Proje okullarına 899 müdür ataması gerçekleştirildi, 774’ü Eğitim-Bir-Sen üyesi.
Milli Eğitim Bakanlığı proje okullarını 2014 yılında hayata geçirdi. Bu dönemde MEB, Türkiye’nin en yüksek puanlı öğrencilerinin eğitim-öğretim gördüğü okulları uluslararası alanda özel projeler, uygulamalar yapması için belirledi. Ancak 2014 yılında değişen Teşkilat Yasası ile 8 yılını dolduran öğretmenlerin başka okullara gönderilmesi, yerine gelen öğretmen ve yöneticilerin Milli Eğitim Bakanı’nın onayına bırakılması, adeta hiçbir kritere bağlı kalmaksızın görevlendirilmesi bu okulları ciddi anlamda etkiledi. Çünkü bu okullarda görev yapan öğretmenler ve özellikle yöneticiler artık liyakat esasına göre değil; referans ve mensubiyetlerine göre atanmaktadır.
Bu konuyu gündeme getirmek amacıyla Türk Eğitim-Sen olarak bir araştırma gerçekleştirdik. Öncelikle Millî Eğitim Bakanlığı’na yazıyla başvurarak, Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği kapsamındaki kurumlara görevlendirilen Müdür ve Müdür Yardımcılarının sayıları ile sendikal dağılımlarının sendikamıza bildirilmesini talep ettik. Ancak şu ana kadar MEB herhangi bir bilgilendirmede bulunmadı. Bunun üzerine sendikamız, şubelerimiz aracılığıyla proje okullarında görevlendirilen müdür ve müdür yardımcılarını sendikalarına göre tespit etti. Amacımız bu okullarda adam kayırmacılığın, torpilin, yandaşlığın ne boyutlara ulaştığını, proje okullarının nasıl yönetildiğini gözler önüne sermekti.
Türk Eğitim-Sen’in araştırması için 98 şubemiz bilgi akışı sağlayabilmiştir. Buna göre; 2014 yılından bugüne kadar Türkiye genelinde proje okullarına toplam 899 müdür görevlendirilmesi gerçekleştirildiğini tespit ettik.
2014-2018 yılı Temmuz ayına kadar proje okullarında müdür olarak görevlendirilenlerin 25’i Türk Eğitim-Sen üyesi, 338’i Eğitim-Bir-Sen üyesi, 17 tanesi sendikasız, 2 tanesi de diğer sendikalara üyedir.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk göreve geldikten sonra yapılan proje okullarına yönetici görevlendirmelerinde de (2018 yılı Temmuz ayı sonrasında) sendikal dağılım açısından durum değişmemiştir. Ziya Selçuk döneminde yapılan proje okullarına yönetici görevlendirmeleri sonucuna göre; 41’i Türk Eğitim-Sen üyesi, 436’sı Eğitim-Bir-Sen üyesi, 32’si sendikasız, 1’i de diğer sendikalara üyedir.
Yani halen proje okullarında görevlendirilmiş olan 899 müdürün tam 774’ü Eğitim-Bir-Sen üyesidir.
İstanbul’da proje okuluna görevlendirilen 163 müdürün 142’si Eğitim-Bir-Sen üyesi.
Yine 2014 yılından bugüne kadar yapılan proje okullarında yönetici görevlendirmelerinde Gaziantep’te 26 kişi proje okullarına müdür olarak görevlendirilirken, bunların 22’si Eğitim-Bir-Sen üyesi, 4’ü Türk Eğitim-Sen üyesidir. İstanbul’da 163 kişi müdür olarak görevlendirilirken, bunların 142’si Eğitim-Bir-Sen üyesi, 10’u Türk Eğitim-Sen üyesi, 11’i herhangi bir sendikaya üye değildir. Ziya Selçuk döneminde İstanbul’da proje okullarında görevlendirilen Eğitim-Bir-Sen’li müdürlerin sayısı 104’tür.
Ankara’da 39 kişi proje okullarında müdür olarak görevlendirilirken; bunların 32’si Eğitim-Bir-Sen üyesi, 7’si Türk Eğitim-Sen üyesidir. Antalya’da 35 kişi proje okullarına müdür olarak görevlendirilirken, bunların 34’ü Eğitim-Bir-Sen üyesi, 1’i Türk Eğitim-Sen üyesidir. Konya’da 27 kişi proje okullarına müdür olarak görevlendirilirken, 26’sı Eğitim-Bir-Sen üyesi, 1’i de sendikasızdır. Şanlıurfa’da 22 kişi müdür olarak görevlendirilirken, 19’u Eğitim-Bir-Sen üyesidir ve hepsi 2018 yılı Temmuz öncesinde görevlendirilmiştir. Malatya’da 16 kişi müdür olarak görevlendirilirken, bunların tamamı Eğitim-Bir-Sen üyesidir. Yine Ordu’da 13 kişi müdür olarak görevlendirilirken, 13 kişinin tamamı Eğitim-Bir-Sen üyesidir. Osmaniye’de de durum aynıdır. Proje okullarında müdür olarak görevlendirilen 10 kişinin tamamı Eğitim-Bir-Sen üyesidir.
Proje okullarında görevlendirilen 1.976 müdür yardımcısının 1.561’i Eğitim-Bir-Sen üyesi.
Proje okullarına müdür yardımcısı olarak görevlendirilenleri de tespit ettik. 98 şubeden gelen rakamlara göre 2014 yılından bugüne kadar proje okullarına Türkiye genelinde 1.976 müdür yardımcısı görevlendirmesi yapılmıştır. 2014-2018 yılı Temmuz ayı öncesinde 942 kişi görevlendirilirken; bunların 772’si Eğitim-Bir-Sen üyesi, 107’si Türk Eğitim-Sen üyesi, 54’ü sendikasız ve 9’u diğer sendikalara üyedir. 2018 yılı Temmuz ayı sonrasında yani Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk göreve geldikten sonra 1.045 kişi görevlendirilirken; bunların 789’u Eğitim-Bir-Sen’e, 140’ı Türk Eğitim-Sen’e, 103’ü sendikasız, 13’ü de diğer sendikalara üyedir. Halen Türkiye genelinde proje okullarında görevlendirilmiş olan 1.976 müdür yardımcısının tam 1.561’i Eğitim-Bir-Sen üyesidir.
Müdür yardımcılığında yapılan yönetici görevlendirmelerinde yandaş kayırmacılık açısından İstanbul rekor kırıyor. İstanbul’da proje okullarına 309 müdür yardımcısı görevlendirmesi yapılırken; bunların 215’i Eğitim-Bir-Sen üyesi, 37’si Türk Eğitim-Sen üyesi, 50’si sendikasız, 7’si de diğer sendikalara üyedir. Proje okullarına müdür yardımcısı olarak görevlendirilen Eğitim-Bir-Sen’lilerin 185’i Ziya Selçuk döneminde görevlendirilmiştir. Bir örnek daha vermek gerekirse; proje okullarında 2014 yılından bugüne kadar Kocaeli’nde 70 müdür yardımcısı görevlendirmesi yapılmıştır. Bunların 55’i Eğitim-Bir-Sen üyesi, 13’ü Türk Eğitim-Sen üyesi, 1’i sendikasız, 1’i de diğer sendikalara üyedir.
Araştırmamızla ilgili açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan şunları kaydetti: “Görüldüğü üzeri proje okullarına yapılan müdür ve müdür yardımcısı görevlendirmelerinde açık ara bir sendikaya üye olanlar görevlendirilmiştir. Bu da “Proje okulları bir sendikanın projesi mi? sorusunu akıllara getirmektedir.
Yapılan görevlendirmelerde ne başarı, ne liyakat, ne sınav puanı hiçbirinin aranmaması ve görevlendirmelerde malum sendikanın üyelerinin ağırlıkta bulunması bunun en net göstergesidir. Sayın Ziya Selçuk’a soruyorum: Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin arka planındaki asıl amaç, bu kurumlarımızı belli bir sendikaya/gruba tahsis etme projesi midir?
Kariyer, ehliyet ve liyakate bakılmaksızın yapılan bu görevlendirmeler proje okullarının içini boşaltmakta, amacına hizmet etmemekte, bu okulları niteliksiz hale getirmektedir. Bu noktada Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yapması gereken; bu okullara yapılan görevlendirmeleri yeniden gözden geçirmesi, hamil-i kart yakınımdır anlayışından vazgeçilmesi, öğretmen ve yönetici atamalarında yazılı sınav kriteri getirilmesidir. Proje okulları da diğer okullarımız gibi yönetici ve öğretmen atama mevzuatına tabi olmalıdır.
Ayrıca şu gerçeğin herkes tarafından ve özellikle de MEB’i yöneten irade tarafından görülmesi gerekiyor: Yıllardır MEB teşkilatlarını dışarıdan yapıların yönetmesine göz yumulması eğitim camiasında huzuru katletmektedir. Bu tutumun eğitim çalışanları arasında kutuplaşma ve ötekileştirmeye neden olduğu ne zaman fark edilecek? Kamusal hayatımız artık yorulmuştur. Çalışanları, bizden olanlar-bizden olmayanlar diyerek ayrıştırmanın bu ülkeye zarar verdiği görülmüyor mu? Güzel ülkemizi 15 Temmuz felaketine sürükleyen nedenlerin başında, kamusal alanın mensubiyetler üzerinden tanzim edilmiş olması geliyordu. Ülkemizin artık yeni ayrışmalara tahammülü yoktur. Artık kamuda liyakatin ve ehliyetin esas alındığı adaletli bir düzen ihdas edilmelidir. Hak edenin hakkını aldığı; bilgi, birikim ve yeterliliğin görevlendirme ve görevde yükselmelerde tek kriter olduğu bir düzeni bu ülke hak ediyor.
Bu minvalde Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’a bir kez daha çağrıda bulunuyor; kurumlarımızı tahakküm altına alan, eğitim çalışanlarını mensubiyetleri üzerinden ayrıştıran ve kutuplaştıran yapılara karşı cesaretle tavır geliştirmesini talep ediyoruz. Aksi halde aklı başında herkesin muzdarip olduğu ‘düzen’ değişmeyecek, çalışma huzuru sağlanamayacak ve tabi olarak da eğitimde istenen hedeflere ulaşılamayacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.