Milli Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde 2020 yılı yarıyıl tatili özür durumu yer değiştirme duyurusunu yayınladı. Yayınlanan duyuruya göre 2020 yılı Ocak ayında özür grubuna bağlı yer değiştirme işlemleri yapılacaktır. Takvime göre 2 Ocak – 16 Ocak tarihleri arasında iki aşamada başvurular alınacak ve birinci dönemin son günü olan 17 Ocak’ta yer değiştirme sonuçları açıklanacaktır. Yayınlanan duyuruda kadrolu öğretmenler ile sözleşmeliden kadroya geçen öğretmenlere özür durumuna bağlı yer değiştirme hakkı verildi. Sözleşmeli olarak çalışmakta iken kadroya geçen öğretmenlere özür durumundan yer değiştirme hakkının verilmesi kamuoyunda takdirle karşılandı. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı, bu özür grubu yer değiştirmelerinde halen sözleşmeli olarak çalışan öğretmenlere de özür grubuna bağlı yer değiştirme hakkı verileceğine dair bir açıklama da bulunmamıştır. Kadrolu öğretmenlere özür grubundan yer değiştirme hakkı verilirken sözleşmeli öğretmenlerin bu haktan mahrum bırakılması kamuoyunun beklentilerini karşılamamıştır.
Kadrolu öğretmenlerin olduğu gibi sözleşmeli öğretmenlerin de sağlık ve aile birliği mazeretine bağlı mağduriyetleri bulunmaktadır. Sağlık sorunları bulunan kadrolu öğretmenlerin tedavilerini yaptırabilmek için yer değiştirmeleri bir hak ise bu haktan sözleşmeli öğretmenlerinde yararlandırılması gerekmektedir. Bilinmelidir ki yaşam hakkı her şeyden önce gelmektedir. Aile birlikteliğini sağlamak kadrolu öğretmenlerin olduğu kadar sözleşmeli öğretmenlerin de hakkıdır. Unutulmamalıdır ki, yürürlükte bulunan yasal mevzuat ve uluslararası sözleşmeler uyarınca toplumun temeli olan “aile” kavramının devlet organları tarafından korunması, aile birlikteliğinin muhafaza edilmesi ve herkesin aile hayatına saygı gösterilmesi; herkesin yaşamını sürdürebilmesi için sağlık şartlarının iyileştirilmesi devletin ve devlet kurumlarının asli görevleri arasındadır. Devletin ve devlet kurumlarının bu görevlerini yerine getirirken her türlü önlemi ve tedbiri alması gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin 16.07.2010 tarihli ve E:2010/29, K:2010/90 sayılı kararında; kişinin sahip olduğu hak ve hürriyetlerin önem dereceleri göz önünde bulundurularak Anayasa'da yer aldığı, kişilerin maddi ve manevi varlıklarını geliştirebilmelerinin mutlu ve huzurlu olabilmelerinin başlıca şartının ihtiyaç duydukları anda sağlık hizmetlerine ulaşıp bu hizmetlerden yararlanabilmeleri olduğu, sağlık hizmetlerinin doğrudan yaşam hakkıyla ilgili olması nedeniyle diğer kamu hizmetlerinden farklı olduğu, insan sağlığının, mahiyeti itibarıyla ertelenemez ve ikame edilemez bir özelliğe sahip olduğunu ifade etmiştir.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 18745356-101.07.04-E.5821 sayılı ve 03/04/2018 tarihli kararında; Milli Eğitim Bakanlığının görev alanı çerçevesinde eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla getirilen sözleşmeli öğretmenlik uygulaması kapsamında, ilgili mevzuatta atananların 4 yıl süreyle başka yere atanmayacağı yönünde bir hüküm bulunsa da, sözleşmenin imzalanmasının sonrasında ortaya çıkan ağır sağlık sorunları nedeniyle ilgililerin yaşadıkları mağduriyetler karşısında, insan yaşamının kutsallığının bir yansıması olan sağlık hakkını konusundaki Anayasal hükümleri ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan taahhütlerimizi dikkate alarak ve çocuğun yüksek yararı göz önünde bulundurularak, sosyal devlet olmanın ve ölçülülük ilkesi ile hakkaniyet ilkesinin bir gereği olarak, Ağrı ilinde başvuranın eşinin tedavisinin yapılabileceği bir hastanenin bulunmadığı, İstanbul ilinde başvuran öğretmenin branşında ihtiyaç da olduğundan ilgililere idare tarafından gerekli kolaylığın sağlanması gerektiğine karar verilmiştir.
Bu nedenlerle de Milli Eğitim Bakanlığı sözleşmeli öğretmenlerinde sesine kulak vermeli ve sözleşmeli öğretmenlere de kadrolu öğretmenlerle birlikte yarıyıl tatilinde özür durumlarına bağlı yer değiştirme hakkı verilmelidir.