ŞUBE MÜDÜRLERİNİN ROTASYON HABERLERİ PAPATYA FALI GİBİ…

ŞUBE MÜDÜRLERİNİN ROTASYON HABERLERİ PAPATYA FALI GİBİ…

Bir şarkının sözü idi sanırım.Bestesi ve güftesi kime ait bilmiyorum ama.”Şarkılardan fal tuttum/ikimize kaç kere/sana neşe mutluluk/bana hep hasret çıktı….

Bu günlerde Milli Eğitim Bakanlığımızın Taşra yöneticileri ile ilgili yer değişikliği haberleri tıpkı bir papatya falı gibi..Her şeyimiz bize özgü Türk işi (Turkısh) olduğu gibi o da tam bize özgü bir hal aldı.

Akıl alır gibi değil.

Türk Filmlerindeki Şaban ya da Şabanoğlu Şaban karakterinin aşklarını,kendince salako rolü ile aşık olduğu kızın kendisini sevip sevmediğini anlamak için açtığı fal …

Papatya falı…

Seviyor,sevmiyor..Seviyor,sevmiyor.seviyor,sevmi….

Bizim Bakanlığın taşra yöneticilerine rotasyon yapıp yapmayacağı konusu artık papatya falına dönüştü.

Yapılacak,yapılmayacak.Yapılacak,Yapılmayacak.Yaaaaapı,yapılma…

Allah yar ve yardımcınız olsun arkadaşlar….

Gerçekten böylesine bir bakanlığa dayanmak için sinirlerimizin çelikten olması gerek diye düşünüyorum.

****** ****** *******

Artık konusunun açılmasına bile tahammülümüz kalmadı.

İnsanlarla alay edercesine binlerce yöneticinin kendisi ve ailesi ile alay ediliyor.

Bir yetkili ağız çıkıp bir açıklama yapma zahmetinde bile bulunmuyor.

Yakın zamanlarda Reha Muhtarın Atina’dan bildirmeyi bırakıp Show TV ye haber Ancormeni olduğu yıllardı.

Haber bülteninin Jeneriği olmuş bir görüntü ve ses vardı.

Nerde bu devlet?

Nerde bu millet?

Bu feryat sesi o dönemde gerçekten ses getiriyor ve insanların gelecekle ilgili yaşam ümitlerini törpülüyordu.

Sonrasını biliyorsunuz.

Milletin bir devrin iktidarını süpürüp çöpe atması..

Yepyeni bir sayfa açması..

Kendi ile alay edenleri tarihin çöplüğüne atıp,kendisini insan yerine koyan bir iktidarı getirmesi..

Bu milletin ayranını kabarttığınızda ne olacağını yakın tarih ibret levhalarına bakarak yorumlayabilirsiniz.

Biz de soruyoruz.

Nerde Milli Eğitim Bakanlığı?

Nerde Bizim İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü?

Daha ne kadar fal açmaya devam edeceğiz?

****** ******* ******

Doğu illerinin birinde görevli iken,yaşadığımız bir hatıra ile sonlandıralım.

1992-93 yılları…

Malatya’dan 1960’lı yıllarda Bingöl’e “Çerçi” olarak gitmiş bir aile..

Zamanla ticarete atılmış..

Zengin olmuş…

O dönemlerde 5 Nisan’94 kararları henüz yayınlanmamış,devalüasyon filan yapılmamış.

Kimilerinin havyarı çöpe attığı,kimilerini çöpten ekmek topladığı yıllar.

İnsanların utanarak hava karardıktan sonra semt pazarına inip,konu komşu görmesin diye pazar eziklerini toplayıp,evlerinde ocaklarını tüttürdükleri kazanlarını kaynatmaya çalıştıkları yıllar.

Etrafımıza bakıyoruz.

Herkes bir geçim derdinde…

Güvenlik gerekçesiyle güvenlik güçlerine mensup memurların sayısının hayli kabarık olduğu bir il Bingöl..

Malatyalı söz konusu esnafın dükkanı yılın her günü ,günün hemen her saati arı kovanı kaynamakta..

Tuhaf bir durum var ama nedir anlayamıyoruz

Dışardan izlediğimiz kadarıyla mağaza bir beyaz eşya mağazası ama..

Girip çıkan insanlar pek beyaz eşya müşterisine benzemiyor.

Her gün ve her saat kalabalık.

Bir gün sordum bir arkadaşa?

Ne oluyor burada?

O mağaza,görünürde bir beyaz eşya mağazası ama..Gerçekte başka iş yapılıyor

Nasıl yani?

Modeline insanlara araba veriyorlar.

1994 model bir otomobilin var.Veriyorsun iki yıl onlarda kalıyor.sana iki yıl sonra son model bir otomobil veriyorlar.

Paranı yatırıyorsun iki yıl onlarda kalıyor.Vadesi dolduğunda 5 milyarın 7,5 milyar oluyor.

Vs… Vs..

Dağda otlayan sürüsünü satıp getiren,yatıran mı dersin…

Ağaçlarını kesip satıp getiren mi dersin..

Ekmek teknesi otobüsünü,kamyonunu satıp getiren mi dersin.

Bir dairesini satıp parasını yatırıp,iki yıl sonra iki daire alacağını söyleyen mi dersin.

Arı kovanı gibi…

Sonuç.

Bir gece bizim Malatyalı Mağazanın camına bir KONKORDATO ilanı yapıştırıp sırra kadem basıyor.

Paralar buz gibi eriyor.

Hiç kimse hiçç bir alacaklı izini tozunu bile bulamıyor.

Gariban öğretmenimin birisi de vermiş arabasını…

O zavallının yıllar yılı birikimleri de buhar olup uçmuş.

Bingöl’de artık geyik muhabbeti yapılıyordu.

Öğretmen öğrenciyi kaldırmış:

Oğlum kuş türlerini sayar mı sın?

Güvercin,atmaca,üveyik,akbaba,karakuş…

Öğretmen:KARAKUŞ deme diye bir feryat bir figan…

Meğer kendisini ve koca bir ili dolandıran mağazanın ismi de KARAKUŞ imiş.

Biz de artık o kadar nefret eder hale geldik ki.

Birisi sorsa Bana ROTASYON deme diye feryat edeceğiz.

Bu papatya falları gerçekten artık gına getirdi.

Abdulkadir YÜCE

Eğitim Yöneticisi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri