Sınıf öğretmenleri iki kez mağdur edilmiştir

Bilecik Şubemiz tarafından İşyeri Temsilcileri İstişare Toplantısı yapıldı. Toplantıya Türk Eğitim-Sen Genel Merkezini temsilen Genel Sekreter Musa AKKAŞ ile Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Cengiz KOCAKAPLAN katıldı.

 

Bilecik Şubemiz tarafından İşyeri Temsilcileri İstişare Toplantısı yapıldı. Toplantıya Türk Eğitim-Sen Genel Merkezini temsilen Genel Sekreter Musa AKKAŞ ile Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Cengiz KOCAKAPLAN katıldı. Toplantıya ayrıca İl Eğitim Denetmenleri Başkanı Sadettin UĞURLU, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürleri Mahmut GÜVEN, Rıfat OKAY, Şube Müdürü Vekili Mustafa KARACA, Türk Eğitim-Sen Eskişehir 2 No'lu Şube Başkanı Mecbur BODUR, Türk Haber-Sen Şube Başkanı Ömer TÜRKOĞLU,TÜRKAV Şube Başkanı Burcu BAL, Türk Büro-Sen İl Temsilcisi Cüneyt TAŞKESEN, Türk Tarım Orman-Sen İl Temsilcisi Kerim ŞEKERCİ,Türk İmar-Sen İl Temsilcisi Celil BERGEL'de toplantıya iştirak etti. 
        Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından Şube Başkanı Ömer YEL açılış konuşmasını yaptı. Bilecik'te yaşanan haksız hukuksuz uygulamalar ve yönetici görevlendirmelerine örnekler vererek tepkisini dile getiren YEL, İşyeri Temsilcilerine şube faaliyetleri ile ilgili bilgiler verdi. 
 
        Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Cengiz KOCAKAPLAN ve Genel Sekreter Musa AKKAŞ'da toplantıya katılanlara hitaben bir konuşma yaptı.
 
        KOCAKAPLAN konuşmasında “ Türk Eğitim-Sen yüzde yüz yerli ve yüzde yüz milli bir sendikadır. Türk Eğitim Sen; iktidarlarla büyüyen değil, eğitim çalışanları ile yürüyerek büyüyen bir sendikadır. Türk Eğitim-Sen bin eğriyi düzeltecek bir doğruların toplululuğudur. Bizim sendikacılığımız ortak akıl hareketidir. Beyin ve yürek imecesidir. Türk Eğitim-Sen yukarıda saydığım özelliklerinden dolayı, ayrıca kuruluş ilkeleri, genel amaçları ve çalışma yöntemleri bakımından büyük bir sendikadır. Bu nedenle büyük sendikanın yetkili olma mecburiyeti de vardır” diyerek, yetkinin yeniden gerçek sahibini bulmasının çok önemli olduğunu vurguladı. KOCAKAPLAN Katılımcılardan çalışmalarına hız vermelerini de istedi.
 
        Türk Eğitim-Sen Genel Merkezinin faaliyetleri hakkında bilgiler aktaran KOCAKAPLAN konuşmasına şöyle devam etti: “Türk Eğitim-Sen TSE EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgeli tek sendikadır. Çünkü sendikamızın faliyetlerinin merkezinde üye memnuniyeti ve mutluluğu vardır.  Türk Eğitim-Sen dışarıdan bağımsız bir kuruluşa, çalışma yöntemlerini ve hizmetlerini denetime açabilecek kadar özgüven sahibi bir sendikadır.
 
        Başbakan birçok konuşmasında ekonominin iyi gittiğini ve Türkiye'nin ekonomisinin dünyanın 17. büyük ekonomisi olduğunu söylüyor. 2011 rakamlarına göre 18. sıraya gerilemişiz ama çok önemli değil. Başbakan nedense BM İnsani Gelişme Endeksinden hiç bahsetmiyor.  2011 raporlarına göre; Türkiye, 192 ülke arasında 92. sırada yer almaktadır. İki rakam arasındaki uçurum tam bir tezattır. Buradan şu sonucu çıkarmak yanlış olmaz. Siz adil değilsiniz. Ülke imkanlarını adil dağıtmıyorsunuz. Bir kişiye dokuz pul, dokuz kişiye bir pul veriyorsunuz demektir. Zaten milli gelirden kamu çalışanlarını aldığı  pay son on yılda yüzde 8.5' den yüzde 4.85'e gerilemiştir.”              
 
