Talip Geylan: 12 Milyon Emekliye Verilen Hak 2,6 Milyon Memura Da Verilmeli!

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Genel Başkan Yardımcıları Cengiz Kocakaplan ve Fuat Yiğit ile birlikte 23.04.2018 tarihinde İstanbul’da Avrupa yakasında bulunan 4, 5, 7, 8, 9 ve 10 No’lu Şubelerin, 24.05.2018 tarihinde de Anadolu yakasında...

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Genel Başkan Yardımcıları Cengiz Kocakaplan ve Fuat Yiğit ile birlikte 23.04.2018 tarihinde İstanbul’da Avrupa yakasında bulunan 4, 5, 7, 8, 9 ve 10 No’lu Şubelerin, 24.05.2018 tarihinde de Anadolu yakasında bulunan 1, 2, 3, 6 No’lu şubelerin iftar programına katıldı. Programda İstanbul Şube Başkanları, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, Denetleme ve Disiplin Kurulu Üyeleri, İlçe ve İşyeri Temsilcileri katıldı.

Toplantıda bir konuşma yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Ramazan ayını tebrik ederek sözlerine başladı. Geylan, “Bu mübarek günlerin hem ülkemize, hem camiamıza, hem de İslam coğrafyasına huzur getirmesini temenni ediyorum” dedi.

İçinde bulunduğumuz konjonktürde mevcudu korumak ciddi bir başarıdır.

2002 yılında mutabakata göre üye sayımızın 125 bin 863 olduğunu söyleyen Geylan, “Geçen yıl üye sayımız 201 bin idi. Bu yıl onu da aşacağız. 15 yılda yaklaşık 100 bin net artışımız var. İstifa edenleri, emekli olanları, kurumdan ayrılanları bir yana bırakırsak, 100 bin net artış demek, Türk Eğitim-Sen’in 15 yılda en az 250 bin yeni üye kaydı yapmış olması demektir. Bu sizlerin başarısıdır. Hepinizi yürekten kutluyoruz. Teşkilatımızla gurur duyuyoruz.

Yetki dönemini geride bıraktık. İçinde bulunduğumuz konjonktürde mevcudu korumak ciddi bir başarıdır. Alanlara indiğimizde göğsümüzü gere gere geziyoruz. Sahada üye sayımızın kat be kat üzerinde olumlu bir algıya sahibiz. Başka sendikaya üye olanlar bile ‘Türk Eğitim-Sen gerçek anlamda sendikacılık yapıyor’ diyor. Kısacası sendikal anlamda rüştümüzü ispat ettik. Bu başarı gökten zembille inmedi. Teşkilatımızın ortaya koyduğu gayretlerle sendikacılıkta zirvedeyiz” dedi.

Devletimiz 12 milyon emekliye bayram ikramiyesi verebiliyorsa, görevi başında bulunan 2 milyon 600 bin memura da bayram ikramiyesi verebilir.

Emeklilere bayram ikramiyesi verilmesini kapsamı ve miktarı dar olsa da olumlu bulduklarını söyleyen Geylan, bu talebi yıllardır Türkiye Kamu-Sen’in dile getirdiğini bildirdi. Geylan, Hükümetin 24 Haziran seçimleri öncesinde bayram ikramiyesinin kamu çalışanlarına da verileceğini müjdelemesini istedi. Genel Başkan, “Devletimiz 12 milyon emekliye bayram ikramiyesi verebiliyorsa, görevi başında bulunan 2 milyon 600 bin memura da bayram ikramiyesi verebilir. Üstelik kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesinin külfet getirmeyeceğini düşünüyoruz. Ülkeyi yönetenler her fırsatta Türk ekonomisinin büyüdüğünü, kişi başına düşen milli gelirin 10 bin dolara çıktığını söylüyor. Madem büyüyoruz, bundan kamu çalışanları da faydalanmalıdır” dedi.

Türk Eğitim-Sen’in sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınması için imza kampanyası başlattığını hatırlatan Geylan, bu kampanyaya sadece sözleşmeli öğretmenlerin değil, tüm kamu çalışanlarının destek vermesini istedi. Geylan, “Sözleşmelilikle surda açılan gediği kapatamazsak, hepimiz için tehlike uzakta değil” dedi.

Şayet başaramazsak, emin olun arkası gelecek. Bunun sonu iş güvencemizi kaybetmemize kadar gidebilir.

2011 seçimleri öncesinde tüm sözleşmelilerin kadroya alındığını söyleyen Geylan, bunun Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in 2005 yılından başlayarak sürdüğü mücadele ile gerçekleştirdiğine vurgu yaptı. Geylan şunları kaydetti: “2005 yılında 4/C statüsünde kısmi zamanlı geçici sözleşmeli öğreticiliği getirdiler. Türk Eğitim Sen olarak konuyu yargıya taşıdık. ‘Öğretmenlik tam zamanlı yapılması gereken bir uzmanlık mesleğidir’ diyen yargı, kısmi zamanlı geçici sözleşmeli öğreticiliği iptal etti. Bunun üzerine Hükümet bu öğretmenleri 4/B statüsüne geçirdi. Türk Eğitim-Sen olarak sözleşmeli öğretmenliğin iptali için de dava açtık, onlarca eylem ve basın açıklamasıyla sözleşmeli öğretmenliği protesto ettik. 2011 yılı genel seçimleri öncesinde MHP ve CHP, bizim oluşturduğumuz kamuoyu sonucunda sözleşmeli memur istihdamını kaldıracaklarını taahhüt etti. Bu gelişmenin akabinde iktidar tüm sözleşmelileri kadroya geçirdi. Ne yazık ki aynı iktidar, 2016 yılında yeniden sözleşmeli öğretmenliği getirdi. Bu kez yanında mülakat bonusu var. Sözleşmeli öğretmenler 4 yıl sözleşmeli, 2 yıl kadrolu çalıştıktan sonra tayin isteyebiliyor. Yani sözleşmeli öğretmenler eş durumu ya da sağlık özrü tayin hakkı isteyemiyor ve tam 6 yıl çakılı çalışıyor. Dolayısıyla tıpkı daha önceden olduğu gibi yine etkili duruş ortaya koymamız lazım. Kamu çalışanları bu kampanyaya destek olursa, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını geri püskürtebiliriz. Şayet başaramazsak, emin olun arkası gelecek. Bunun sonu iş güvencemizi kaybetmemize kadar gidebilir.”

En az 40 bin ek atama yapılmalıdır.

Öğretmen atamaları ile açıklama yapan Geylan, mülakatlara 60 bin kişinin girdiğini, sadece 20 bin atama yapılacağını, dolayısıyla 40 bin kişinin küskün olacağını belirtti. Geylan, mülakat sonuçlarının seçim sonrasına bırakıldığını hatırlatarak, Hükümetin seçim öncesinde tartışma zemini istemediğini bildirdi.

20 bin atamanın çok komik olduğunu bildiren Geylan, “En azından şu anda ücretli öğretmen sayısı kadar atama yapın” çağrısında bulundu. Türkiye’de şu anda 63 bin 656 ücretli öğretmenin görev yaptığına, bunların 7 bin 140’ının İstanbul’da olduğuna dikkat çeken Geylan, “40 bin ek atama yapılmasını istiyoruz” dedi.

Ya latife yapıyordur ya da oruç başına vurmuştur!

