Gözde Demirelli, Eğitim Bilimcisi / Psikolojik Danışman.
Okul zili çaldı. 1. Sınıfa geçen çocuklarımız, anaokulun güvenli ortamından ayrılarak içinde daha fazla öğrencinin bulunduğu daha büyük bir binaya geçtiler. Anne – babalar olarak hepimizin bu süreçte kaygılı olmanız gayet doğal. Bu yazıda öncelikle 1. Sınıf öğrencilerinin genel özellikleri üzerinde durduktan sonra, çocuğumuzun okula uyum sürecinde anne – babalar olarak hissettiğimiz kaygıdan kurtulabilmeniz için yapabileceklerinize değineceğim.
1. Sınıf Çocuğunun Genel Özellikleri:
· Öğrenmeye isteklidir; Sorgulayan, meraklı, yeni bilgi edinince çok heyecanlanan, enerji dolu, hevesli, öğrendiklerini paylaşmayı seven bir yapıdadır. Arkadaşlarıyla yaşadığı çatışmaları çözmeyi öğrenir, kendi fikirlerini geliştirmeye başlar.
· Denemeye heveslidir; Risk alabilir, her şeyi yapabileceğine inanır. Öğrenmeye ve üretmeye dair isteği fazladır. Yaptıklarını çevresindekilere göstermekten hoşlanır. Takdir edilmek, hem özgüvenini, hem de yaratıcılığını arttırır.
· Kendisinden sorumlu olan kişiyi memnun etme isteği vardır; Kendisinden beklenen sorumlulukları yerine getirmek ona gurur verir. Takdir edilmek ister. Sınıf öğretmenine aşırı derecede saygı duyar ve çoğu zaman onun sözlerini anne – babasından da fazla dinler. Bu durum okul uyumu açısından olumlu bir etkiye sahiptir.
· Suçlama oyunu oynayabilir; Artık kuralların da farkında olduğu için, bunlara uymayan sınıf arkadaşlarını aşırı derecede şikâyet edebilir. Henüz gerçekle hayal dünyasını ayıramadığı için ufak yalanlar söyleyebilir.
· Yoğun duygular yaşar; Çok hassastır. Biri ona gülerse ya da arkadaş olmak istemediğini söylerse, isim takarsa hemen kırılır, öfkelenir. Duygularını ve dürtülerini kontrol etmekte zorluk yaşar; kırıldığında ağlayabilir, kızdığında vurabilir. Aynı anda birçok değişim yaşadığı için stresle baş etmede çoğunlukla başarısızdır. Bir anda olgun davranırken, aniden ağlamaya başlayabilir.
· Tutarlılık ihtiyacı hisseder; Kendini güvende hissedebilmesi için okulda ya da evde yapılacak olan bir sonraki etkinliğin ya da adımın ne olacağını bilmek ister.
Çocuklarımız Ana okulundan 1. Sınıfa geçerken dikkat edilmesi gerekenler:
· Çocuklarımızın akranları arasında öncelikli olarak öfke kontrolünü uygun bir biçimde sağlayıp sağlamadığına ve dürtülerini kontrol edip edemediğine bir anne – baba olarak dikkat etmek gerekir. Ana okulda kızdığı zaman sürekli olarak sınıf arkadaşlarına fiziksel ya da sözel olarak zarar veren çocukların, ilköğretim çağında arkadaşları arasında dışlanma ya da yalnız kalma gibi sorunlarla karşılaşması muhtemeldir. Dolayısıyla özellikle anaokulunda çocuğumuzun akranlarıyla yaşadığı çatışma anlarında verdiği tepkiler, okulundaki sınıf öğretmenleri ya da Psikolojik Danışmandan öğrenmeli ve çocuğumuza yapıcı sorun çözme becerileri mutlaka öğretilmelidir.
· 1. Sınıfa geçerken çocuğumuzun kişilik özellikleri ve özellikle duygusal – sosyal durumu dikkate alınmalıdır. Eğer anaokula giden çocuğumuz; doğduğu yılın son aylarında doğmuşsa ve masa başına oturup ders yapmak yerine oyun oynamayı tercih ediyorsa, henüz duygusal açıdan olgunlaşmamış, bebeksi tavırlar içindeyse, ince motor (kalem tutuşu vb.) becerileri yeterince gelişmemişse öncelikle bu durumda yapılabileceklere dair anaokulundaki sınıf öğretmenleri ve Psikolojik Danışmanla iletişime geçilmelidir. Hatta gerekirse anne – babaların, okul yöneticileri ile görüşerek çocuğun duygusal olarak örselenmemesi için bir sene daha anaokulda kalmasına dair bir karar alması uygun olabilir.
· Bazı çocuklar doğuştan temkinli ve anne – babaya, diğer çocuklara oranla, daha düşkün bir mizaca sahip olabilirler. Bu tür çocuklar, genellikle anaokuluna başladıkları ilk günlerde de, anne – babalarından ayrılmakta zorluk yaşamış olurlar. Eğer çocuğumuz anaokuluna başlarken uyum sorunu yaşadıysa, 1. Sınıfa geçerken bu durumun yeniden yaşanabileceğini öngörebilir ve bunu önlemeye yönelik yapılabilecekleri bu konuda uzman bir Psikolojik Danışmandan öğrenebiliriz.
· Bazen de anne – babalar kendi kaygıları ve korkularından ötürü ilkokula başlayan çocuklarından ayrılmakta zorlanırlar. Bu tür endişeli anne – babaların çocukları, etraflarındaki olumsuz hisleri çabucak sezerler ve anne – babalarının kaygılı tutumunu tekrar ederek okulun ilk günlerinde sürekli ağlayan ve arkadaşlarına – sınıf ortamına uyum sağlamakta zorluk çeken bir tavır içine girebilirler.
Çocuğumuz 1. Sınıfa başlarken anne – babalar olarak bizim yaklaşımımız nasıl olmalı?
· Öncelikli olarak uyum haftası ve sonrasında çocuklarımızı emanet ettiğimiz okulun fiziksel yapısına, sınıf öğretmenlerine, Psikolojik Danışmanına ve yöneticilerine güven duyduğumuzu hem sözel, hem de beden diliyle çocuklarımıza ifade etmeliyiz,
· İlk haftalarda herhangi bir uyum sorunu yaşandığında; öncelikli olarak bunun altında kendi olumsuz tutumlarımız ya da önemli bir yakının vefatı, boşanma süreci vb. bazı özel durumlar olup olmadığını tespit etmeliyiz. Ayrıca uyumda sıkıntı yaratabilecek diğer olası sebepleri bulmak üzere sınıf öğretmeni, Psikolojik Danışman ve okul idarecileri vb. okul çalışanlarıyla görüşmeli, onlarla işbirliği içinde olmalıyız.
1. sınıfa geçtiğinde çocuğumuzun sahip olması gereken beceriler:
· Çocuğumuz ana okuldan 1. Sınıfa geçerek, artık bizlere "Ben artık küçük bir çocuk değilim. Kendi sorumluluklarımı kendim yerine getirebilirim" mesajını vermektedir. Dolayısıyla, uyum haftası sonunda artık okula tek başına servisle gidip gelebilir.
· Sınıf düzenine uyum sağlamasına yardımcı olacak biçimde; çantasını dolabına kendisi koyabilir, paltosunu asabilir, ayakkabılarını bağlayabilir, çalışma kâğıtlarına ismini yazabilir ve sınıf çalışmalarını zamanında tamamlayabilir.
· Kendi ev ödevlerini kendisi yapabilir. Bu tamamen kendi sorumluluğunda olmalıdır. Anne – babanın bu alanda yegâne görevi ödevleri kontrol etmek, çocuğumuzun hata yapmış olduğu yerlere "Şuraya dikkat eder misin?" tarzında dikkati çekmek, hatalarını düzeltmesine şans vermektir.
· Çocuğumuz sınıf içindeki sözel paylaşımlara katılabilmeli, öğretmeninin sözel yönergelerini takip edebilmelidir. Bu noktada, 1. Sınıfın başlarında çocukların dikkat süresinin genellikle 5 – 10 dakika arasında değiştiğini bilmekte fayda vardır.
Bazı özel durumlar:
· Eğer çocuğumuzda artikülâsyona dair sıkıntılar varsa; yani ana dilinin bağımsız veya bileşik seslerini doğru ve anlaşılır şekilde çıkaramıyorsa, çıkardığı sesler aynı yaş grubundaki çocukların çıkarması gereken seslerden farklılık gösteriyorsa, bu durum okuma – yazma sürecini de olumsuz etkileyeceğinden bu konuyla ilgili olarak uzman bir konuşma terapistine başvurmakta fayda vardır.
· Bazı çocuklarımızın göz sorunları, 1. Sınıfta bilişsel açıdan kendisini yeterince gösteremeyip tespit amaçlı göz doktoruna gidildiğinde ortaya çıkar. Dolayısıyla her ihtimale karşın, dönem başında çocuğumuzu bir göz doktoruna götürmek de yararlı olacaktır.
· Çocuğumuzun kalem tutuşunda bir sıkıntı varsa, özellikle ağ boşluğunu destekleyen türde küçük, koruyucu plastik süngerleri kurşunkalemlerine geçirebiliriz. Küçük kas gelişimini desteklemek amacıyla; dikey bir yüzeyde yazı yazmasını, bir paket kuru mercimek, makarnanın içine boncuk atıp onları bulmasını, büyük plastik cımbızla küçük nesneleri tutmasını, ipe boncuk dizmesini sağlayabiliriz. Tüm bunları yapmamıza rağmen sorun devam ediyorsa, bu konuda uzman bir Psikolojik Danışmana başvurmakta fayda vardır.
Okullar başladı; artık evde çocuğumuza nasıl yardımcı olabiliriz?
· Okul eşyalarını; çanta, kalem kutusu, kalemler, defterler vb. onun seçmesine izin verin. Böylece özgüveni artacaktır.
· Akşam yatış saatinde değişiklikler yaparak çocuğunuzun sabah erken kalkıp hazırlanabilmesine olanak sağlayın.
· Oyun ve masa başı etkinliklerine evde farklı zamanlar ayırın ki, bundan sonraki okul düzenine şimdiden alışkanlık kazansın.
· Kendi paltosunu giymek, ayakkabılarını bağlamak gibi öz bakım becerilerini geliştirmesini sağlayın.
· Eve gelince yemek yiyip dinlendikten sonra, dersine odaklandığından emin olun. Ödevini odasına alacağınız ders çalışma masasında yapmasına özen gösterin. Yanında oturmak zorunda değilsiniz ama ödevin yönergesini anlayıp anlamadığını kontrol edin.
· Yazı çalışmalarında iyi olmayan kısımları silmeyin, altını kırmızı kalemle çizmeyin, üzerini düzeltmeyin. Unutmayın ki, bunlar sizin değil, sınıf öğretmeninin görevidir. Bir sonraki sefere daha iyi yapabilmesi için onu yüreklendirin.
· Okuma çalışmalarına hazırlık olması amacıyla her akşam çocuğunuza sevdiği bir kitaptan bir parça okuyup çeşitli sorular sorun, bu kitap hakkında sohbet edin. Kendiniz de iyi bir rol modeli olabilmek için kitap okumaya çabalayın.
· Ödevini tamamladığında eşyalarını çantasına koyduğundan emin olun.
· Arkadaşlarıyla ilgili sorunlarını kendisinin çözmesine fırsat verin.
· Büyük bir değişim yaşadığı bu süreçte güçlü yönlerini ona hatırlatın.
· Sınıf öğretmeni, Psikolojik Danışmanı ve ilgili müdür yardımcısı ile gerekli zamanlarda iletişime geçmekten çekinmeyin.
Sabah