        Daha sonra kürsüye davet edilen Genel Sekreter Musa AKKAŞ katılımcılara hitap etti. Mehmet Akif Ersoy'un ‘Zulmü Alkışlamayamam' şiirini okuyan AKKAŞ, Çanakkale Zaferi'nin 98'inci yıldönümü ve Şehitler Haftası nedeniyle Ulu Önder Atatürk'ü ve tüm aziz şehitlerimizi minnet ve rahmetle andı.
 
        AKKAŞ şunları söyledi: “Çanakkale Zaferi tarihte eşine az rastlanır bir direnişin ve azmin sergilendiği gerçek bir destandır. Çanakkale, insanlık tarihinin en çetin savaşlarına sahne olmuştur. Bu zafer milletimizin yeniden uyanışına, şahlanışına, dünya sahnesinde yeniden yükselişine vesile olmuştur. Çanakkale Zaferi bir ibret vesikasıdır. Türk milletini bölmek isteyenler için bu zafer, bir ders olmalıdır. Türk milleti özgürlüklerine, değerlerine bağlı bir millettir. Çanakkale Savaşlarında 253 bin vatan evladı şehit olmuştur. Ülkemizde en iyi yetişmiş askerler, en tahsilli aydınlar, gelecek vaat eden pırıl pırıl vatan evlatları şehit olmuştur. 18 Mart 1915 Diyarbakırlı'nın, Erzurumlu'nun, Trabzonlu'nun, Bilecikli'nin, Bingöllü'nün hep aynı cevherin damarlarının şahadet şerbetini içtiği günün adıdır. Bu vesileyle Çanakkale Zaferi'nin 98'inci yıldönümünü kutluyor; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu, eşsiz insan Atatürk'ü ve aziz şehitlerimizi, tüm kınalı kuzularımızı rahmetle ve minnetle anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.”
 
        Konuşmasında İmralı ihanet sürecinden söz eden AKKAŞ, “Bugünlerde barış sürecinden bahsediliyor, ‘akan kan dursun' deniliyor. Akan kan elbette dursun, annelerin gözyaşları da dinsin. Bu huzuru istemeyenler ülkeyi bölmeyi, parçalamayı hedefleyen bölücülerdir. Bunlardan hesap sorulmalıdır. Bölücülerin defterleri dürülürse akan kan da durur, anaların gözyaşları da diner. Teröre şehitler vermişiz. 10 bin Mehmetçik, 35 bin sivil vatandaşımız öldürülmüş. Buna rağmen teröristlerle pazarlık yapılıyor. Ben buna barış süreci demiyorum. Bu bir ihanet sürecidir, utanç tablosudur. Bu süreci şiddetle ve nefretle kınıyorum” diye konuştu.
 
        Milli eğitimde yaşanan gelişmelere de değinen AKKAŞ, Ömer Dinçer döneminde yapılan yanlışları anlattı. AKKAŞ şunları söyledi: “Bakanlar değişiyor ama anlayışlar değişmiyor. Eğitim çalışanları Ömer Dinçer dönemini unutmayacaktır. Ömer Dinçer dönemi eğitim çalışanlarına en çok hakaret edildiği, eğitim sisteminin alabora olduğu bir dönem olmuştur. 4+4+4 eğitim sistemi Ömer Dinçer'in döneminde gerçekleştirilmiştir. İktidar bu sistemi, bir paravan sendika aracılığıyla 18. Milli Eğitim Şurasına taşıyarak başlatmıştır. 4+4+4 sisteminde insan ve alt yapı planlaması yapılmadan sistem değişikliğine gidilmiştir. 40 bini aşkın sınıf öğretmeni norm fazlası olmuştur. Bu öğretmenlerimiz daha sonra zorunlu olarak alan değiştirmiş ve ikinci kez mağdur olmuştur.
 