Müsteşar Yusuf Tekin’in, MEB’de mülakat ile adaleti getirdik” şeklindeki açıklamasını da eleştiren Geylan, “Ya latife yapıyordur ya da oruç başına vurmuştur!” dedi. Geylan sözlerini “Özellikle yönetici atamalarında, çekirdek çitler gibi yenilen kul haklarının daha yaşı bile kurumamışken, böylesi bir söylemin başkaca bir izahı olabilir mi?” şeklinde sürdürdü. Yönetici atamalarında 2016 yılında yaşanan usulsüzlükleri hatırlatan Geylan, “İstanbul’da 9 ayrı komisyon kurulmuştu. Bu komisyonlarda yer alan 45 kişinin tamamına yakını malum sendikanın üyesi idi. Mülakat komisyonları marifeti ile tam 86 adaya 100 tam puan verildi. 100 tam puan alan 86 kişiden 81’i tanesi malum sendikanın üyesi idi. Yine bu komisyonların 90 ve üzeri puan verdiği aday sayısı 214 idi. 214 kişiden 199 da yine aynı sendikanın üyesi idi. Bunun iki anlamı vardır: Ya İstanbul’daki en becerikli, en zeki, en yetenekli, en akıllı, en kabiliyetli yöneticiler bu sendikada toplanmış ya da bu mülakat komisyonlar çatır çatır kul hakkı yemişler. Bunlar kendilerini imtiyazlı Müslüman görüyorlar. Kul hakkı yemek imtiyazlı Müslümanlara mubah sanırım! Oysa bizim inancımızda kul hakkı çok önemlidir. Yüce Allah, ‘Ey kulum tövbe kapısı açık ama bana kul hakkı ile gelme’ der. Yüce Allah bile kul hakkını affetme yetkisini kendine bile almamışken bunlara ne oluyor?”

Seçimlerin ardından açıklanacak yönetici atama mülakat sonuçlarında birlik ve beraberlik ruhunu sabote eden, benden olan-olmayan, bana biat eden-etmeyen şeklindeki anlayışların devam ettirildiğini görürsek, bunun altında imzası olanları Türk Eğitim-Sen olarak kripto Fetöcü ilan edeceğiz.

15 Temmuz’da ülkemizin felaketin eşiğinden döndüğünü ifade eden Geylan, kamuda liyakat ve ehliyet esasına göre tayin edilmemiş yöneticilerin varlığının sakıncalarına değindi. 15 Temmuz’dan bugüne kadar milletimizin devletimizin yanında saf tuttuğunu söyleyen Geylan, birlik ve beraberlik ruhu oluştuğunu, bunun da çok önemli olduğunu kaydetti. Geylan, “Seçimlerin ardından açıklanacak yönetici atama mülakat sonuçlarında birlik ve beraberlik ruhunu sabote eden, benden olan-olmayan, bana biat eden-etmeyen şeklindeki anlayışların devam ettirildiğini görürsek, bunun altında imzası olanları Türk Eğitim-Sen olarak kripto Fetöcü ilan edeceğiz. MEB ve Hükümete de çağrıda bulunarak, birlik ve beraberlik ruhunu sabote edenleri MEB’den temizleyin’ diyeceğiz. Ayrıştırılmaya tahammülümüz yok. İnşallah 25 Haziran sabahı ötekileştirme ve ayrıştırma son bulur” dedi.

MEB bu konuda illa kendine partner arıyorsa Türk Eğitim-Sen’e gelsin.

Değerler eğitimi hakkında da önemli açıklamalar yapan Geylan, MEB’in değerler eğitimi konusundaki hassasiyetini desteklediklerini ancak değerler eğitimi adı altında okullara ne idüğü belirsiz vakıf, dernek, cemiyetlerden temsilciler geldiğini bildirdi.” Bunu kabul etmiyoruz” diyen Geylan, MEB’e çağrıda bulundu. Genel Başkan, “MEB, kendi öğretmenlerine güvenmelidir. MEB’in öğretmenleri değerler eğitimini verebilecek yetkinliktedir. Hatta şunu da söylüyoruz: MEB bu konuda illa kendine partner arıyorsa Türk Eğitim-Sen’e gelsin. Yüzde 100 yerli, yüzde 100 milli ve ülkesi için her türlü fedakârlıkta bulunacak olan Türk Eğitim-Sen’li öğretmenler değerler eğitimini en iyi şekilde verir.” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SENDİKALAR Haberleri