Sözleşmeli öğretmenliğe atama nasıl olacak? Kadroya nasıl geçecekler?
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı kabul edildi. 652 sayılı KHK'ye eklenen ek 5'inci maddede sözleşmeli öğretmenliğe atamanın nasıl olacağı ve kadrolu öğretmenliğe geçiş süreci açıklanmıştır. Buna göre sözleşmeli öğretmenliğe atama süreci ile kadroya geçişi şu şekilde sıralayabiliriz;
1- Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yörelerde Bakanlığın boş öğretmen norm kadrosu bulunan örgün ve yaygın eğitim kurumlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli öğretmen istihdamına gidilecek.
2- Sözleşmeli öğretmenler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci maddesinde öngörülen genel şartlar ile öğretmen kadrosuna atanabilmek için aranan özel şartları taşıyanlardan Kamu Personel Seçme Sınavı puan sırasına konulmak kaydıyla alım yapılacak her bir pozisyonun üç katına kadar aday arasından Bakanlık tarafından yapılacaksözlü sınav başarı sırasına göre atanacak.
3- Atanan sözleşmeli öğretmenler üç yıl süreyle başka bir yere atanamayacaklar. Aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde sözleşmeli öğretmenin eşi sözleşmeli öğretmene tabi olacak. Sözleşmeli öğretmenler, aday öğretmenler için öngörülen adaylık sürecine tabi tutulacaktır.
4- Sözleşmeli öğretmenlerden sözleşme gereği üç yıllık çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde öğretmen kadrolarına atanacaklar. Öğretmen kadrolarına atananlar, aynı yerde en az iki yıl daha görev yapacak ve bunlar hakkında adaylık hükümleri uygulanmayacak.
5- Sözleşmeli öğretmenliğe atanacakların başvuruları, sözlü sınava alınacakların belirlenmesi, sözlü sınav konuları, sözlü sınavın usul ve esasları, atanmaları ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı'nın görüşleri alınarak Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan yönetmelikle düzenlenecektir.
Sözleşmeli öğretmenler ne kadar ücret alacak?
Bu konuda Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz komisyonda şu ifadeleri kullanmıştır; "Ücreti ne olacak? Kesinlikle kadroludan daha aşağı olmayacak. Şu anda da sözleşmeli öğretmen maaşı 2016'da 2.194 lira, ek ders de 539; 2.700 küsur gibi oluyor. Ama, gerçekten maaşlarını iyileştirmek, ek derstir... Zaten puan da veriyoruz. Orada kaldığı süre için diğer yerlere nazaran daha fazla puan veriyoruz. Ama, bundan sonra biz Maliye'yle görüşeceğiz. Yani, mali yönüne tek başımıza karar veremiyoruz, hükümetin politikası. Gerçekten, hükümetimizin de genel şeyi... Öğretmenleri diğerlerinden cazip hale getirmemiz lazım. Ne yapmamız lazım? İşte, maaşlarının gözden geçirilmesi dahil, özendirme dahil, hatta öğretmen seçiminden, eğitim fakültelerine gitmeden önce başlayarak da o strateji belgesinde."
Ayrıca, sayın Bakan; "kariyer basamaklarının oluşturulması -Strateji Belgesinde- özendirici tedbirlerin alınması, eğitim öğretim kurumlarının sınıflandırılması, öğretmen maşlarının yeniden gözden geçirilmesi, öğretmenlerin bireysel çalışma yapabilmelerine imkan sağlayan ortamlar oluşturulması, öğretmenin mesleki uygulama ve eğitim kurumunun yönetimine ilişkin yetki ve sorumluklarının artırılması da dahil olmak üzere birçok öneri bu strateji belgesinde var. Hangi illere yapılacak bu? Zaten kalkınmada birinci derecede öncelikli yöreler deyince Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Tunceli, Van, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak'ın da olduğu iller.
Adaylar Meclis koridorlarında koşmak zorunda bırakılmamalıdır
Bu köşeyi takip edenler, öğretmenliğe alınmada mutlak surette sözlü sınav olması gerektiğini savunduğumu bilirler. Bu bağlamda sözleşmeli öğretmenliğe atanmada getirilen sözlü sınav birçok kesimi tedirgin etti.
