceği açıklamasının kabul edilemeyeceğini kaydeden Genel Başkan Geylan, özellikle kırsal bölgelerde yaşanan teknik aksamaların faturasının öğretmenlerin üç kuruşluk ek dersinden kesilemeyeceğini kaydetti.
Muhtemel mağduriyetlerin önlenmesi için MEB’e yazılı başvuru yaparak düzenleme yapılmasını talep ettiklerini söyleyen Genel Başkan; “Öğretmenlerin mesleki çalışma dönemi ek ders ücretleri haftalık 15 saat ek ders ücreti ödenmektedir. Öğretmenlerin herhangi bir sebeple eğitimlerini tamamlayamamaları durumunda ise ek ders ücretlerinin nasıl ödeneceği veya ne kadar kesileceği hakkında mevzuatta bir düzenleme bulunmamaktadır. Türk Eğitim-Sen olarak bu konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığına yazılı başvuruda bulunarak, Nisan ayı mesleki çalışma döneminde herhangi bir nedenle eğitimini tamamlamayan öğretmenlere ek süre verilerek eğitiminin tamamlanmasını eğer öğretmenlere ek süre verilmeyecek ise de ek ders ücretlerinin kesilmemesine yönelik valiliklere yazı yazılmasını talep ettik. Bu talebimizin dikkate alınarak, sorunun çözülmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.