Yine bir eğitim ve öğretim yılına hazırlanıyoruz. Bu yıl birçok açıdan hareketli ve verimli geçeceğe benziyor. Yeni müfredatı tartıştık, şimdi sıra yeni ders kitaplarında. Mecliste görüşmeleri yarım kalan ÖMK, ekim ayında yeniden gündemimizde olacak. Mülakat sonuçları, akademi tartışmaları derken hareketli, bir o kadar da önemli başlıklar masamızda olacak.
Eğitimin son zamanlarda ülke gündeminde eskiye oranla daha çok yer aldığını söyleyebiliriz. Yerel seçimler sonrası siyasetteki yumuşama eğiliminin, eğitim söz konusu olunca çok da işe yaramayacağı anlaşılıyor. Güler Sabancı’nın sayın bakandan, yeni müfredatın bir yıl ertelenmesi talebi, ülke yararına ne yapılırsa itiraz eden bazı sendikalardaki yükselen motivasyon bize bazı ip uçları veriyor.
Siyasetteki Cemal Enginyurt modelinin sendikal versiyonları, eğitimde kaşımadık yara, sömürmedik çaresizlik ve sabote etmedikleri hassasiyet bırakmıyorlar. Bu sorumsuzlukla kritik zamanlarda neler yapabileceklerini görür gibiyim.
Kendini yenilemekte ve yeni öğretmeni, yeni öğrenciyi, yeni teknolojiyi, kısaca yeniçağı anlamakta geç kalan dönemin denetim kadrosu; geçmişte kendilerine yazdırılan raporlarla işlenen suçların etkisinden kurtulamadı ve eğitimde denetim sisteminin dönüştürülmesi yerine işlevsiz hale getirilmesine sebep oldu.
Şimdi zaman kaybetme lüksümüz yok. Yeni müfredatın uygulanması başta olmak üzere atılan bütün adımların etkin denetimle desteklenmeye ihtiyacı var.
Denetimin, hizmet içi eğitim ve rehberlikten daha çok ihtiyaç haline geleceği bir yıl bizi bekliyor. İdeolojik körlükle çocuklarımızın eğitim hakkının ihlal edilmesine göz yumulmamalıdır.
Bugün yeni bir denetim ve teftiş mantığına ve ekibine ihtiyaç olduğu açıktır. Sadece mevzuatı uygulamaya, eksik ve suçlu bulmaya odaklanmış eski anlayış yerine, donanımı ve yaptığı görevler itibari ile denetimin yanında eğitim liderliği yapabilecek eğitim yöneticilerine ihtiyaç var.
Böyle bir kadro aslında bakanlığın elinde var. MEB havuzuna bakarak, mevcut okul, il ve ilçe müdürlerinden yetenekli olanların arasından seçilecek yeni kadro, eğitime kısa sürede çok önemli katkılar sunacaktır. Böyle bir çalışmanın duyurulması bile okullarda toparlanmayı getirecektir.
Müfettişlerin özlük haklarını iyileştirerek, yapısal problemlerini çözerek ve yeni dönemin ihtiyaç ve beklentilerini iyi anlatarak eğitime üst düzey katkıları sağlanabilir.
Çok masraflar yaparak, aylarca emek vererek, birçok eleştiri ve saldırıya uğrayarak atılan adımların uygulama noktası olan okula hakim olamamak, okul iklimini belirleyememek ve o nabzı hissedememek çok büyük kayıp olacaktır. Denetimsiz bir eğitim sistemi ile artık yol alamayız.
Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri
yavuztlt@hotmail.com