Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Genel Başkan Yardımcıları Seyit Ali Kaplan ve Cengiz Kocakaplan ile birlikte 15 Ağustos tarihinde yapılan İLKSAN 8. Dönem 4. Olağan Temsilciler Genel Kurulu’na katıldı.217 İLKSAN İl Temsilcisinin katılımı ile toplanan Temsilciler Kurulu Toplantısında, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sayın Mustafa Safran, MEB Personel Genel Müdürü Sayın Ömer İnan, MEB Teftiş Kurulu Başkanı sayın Atıf ALA, Serik Kaymakamı Sayın Mehmet Kurdoğlu, İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, İLKSAN Yönetim Kurulu üyeleri ve sendika temsilcileri hazır bulundu.
Toplantı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ulu önder Atatürk, silah arkadaşları, eğitim şehitlerimiz ve tüm şehitlerimizin anısına 1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başladı.
Toplantının açılış konuşmasını İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz yaptı. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran da protokol konuşması gerçekleştirdi.
Daha güçlü bir İLKSAN için bütün eğitim çalışanlarının İLKSAN üyesi olmasını istiyoruz.
Daha sonra kürsüye gelen Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, İLKSAN’ın Temsilciler Kurulu Toplantısı’nın hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başladı.
“Türk Eğitim Sen’in iradesi, eğitim çalışanlarının emanetine hakkaniyetle sahip çıkmaya devam edecektir” diyen Geylan, 1996 yılından bu tarafa eğitim çalışanlarının emanetine sahip çıkan İLKSAN Yönetim Kurulu üyelerine de teşekkür etti. Genel Başkan Geylan, “Bir şeyden çok eminiz: Eğitim çalışanlarının alın terini haramlara bulamadık. Her zaman İLKSAN üyelerinin haklarını koruduk. Daha güçlü bir İLKSAN için bütün eğitim çalışanlarının İLKSAN üyesi olmasını istiyoruz”dedi.
Kişi kendinden bilir işi derler. Demek ki, birileri İLKSAN iradesine hakim olsa bir yerleri nemalandıracak!
En çok üye sayısına sahip olmakla övünen sözde yetkili sendikanın toplantıda bulunmamasını eleştiren Geylan,şunları kaydetti: “Eğitim-öğretim hizmet kolunda, güya 'yetkili sendika' hüviyetine sahip sendikanın bugün burada olmamasını eğitim çalışanlarının sorgulayacağını düşünüyorum. 286 bin üyesi olan İLKSAN’ın toplantısına katılmadıkları yetmezmiş gibi İLKSAN Yönetim Kurulu’na da iftira atıyorlar. Güya İLKSAN’dan nemalanılıyormuş! Sormak istiyorum: İKSAN’dan şimdiye kadar kim nemalandı? ‘Kişi kendinden bilir işi’ derler. Demek ki, birileri İLKSAN’ın başına geçse,buradaki iradeye sahip olsa, birilerini nemalandıracak!”
Her öğrencimizin ve öğretmenimizin bilgisayar ve internet imkânına sahip olması gerekir.
Okulların açılış tarihi olarak 21 Eylül’ün işaret edilmesine de değinen Geylan, şunları kaydetti: “Bilindiği gibi 16 Mart tarihinde okullara zorunlu olarak ara verildi. Ardından Milli Eğitim Bakanlığı 18 milyon öğrencimizi uzaktan eğitim faaliyetine geçirdi. Eksiklikler tabi ki oldu. Özellikle internet tabanlı canlı ders anlatımında yaşanan sorunlar vardı. Örneğin, Ankara’nın Sincan ilçesinde 1060 ailede televizyon olmadığı tespit edildi, ki1060 ailede televizyon yok ise,bu sayıdan çok daha fazla ailede bilgisayar ve internet olmadığı anlamına gelir.Dolayısıyla canlı ders anlatımı başladığında aslında eğitimde fırsat eşitsizliği gözler önüne serilmiş oldu. Evet, yıllardır sosyo-ekonomik durumdan dolayı bölgeler arasında eğitimde fırsat eşitsizliğinden bahsediyoruz. Ama bu kez eğitimde fırsat eşitsizliği canlı ders anlatımıyla birlikte devlet eliyle gerçekleşmiş oldu. Bu durumda eğer uzaktan eğitim faaliyetine devam etmek durumunda kalırsak, bakanlığın bu eksikleri gideriyor olması lazım. MEB, 21 Eylül tarihine kadar uzaktan eğitim yapılacağını açıkladı. Bu noktada yapılması gereken, her öğrencimizinve öğretmenimizinbilgisayar imkânına sahip olmasını sağlamaktır. Bakanlıkayrıca öğretmenlere ücretsiz internet sağlamalıdır.”
