Sözleşmeli Öğretmenlerin Yanlış Tercihi

Sözleşmeli öğretmenlik nasıl bir hukuk anlayışının ürünüdür? Sözleşmeli öğretmenlerin özlük haklarındaki sorunların kaynağı nedir? Sözleşmeli öğretmenler, sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılmasında veya özlük haklarının iyileştirilmesinde yeterli çabayı sar

Sözleşmelilik Bir Çift Başlı Hukuk Örneğidir


Koncuk, demokratikleştiği iddia edilen Türkiye'de uygulanan sözleşmeli öğretmenliği bir “geri hukuk” örneği olarak görmekte… Öğretmenlerin kadrolu ve sözleşmeli olarak ayrılmasını eleştirirken diyor ki: “İnsanlara iki farklı hukuk normu uygulanamaz. Bu durum, geri kalmış ülkelerde görülebilecek bir durumdur.”


Meselenin diğer tarafını da gösteriyor: “Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılmasına yönelik mücadelemiz, sadece sözleşmeli öğretmenler için değil. Biz bu mücadeleyi vermezsek bütün öğretmenler hatta bütün kamu çalışanları sözleşmeliye geçirilebilir. Mevcut iktidarın beyninin altında bu düşünce yatmaktadır. 18.Milli Eğitim Şurası'nda 'bütün öğretmenlerin sözleşmeli yapılması' önerisi de, bu düşüncenin bir ürünüdür. Biz, Şura'da tüm gücümüzle tepki koyduk.Hatta bu öneriyi dayatmaya çalışanlara şunu da söyledim: 'Eğer bu madde buradan geçsiz, biz bunu seçimlerde size karşı kullanırız.' Sonuçta kadroluları sözleşmeli yapma düşüncesi Şura'da karara geçmedi.”


Geçmiş Şuraları anımsadığımızda İsmail Koncuk'a hak vermemek elde değil. Milli Eğitim Şuaralarında alınan olumlu kararların bir “yalan vaatten” ibaret kaldığını, ancak öğretmenlerin aleyhine kararların ise süratle hayata geçirildiğini herkes biliyor artık.


Sözleşmelilerin Sendika Tercihi

Kendisine “sözleşmeli öğretmenlere yönelik sık sık girişimlerde bulunduğunu, eylemler düzenlediğini” hatırlatıp bunun karşılığını “sendikanın üye sayısında artış” olarak alıp almadığını sorduğumda, Koncuk'un nabzı yükseliyor.


Koncuk, sözleşmeli öğretmenler için mücadele eden ancak bunun karşılığında sözleşmeli öğretmenleri kendi saflarına katmakta yeterli başarıyı gösteremeyen sendikalar arasına Türk Eğitim Sen'i de koyuyor. Başkan'a göre Türk eğitim Sen'de 6 bin civarında sözleşmeli memur ve öğretmen var. Benim bildiğim kadarıyla da TES'e bağlı sözleşmeli öğretmen sayısı 2 bin civarında.


Ancak meselenin traji-komik yanı ise, sözleşmeli öğretmenlerin lehine olabilecek eylem ve icraatlardan yoksun bir başka sendikanın sözleşmeli öğretmenlerden oluşan üye sayısının 6 bin rakamının çok üstünde oluşu. Koncuk bu sendikayı “iktidardan nemalanan sözde sendika” olarak tanımlıyor ve sendikacılıkla bir ilgisi bulunmadığını iddia ediyor.


Ben de kendisine katılıyorum. Çünkü referandum öncesi sözleşmeli öğretmenler için düzenlenen bir eyleme bütün sendikaların katılım gösterdiğini hatırlıyorum. Ancak Koncuk'un dediği “sözde sendika”nın temsilcileri, eyleme geç saatlerde gelmiş ve ailelerinin parçalanmasından mustarip bu öğretmenlerden referandumda evet demelerini isteyerek büyük bir tepki toplamıştı.


“Peki Sayın Koncuk, işin sırrı nedir? Hiç iş yapmadan sözleşmeli öğretmenleri nasıl üye yapmayı başarıyorlar?” diye soruyorum.


Koncuk durumu şöyle açıklıyor: “Sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmelerinde 'gerekçe gösterilmeden sözleşmesi feshedilebilir' diye bir madde vardı. Bu maddeden korkan sözleşmeli öğretmenler, iktidara yakın olan ve MEB'de işleri yürüten sözde sendikaya sığınıyorlardı. Biz bu maddeyi dava edip iptal ettirdik. Yani artık sözleşmeli öğretmenler o kadar da güvencesiz değil. Ancak durumu iyi bilmeyen sözleşmeli öğretmenler kandırılmaya oldukça müsait. Sözde sendikanın temsilcileri, sözleşmeli öğretmenleri hâlâ da 'iş güvencesi' tehdidiyle korkutarak üye yapabilmekteler. Bu durum biraz da sözleşmelilerin kabahati. Mevcut haklarından habersizler.."





Abbas Yüksek

personelmeb.net@gmail.com



İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri