SORUŞTURMA NEDENİ BOŞ BANKA CÜZDANI

Artık yeter, bu kadar sıkıntı bu kadar olumsuzluk bizleri aşırı şekilde germektedir. Dediğim dedik diyen yöneticiler, anlayışsız veliler, ne dediğini bilmeyen gece rüyada görüp sabah uygulamasını yapan genel müdürler, daire başkanları, sayın bakanlık yetk

Her uygulamanız bizleri bir kere daha tedirgin etmektedir. Her sözünüz bizleri biraz daha umutsuz hale getirmektedir. Ateşten gömlek olan idarecilik artık tenimizi yakmaktadır, boynumuzu bükmektedir. Vatandaşı üzmeyin diyerek emir telakki edenler, bizlerinde vatandaş olduğunu unutmaktadır, bizlerinde bir yuvasının ve ailesinin olduğunu unutarak yok akşam çalışılacak yok Cumartesi Pazar okullar açılacak gibi sözlerle düşmanlığını dışa vurmak bizleri üzmektedir.

Öyle bir mesleğe sahibiz ki; kendi öz babamız bile yata yata para alıyorsunuz diyerek söz söylediği, toplumda değeri azalan Öğretmenlik mesleği eski gücünü çoktan kaybetmiş, şamar oğlanı gibi her gün değişen yönetmeliklere, emirlere boyun eğen, yani herkesin gücünün yettiği bir meslek haline gelmiştir.  “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” düsturundan hareket ederek öğretmenin hakkını hiçbir fert ödeyemez, verdiğiniz üç kuruşluk maaşlarla, karın tokluğuna çalıştırmakla asla hakkımızı ödeyemezsiniz.

Şu anda idareci olarak çalışan bizler, derslere giren öğretmenler, öğrenciler ve veliler okulların durumundan şikâyetçiler çünkü okulların açılmasıyla birlikte, bütçesi olmayan ve velilerin bağışlarıyla ayakta kalan okullar temizlik maddesinden tutunda tebeşir ve dahi sınıf defterini bile alamaz duruma geldik. Sorunlar bir yumak gibi büyümekte, her gecen gün sorunlar çözümsüzlüğe doğru sürüklenmektedir. Peki, bu sorunlar nedir? Saymakla bitmez, bu sorunları söylemek değil de sorunlara çözüm üretmek en doğru karardır. Okullardaki sorunların çözümü için okullarda çalışan idarecileri dilencilikten kurtarıp her okula bir bütçenin ayrılması ve bu bütçenin harcamasının okul müdürlüğüne bırakılması sorunları kökten halledecektir.

Okullarda bu kadar sıkıntı varken sabahın ilk saatlerinde, yani ikinci dersin başladığı sıralarda okul bahçesine bir otomobil girdi, elinde çantası ile okulun giriş kapısına yönelen beyefendi direk müdür beyin odasına girdi. Birkaç dakika sonra telefonum çaldı, arayan müdür beydi hocam odama bir gelir misiniz şeklinde bir ifade kullandı. Direk odasına yönelerek, içeri girdim. Müdür Bey tanıştırdı, müfettiş bey diyerek, sayın müfettişimde hayır denetmen diyerek el uzattı ve gülüşerek son değişiklikten bizleri de haberdar eyledi. Neyse hoş sohbetten sonra okula gelişindeki asıl amacının son genelge olan “Kayıt Parasının” okullar tarafından toplanılıp toplanılmadığını araştırıyoruz, diyerek banka cüzdanını, bankadan alınan ekstreyi, okul aile birliği dosyasını istedi ve buların fotokopilerinin çekilerek bir tutanak tutulacağını ve bu belgeleri kendisinin alacağını söyledi. Fakat bilmiyordu fotokopinin çalışmadığını, sadece okulda bir top kâğıdın kaldığını ne bilsin oda üzgündü, biliyorduk denetmenlerin halini, maaşlarının nasıl tırpanlandığını,  sadece gözlerimize bakarak hocam dedi yutkundu anladık halini, istediği ne varsa torladık topladık kendisine verdik ve kapıya kadar uğurladık. Çünkü bir kuruş almamıştık ve yıllardır kayıt parası toplamıyorduk. Bu konu için sayın bakanlık yetkililerinin denetmen görevlendirmesi ve idareciliğin artık ateşten gömlek giymek olduğunu bize öğreten bakanlığa teşekkür ederiz.

Şu anda bakanlık boş işlerle ve koltuk kapmacasıyla uğraşırken, biz öğretmenler asli unsurumuz olan eğitme ve öğretme işine yönelelim, onların gelip geçici olduğunu bilerek bir birimize güzel davranalım.

Ey idareciler, gelin hep birlikte şu dilencilikten vazgeçelim, yok okulun şunu eksikmiş şu zengine gidelim Allah Rızası için bir şey kopartırız mantığını bir kenara koyalım, bu okullar devletinse her ihtiyacını devlet karşılar. Bizler yarının büyüklerini yetiştiriyorsak, parasız eğitim diye övünenler yarının büyüklerine saygı göstermek ve okullara bütçe koymaya mecburdurlar. Kimse bilmiyor idarecinin ne çektiğini, Artık yeter diyoruz, bu kadar sıkıntı bu kadar olumsuzluk bizleri aşırı şekilde germektedir. Dediğim dedik diyen yöneticiler, anlayışsız veliler, ne dediğini bilmeyen gece rüyada görüp sabah uygulamasını yapan genel müdürler, daire başkanları, sayın bakanlık yetkilileri kafayı yememize az kaldı.

 

Ömür KUZGUN

Eğitimci Yazar

memurlar.biz

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

MEB PERSONEL Haberleri