Ek bütçe toplum sağlığına katkıdır.
Okulların yardımcı hizmetli personel eksikliğine değinen Geylan, mutlaka bu konuda eğitime ek bir bütçe ayrılması gerektiğini ifade etti. Geylan açıklamasında şunları kaydetti: “Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı kitapçıkta okullarımızda temas edilen yerlerin gün içerisinde sıklıkla temizlenmesi gerektiği belirtilmiştir.Oysa Milli Eğitim Bakanlığı’nda 29 bin hizmetli görev yapmaktadır. Ayrıca İş-Kur’dan yardımcı hizmetler sınıfı için alım yapılmaktadır. Ancak mevcut yardımcı hizmetler personeli ile okullarımızın rutin temizlik işlerini dahi zor yürütüyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın tavsiye ettiği hijyen tedbirlerini uygulayabilmemiz için şuan ki hizmetli kadromuzu iki, hatta üç katına çıkarmamız lazım. Hijyen tedbirlerini almak, öğretmen açığını gidermek ve derslik üretmek için hükümetin eğitime acilen ek bütçe ayırması lazım. Bu ek bütçe, sadece Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçe olarak görülmemelidir. Yüz yüze eğitim başladığında ülkemizde ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1 milyonu aşkın eğitim çalışanı okullarımızda toplu halde bulunacak. Dolayısıylaek bütçe aslında toplumun sağlığına bir katkıdır.”
Öğretmenler görev yapmaktan değil, hak etmedikleri ithamlara maruz kalmaktan rahatsızlar.
Salgın döneminde öğretmenlerin canla başla görev yaptıklarını, hatta Vefa Destek Gruplarında sağlıklarını riske ederek gönüllü olarak çalıştıklarını hatırlatan Geylan, bu süreçte bir kısım mülkü amirlerin öğretmenlere yönelik kırıcı sözlerine tepki gösterdi. Bu güruhun öğretmenleri az çalışan çok para kazanan bir meslek grubu olarak lanse ettiğine dikkat çeken Geylan, mülki amirlerin angarya işleri öğretmenlere yüklemesini de eleştirdi.Öğretmenlerin hizmet etmekten ve çalışmaktan asla rahatsız olmadığını söyleyen Geylan, “Öğretmenler görev almaktan değil, hak etmedikleri ithamlara maruz kalmaktan rahatsızlar. Öğretmelerimiz görevden kaçmıyor. Emin olun ki öğretmenler, uzaktan eğitim faaliyetinde yüz yüze eğitimden çok daha fazla mesai harcadılar. EbaTv’de görev alan bütün öğretmenlerimize Vefa destek gurubunda görev alanherkese teşekkür ediyorum” dedi. Geylan; Vefa Destek Gruplarında görev alan kamu çalışanlarının ödüllendirildiğini hatırlatırken, bu ödüllendirmelerde bile ayrımcılık yapıldığına dikkat çekti. Geylan, “Tabii ki, hiçbir meslektaşımız bir ödül beklentisiyle görev almadı. Ancak bu tür ayrımcı bir yaklaşım, çalışanlar arasında huzursuzluğa neden olmaktadır” dedi.
Bir gün tutulan nöbet angarya oluyor da, iki gün tutulan nöbet angarya olmuyor mu?
Genel Başkan Talip Geylan, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan haftada birden fazla nöbet tutan öğretmenlere ek ders ücreti ödemesini isteyerek şunları kaydetti: "Yıllardır sendikalar öğretmenlerin nöbet görevinin angarya olmaktan çıkarılmasını ve öğretmenlere nöbet ücreti verilmesini talep ediyordu. Nihayetinde Milli Eğitim Bakanlığı bu talebi kabul etti. Bu şekilde nöbet görevi angarya olmaktan çıkarıldı. Nöbet görevi verilen öğretmenlere haftada üç saat ek ders ücreti ödeniyor. Ancak haftada birden fazla nöbet görevi verilen öğretmenlere bu görevi fiilen yerine getirmesine rağmen haftada bir günden fazla nöbet ücreti ödenmemektedir. Bu konuyu Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’a ilettim. Bir gün tutulan nöbet angarya oluyor da iki gün tutulan nöbet angarya olmuyor mu? Bunun düzeltilmesi lazım. Öğretmenler haftada birden fazla nöbet tutması halinde, diğer günlerin de nöbet ücretini almalıdır” diye konuştu.
Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği tüm eğitim çalışanlarına ödenmelidir.
Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına ödenmesini isteyen Geylan, “Daha önce Türk Eğitim Sen olarak yetkili sendika olarak katıldığımız Kurum İdari Kurul Toplantısında tüm eğitim çalışanlarına Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği verilmesini karar altına aldırmıştık. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk bir ilke imza atarak, Eylül ayında ayrım yapılmaksızın bütün eğitim çalışanlarına Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneğinin verilmesini sağlamalıdır” dedi.
2017 yılı Temmuz ayında atanan öğretmenlere mazeret tayini başvuru hakkı verilmelidir.
2017 yılı Temmuz ayında atanan sözleşmeli öğretmenlerin bir kısmının mazeret tayin hakkına sahip olmadığı için aile birliklerinin sağlanamadığına dikkat çeken Geylan, “2017yılı Temmuz ayında atanan öğretmenlerin büyük bir kısmı güvenlik soruşturmaları geç bittiği için göreve geç başladı. Bu öğretmenlerimiz 3 yılını dolduramadıkları için mazeret tayin hakkından yoksun kaldılar. Oysa aile bütünlüğünün sağlanması kamunun bir yükümlülüğüdür. Anayasamızın41. Maddesi; “ Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar”der.Bu noktada beklentimiz; 2017yılı Temmuz ayında atanan öğretmenlere mazeret tayinbaşvuru hakkı verilmesidir” diye konuştu.
2014 yılından sonra yaşananların bir faturası olmalıdır.
Görevde Yükselme Yönetmeliği'nde değişik yapıldığını da söyleyen Geylan, “İlçe Milli Eğitim Müdürü olma şartları değiştirildi. Buna göre ilçe milli eğitim müdürü kadrosuna atanacaklarda; yazılı sınav veya yazılı ve sözlü sınavı kazanarak atanmış olma şartı getirildi.Ancak bir sendika bundan rahatsız oldu ve liyakati, sınav başarısını dikkate alan bu düzenlemeyi yargıya taşıdı. Bilindiği üzere Yönetici Atama Yönetmeliği’nin değiştirildiği ve tüm ehil, vatan ve millet sevdalısı yöneticilerin bir gecede görevden alındığı 2014 yılı ve sonrası süreçte birçok yandaş,o sözde sendikanın istekleri doğrultusunda, sadece mülakatla yöneticilik makamlarına getirildi. Şimdi bunlara müktesebidir diyor. Peki bu neyin müktesebi? Bu, adaletsizliğin müktesibidir. 2014 yılından sonra yaşananların bir faturası olmalı ve bu güruh bu faturayı ödemelidir.
Ayrıca Milli Eğitim BakanlığıYönetici Atama Yönetmeliği ile ilgili kapsamlı bir değişiklik hazırlığı içerisindedir. Bu değişiklilerin biran önce hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Artık etkin, donanımlı, ehil yöneticiler iş başında olmalıdır” dedi.” diye konuştu.
Öte yandan İLKSAN 8. Dönem 4. Olağan Temsilciler Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu Üyeleri şu isimlerden oluştu:
İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz;İLKSAN Yönetim Kurulu Üyeleri Hüseyin Torun, Ömür Tolunay, Atıf Ala, Okan Çoban, Ömer İnan, Uğur Kılıç.
Denetleme Kurulu üyeleri;
İsa Barış, Metin Şeyhoğlu, Adnan Boyacı.