Son bir kaç yıldır Facebook ve Twitter adlı iki site ülkemizde pek yayıldı, popüler oldu. Facebook sayfası olmayan insanımız ve şirketimiz neredeyse kalmadı. İnsanlar 24 saat ne yaptıklarını buraya bildirme ihtiyacı duyar oldular.
Fotoğraflar, filmler, şiirler, hikayeler, anılar, şakalar, yalanlar, reklamlar arasında boğulur olduk.
Medyumlar, falcılar, yaşam koçları, gurmeler, ot-çöp uzmanları, bal / tek taş yüzük / cep telefonu / tablet / dinleme cihazı / cinsel ilaç satıcıları buraları mesken edinir oldular.
Sosyal medyada en çok üzüldüğüm hususlardan birisi siyaset, tarih, bilim ile ilgili yalanların alabildiğine yoğun biçimde dağıtılıyor, takip ediliyor olmasıdır.
Birisi gerçek olmayan, karalama, iftira içeren tarihsel yalanları kafadan sallıyor. Altına da İlber Ortaylı, Halil İnalcık, Yalçın Küçük vb. gibi bir isim döşenip dağıtıma veriyor. Bunu okuyan bir çok cahil kitle; doğru mu, yanlış mı diye düşünmeden bilgiyi paylaştıkça paylaşıyor…
Özellikle yakın tarihimizdeki önemli liderleri kötülemek, onları değersizleştirmek için yapılan paylaşımlara üniversite mezunu, okumuş, saygı duyulan meslek sahipleri bile inanıyor.
Sonuç olarak web üzerinde gördüğünüz her bilgiye inanmayınız. İnternetin yüzde 88’inin de maalesef çöp bilgi olduğunu unutmayınız.
Ali Özdemir
Bolu