Malum, sözlü sınav denilince akla hemen kayırmacılık geldiğinden ciddi bir tedirginlik oluşmaktadır. Ancak, kariyer meslek olarak tanımladığımız 657 sayılı Kanun'un 36/A-11'inci maddesinde sayılan uzman yardımcıları, müfettiş yardımcıları, meslek memurları, kaymakamlar vb. tamamında sözlü sınav vardır ve bunun kaldırılmasına yönelik bir çaba da söz konusu değildir. Hal böyle iken geleceğimiz olan çocuklarımızı şekillendiren öğretmenlerin de seçilmesinde hem profesyonel hem de katı kurallar getirilmesi gerekmektedir.
Maalesef öğretmen seçiminde emniyet personeli seçimi kadar dikkatli davranılmıyor. Halbuki emniyet mensupları bugünümüzün, öğretmenler ise geleceğimizin güvenliğini sağlıyor. Hele hele taciz olaylarının artması öğretmen seçiminde çok daha dikkatli olunmasını zorunlu kılmaktadır. Sözlünün yanında öfke kontrolü dahil birçok testten geçirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, sözlü sınavın olmazsa olmaz kural olduğunun bilinmesi gerekir. Ancak, üzerinde kafa yorulması gereken asıl konu sözlü sınavın riskini ortadan kaldıracak yöntemler üzerinde durulması olmalıdır. Bu yöntemlerden bir tanesi kamera yöntemidir. Diğer bir yöntem ise memur sendikalarıyla çalıştay düzenleyip objektif kriterler üretmeleri yönünde gayret göstermelerinin sağlanmasıdır. Kaldı ki taraflar bir araya gelerek zaten var olan riski azaltabilirler.
Daha önce, 652 sayılı KHK'de yapılan değişiklikle aday öğretmenlikten asil öğretmenliğe geçişte sözlü sınav getirilmişti. Kanunun Meclis'teki görüşmelerinde ciddi tepkiler gelmiş ve ciddi tartışmalar yaşanmıştı. Ancak, gelinen aşamada görünen o ki her kesim öğretmen alımında sözlü sınav olmasını istiyor. En temel çekince ise objektifliğin nasıl sağlanacağıdır. Üzerinde kafa yorulması gereken en kritik konunun bunun üzerinde yoğunlaştığı bilinmelidir. Muhalefet partileri sözlü sınavdan ziyade yöntemine sonuçlarına itiraz etmektedirler. Yeni düzenlemede ise daha öğretmenliğe girişte sözlü sınav getirilmektedir ve doğrusu da budur.
Her veli, çocuğunun en iyi öğretmenden ders almasını talep etmektedir ve bu durum en tabii hakkıdır da. Ancak, şu ana kadar kamunun bulduğu en iyi öğretmen seçim yöntemi ise sadece merkezi olarak yapılan yazılı sınav olup, bunun tek başına yeterli olmayacağı ise her kesimin mutabık olduğu bir gerçektir. Geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerin yetişmesi için en iyi öğretmen seçim yönteminin sadece yazılı bir sınav olduğunu söyleyerek yeni arayışlara gidilmesini engellemek gerçekçi değildir. Önemli olan, en iyi öğretmen alım yöntemi ile objektif kıstasların nasıl oluşturulması gerektiği konusunda sözü olanların rahatça bunu açıklamasıdır.
Kaldı ki benzer bir şekilde sadece yazılı sınavla özel okullarda öğretmen istihdamının en iyi yöntem olduğunu iddia eden birisi çıksa bu kişi hakkında ne düşünüleceğini tahmin etmek zor olmasa gerektir. Orası özel sektör diye itirazların yükseldiğini duyuyoruz ancak, ister özel okul, isterse kamu okulu olsun öğretmenlere emanet edilen şey geleceğimiz olan öğrencilerdir.
Sonuç olarak, sözlü sınav olmalı ama sözlü sınavların yaşandığı kamu kurumlarında olduğu gibi sözleşmeli öğretmen alımında da adayların Meclis koridorlarında referans peşinde koşmalarının önüne geçilecek objektif kıstaslar getirilmesi olmazsa olmaz bir kural olmalıdır. Aksi takdirde işin suyunun çıkacağının bilinmesi gerekmektedir ve olan referans bulamayan garibanlara olur.