Talat Yavuz: Eğitim meselesi adeta bir varlık yokluk meselesidir!

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz Eğitim Öğretim yılının geride kalmasının ardından değerlendirmelerde bulundu.

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz Eğitim Öğretim yılının geride kalmasının ardından yaptığı değerlendirmede ''Eğitimde çıkış noktası ve girilen yol doğrudur. Yolda yaşanan arızalar düzeltilebilir. İyi niyetli olanlar düzeltme, katkı sunma, daha iyisini talep etme adına çırpınırken bir kesim de “eğitimde dinselleşme yapılıyor” diye yaftalamaya çalışır. Bugün işe alımda adalet istiyormuş gibi göründüklerine bakmayın, sicilleri ses çıkarmadıkları binlerce ihracın karanlığı ile simsiyahtır.'' dedi.

YAVUZ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bir öğretim yılı daha geride kaldı. Yaz tatili Kurban Bayramı ile başladı. MEB bir yıllık icraatlarını Yıllık Bülten halinde yayınladı. Önemli çalışmaların yanında köklü tartışmaların da yaşandığı bir yıl geride kaldı ancak, eğitim yaz tatili boyunca da ülke gündeminde kalmaya devam edeceğe benziyor.

Eğitimin ülke gündeminde olması arzu ettiğimiz bir durumdu. Belli dogmaların esiri haline getirilmiş, dokunulmaz alanları oluşturulmuş ve artık açık toplumun beklentilerini karşılamayacak duruma gelmiş bir eğitim sistemi, cesaretle tartışılan ve cesurca adımların atıldığı bir süreçle değiştirilebilirdi.

Bir yılın ardından uzun yıllar özlemini çektiğimiz değişim, dönüşüm ve başarının neresindeyiz derseniz daha hazırlık ve planlama aşamasındayız diyebiliriz. Zor ve meşakkatli bir yolculuk aslında bu. Yeni müfredat, ders kitapları, uygulanan bazı projeler üzerinden kamuoyuna yansıyan tartışmaların aslında çok daha derin ve başka bir arka planı var.

Yaz tatili ile beraber önümüzde, kutupların temelden ayrıştığı, konunun direk kendisi yerine yansımalarının tartışılabildiği kısır ve samimiyetten uzak gidişata son vererek, esaslı tartışmaları yapabilme şansımız olacak. Karar vermemiz gereken en temel husus referanslarımızın ne olacağıdır.

Dünya değişiyor, batı medeniyeti insanlığa kan ve gözyaşından başka bir şey sunamıyor. Uluslararası sistem çöktü, modern dünya katliamları durduramıyor. Evrensel değerler yerle bir oldu. Batı ürettiği ve fonladığı sapkınlıklarla insanlığın sonunu hazırlıyor. İnsan, insan olduğu için değer görmüyor, seçkinler ve güçlüler her şeyi kendileri için tanımlıyor. Kavramlar aşındı ve kurallar yok edildi, yaşanan kaos, kurgulanan bir başka kaosla unutturulmaya çalışılıyor.

Böyle bir ortamda ülkemizde bir kesim hala eğitimde kendi köklerimize dönmeyi tehlikeli görebiliyor. Değerlerimizden korkuyor, sapkınlıkları destekliyor. Bilim adına dogmalara sığınıyor, akıllarınca korku salıyor, tehdit ediyor. Kavramların içini boşaltıyor, tanımlıyor, yaftalıyor.

Sadece bir şeyi yapamıyor, konuşamıyor ve tartışamıyor. Biz bu filmi gördük, böyle yapanlar sonuçta gerçeklerle yüzleşiyor ancak geçen zaman ve kaybettiklerimiz telafi edilemiyor.

Eğitimde çıkış noktası ve girilen yol doğrudur. Yolda yaşanan arızalar düzeltilebilir. İyi niyetli olanlar düzeltme, katkı sunma, daha iyisini talep etme adına çırpınırken bir kesim de “eğitimde dinselleşme yapılıyor” diye yaftalamaya çalışır. Bugün işe alımda adalet istiyormuş gibi göründüklerine bakmayın, sicilleri ses çıkarmadıkları binlerce ihracın karanlığı ile simsiyahtır.

Mülakat, müfredat, sivil toplumla işbirliği, imam hatipler vs. tartışmalarına bu açıdan baktığınızda bunlara yüksek sesle, “adaleti savunmak size mi kaldı?” diye bağırmak geliyor içimden.

Güncel tartışmalara bakıldığında kendi değerlerimize dönelim diyenlerle karşı olanlar arasında bir kesim var ki bunların ne dedikleri, neyi destekleyip neye karşı oldukları bile anlaşılmıyor. Bazen maneviyatçı, mukaddesatçı oluyorlar, bazen de tam tersi sembollere sarılıyor ve statükonun yılmaz bekçileri oluyorlar. Adeta kuşdili konuşuyor, iki kutup arasında vatan millet naraları arasında menfaat temelli günübirlik voltalar atıyorlar.

Eğitim meselesi artık kamuoyuna yansıyan konuların çok daha ötesinde adeta bir varlık yokluk meselesidir. Gelecek nesillere yüklediğimiz bilgi, kazandırdığımız beceri, donattığımız değerler ve verdiğimiz eğitimle nerede durmalarını sağlıyoruz. Mesele budur, söylediğim kimin ne kadar dindar, muhafazakar, laik vs. olduğunun ötesinde bir şeydir.

Talat YAVUZ

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri