Sitemize gönderilen yazıyı aynen yayınlıyoruz;
Eşi başka ilde olan binlerce sınıf öğretmeninin Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türkiye genelinde ki 71 ili kendileri için tayine açmamasından dolayı ailesi parçalanmak üzeredir. Milli Eğitim Bakanlığı “Eş Durumu” atamalarının da içinde yer aldığı “Özür Grubu” atamalarında Türkiye genelinde 71 İLİ SINIF ÖĞRETMENLERİNE KAPATMIŞTIR. Bu kararla birlikte eşi bu 71 ilin birinde kamuda veya özel sektörde çalışan yada yaptığı iş gereği oraya mecburiyetten (sağlık durumu, ailevi durumlar, devlet ataması, vs.) gitmek zorunda olan sınıf öğretmenleri ailelerini ayırmak zorunda kalmaktadır. Çocuklar annesinden veya babasından ayrı olarak yaşamaya mahkum edilmektedir.
Aslında herşeyden önemli olarak cevaplanması gereken soru, ailesi parçalanmış bir sınıf öğretmeninin, çocuğundan ayrı kalmış bir sınıf öğretmeninin öğrenciye ve eğitime nasıl fayda sağlayacağıdır. Bağlı olduğu Bakanlıkça ailesi bölünen bir öğretmenin eğitim sistemine ve yaptığı işe duyduğu öfke bir yana içerisinde bulunacağı ruh hali nedeniyle verimli olması mümkün değildir.
MUTSUZ ÖĞRETMENLER ANCAK MUTSUZ ve YETERSİZ NESİLLER YETİŞTİREBİLİRLER!
Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınıf öğretmenlerine kapalı olan illeri tayine açması da sınıf öğretmenlerinin mağduriyetini gidermeye yetmeyecektir. Bakanlığın bir ilde tayin için açacağı kadro, özründen dolayı o ile gitmek zorunda olan sınıf öğretmeninden daha az olacağı için ancak tayin isteyen öğretmenlerin O İlin Emrine atanması ile sorun çözülebilecek ve mağduriyetler giderilebilecektir. Dolayısıyla bugüne kadar var olan İL EMRİNİN tekrar getirilmesi gerekmektedir.
Bu konuda sorunun çözümüne katkı sağlayabilecek, gerek sendikalar gerekse de mağdur sınıf öğretmenleri tarafından kabul görmüş olan yapılabilecek uygulamalar mevcuttur ve basın tarafından sürekli olarak dile gitirilmektedir.
1.) Sınıf öğretmenlerine, başta yan dal sahipleri olmak üzere branş değiştirme hakkının tanınması (Bugüne kadar il emrine atanan öğretmenler, O İlin Milli Eğitim Müdürlüğünün organize ettiği eğitimi alarak ihtiyaç duyulan diğer branşlarda (ana okulu öğretmenliği, zihinsel engelli öğretmenliği, vs.) değerlendirilmektedir.)
2.) Sınıf öğretmenlerinin çok az bir kısmının mağduriyetini giderebilecek olmasına rağmen faydalı olabilecek olan becayiş hakkının tanınması
3.) Beşinci sınıflara da (yeni sistemde orta 1. sınıflara) yine sınıf öğretmenlerinin girmesidir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verdiği tayin hakkını keyfi kullanmak suretiyle kötüye kullanan personellerin varlığı bir gerçektir. Ancak Bakanlık keyfi olarak tayin isteyenle mecburiyetten dolayı gitmek zorunda olan personelini ayırmak durumundadır. Suistimalleri engellemenin yolu tüm personelin tayin hakkının elinden alınması olmamalıdır. Bu anlayış ancak askeri sistemde kabul görebilir.
Aile bütünlüğünü muhafaza etmek için var olan Anayasamızın 41. maddesi ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72 maddesi ile teminat altına alınan eş durumu atamalarının engellenmesi aynı zamanda hukuka aykırı olması nedeniyle kazanılması muhtemel birçok davayı da beraberinde getirecektir. Bu davalar ile hem öğretmenlerin hem de devletin maddi, manevi ve zaman açısından gereksiz birçok kaybının olmasının yanında söz konusu davaların muhtemelen öğretmenler lehine sonuçlanması ve ortaya çıkan Mahkeme Kararlarının uygulanması ile öğretim yılı içerisinde yer değiştirmeler başlayacak, birçok sınıf öğretmensiz kalacak ve kısa sürede çözümü mümkün görünmeyen bir kaos ortamı oluşacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı yarattığı mağduriyetin ve bu mağduriyetten dolayı eğitim sisteminin nasıl etkileneceğinin, esas önemli olan ve kendilerinin de herşeyden çok önemsediklerini ifade ettikleri çocuklarımızın ne derece etkileneceğinin maalesef farkında değildir. Bu farkındalığın yaratılması, öğretmenlerimizin mağduriyetinin engellenmesi ve eğitim sistemimizin içine girmek üzere olduğu tehlikeden kurtarılması için destek vermeniz hususunu saygılarımla arz ederim.
turkiyeegitim.com