        Öğrenciler için serbest kıyafet değişikliği de büyük kargaşaya yol açmıştır. Türk Eğitim-Sen olarak buna karşı çıktık, uygulamanın erken olduğunu söyledik. Ülkemizin gelir durumu dikkate alındığında ciddi rahatsızlıklar oluşacağını belirttik. Okulların podyuma döneceğini, ciddi güvenlik sorunları yaşanacağını, öğrencilerin derslerine değil, ne giyeceklerine odaklanacağını ifade ettik. Genel Başkanımız İsmail Koncuk, bu konuyu yeni göreve başlayan Nabi Avcı'ya da iletti. Sayın Bakan da özel okullarda, velilerin yüzde 60'ının onayına bırakılan serbest kıyafet uygulamasında, devlet okullarında da veli onayı aranması yönünde değişikliği düşündüğünü söyledi ama şu ana kadar bu yönde bir değişiklik yapılmadı.”
 
        Anayasa çalışmalarının hız kazandığını kaydeden AKKAŞ, olası bir referandumda diğer konularla birlikte kamuda başörtüsü serbestliğinin de gündeme geleceğini söyledi. AKKAŞ şöyle konuştu: “Ülkemizde maalesef tehlike ve tuzaklar bitmiyor. Milli değerlerimiz ile ilgili tartışmalardan sonra sıra uygulamaya geldi. Bildiğiniz gibi Anayasa çalışmaları bugünlerde hız kazandı. Birinci Anayasa paketi süslendi, püslendi, geçirildi. Şimdi sıra ikinci pakette. Ancak bu paket milletimizin ve kamu çalışanları için tehlikeli maddelerle doludur.
 
        Anayasa'nın "Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez"  diyen 42. maddesi, Türklüğü tanımlayan 66. maddesi, Anayasa'nın değiştirilemez maddeleri ve devlet memurluğunu tanımlayan 128. maddesi değiştirilmek istenmektedir. Bu şekliyle hazırlanacak Anayasa'ya milletimizin ‘evet' demesi mümkün değildir. Bu nedenle Anayasa oylamasında ‘evet' dedittirmek için pakete başörtüsünü de dahil edecekler. Bu kirli bir tezgahtır.”
 
        Türk Eğitim-Sen olarak ahlaki ölçülere uymak kaydıyla kamuda çalışanların serbest kıyafet giymesinden yana olduklarını ve bu konuda Genel Başkan İsmail Koncuk'un birçok açıklaması olduğunu hatırlatan AKKAŞ, bu sorunun yönetmelikte yapılacak değişiklikle çözülebileceğini belirtti. AKKAŞ, “Kamuda başörtüsü sorununun çözülmesi kolaydır. Başörtüsü sorununu yönetmelikte yapılacak değişiklik ile çözebilirsiniz. AKP iktidarı 11 yıldır iş başındadır. Siyasi erkin bu sorunu şimdiye kadar çözmesi gerekirdi. Bu sorunu bugüne kadar çözmeyen anlayışı kınıyorum. Bu, dini istismar etmektir” dedi.
 
        AKKAŞ sözlerini şöyle tamamladı: “Türk Eğitim-Sen olarak eğitim çalışanlarının daha iyi ekonomik şartlara sahip olması için mücadele ediyoruz. Türkiye gündemini yakından takip ediyor, Türk milletine yönelik tehlikeleri, tuzakları anlatıyoruz. Mücadelemiz devam edecektir. Türk Eğitim-Sen adam gibi sendikacılık yapmakta ve gücünü üyelerinden almaktadır. Güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Bizlere destek olduğunuz için de hepinize teşekkür ediyoruz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri