Sezai Karakoç: Tek bir harekette toplanmak gerekir

Şeriat kelimesinin kötü anlatıldığını, asıl anlamının İslam düzeni olduğunu hatırlatan Sezai Karakoç, İslam dünyasının tek bir harekette birleşmesi gerektiğini söyledi.

Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı Sezai Karakoç partisinin İstanbul il merkezinde bir konuşma yaptı.

Satırbaşları şöyle:

Gözle görülmeyen istilalar vardır bir memleket içten fethedilir, zihinler fethedilir dolayısıyla o memleket bir nevi tutsak hale gelir. Görünüşte hürdür gerçekte ise o ülke tutsak haline gelmiştir, böyle bir duruma düşmüş bir ülkeyi o memleketin bazı evlatları görürler ve bir kurtuluş yolu ararlar.

“İSLAM DÜNYASINDA BİR TEK HAREKET YOK, İNSANLAR ŞAŞIRIYOR”

Bugün İslam aleminde de böyledir, Müslümanlar bu durumdadır, İslam dünyasının her bölgesinde bir nevi kurtuluş hareketleri çıkmıştır ve bunlar kendi memleketinin kurtuluşu için çalışıyorlar fakat bir tek hareket yok birçok hareket var onun için insanlar da şaşırıyor hangisine sarılsam da o bizi kurtuluşa götürecek, bunu ayırmak çok güç. İşte burada bizim memleketimizde, Türkiye’de de böyledir. Bütün Müslüman ülkeleri bu duruma düşmüştür, neden? Çünkü önce bir bütünlük vardı o bütünlük kaybedildi bunun üzerine memleketinizi istila etmek isteyenler gelmişler ya fiilen girmişler ya da ekonomiyle, düşünce yollarıyla, fikirle, bilimle, sanatla girmiştir, bir şekilde girmiş ve o memleketi bölmüş birbirine düşürmüş bu şekilde bir yüzyıldır böyle gidiyoruz ve hala da bir çözüm bulmuş değiliz.

“HERKES HANGİSİNDEN DAHA ÇOK ÜMİTLİYSE ONA SARILIYOR”

Buna karşılık hala da memleketini seven toplumunun kurtuluşunu isteyen birtakım hareketler bir kurtuluş yolu açmaya çalışıyorlar, bunlar ayrıca tek olmadıkları için herkes hangisinden daha çok ümitliyse ona sarılıyor sonuçta o memleketi manen veya maddeten istila etmiş olanlar bunları birbirlerine daha çok düşürüyorlar daha çok bölünme olmasını istiyorlar, ne kadar ayrılma sebebi varsa onları daha çok teşvik edip birbirlerine kırdırmak istiyorlar.

“TEK BİR HAREKETTE TOPLANMAK GEREKİR”

İşte bu böyle olunca aklı selim ve sağduyu sahipleri için yol bellidir, bütünleşmek lazım; bunun için de bu hareketlerden bilhassa en çok geleceği olan ve hepsini toplayabilecek olana sarılmak lazım. Bunun da yolu şudur eğer bir hareket diyorsa ki “tek bir hareket vardır benden başkası yanlıştır yalnız bana sarılın” diyorsa o doğru değildir, aslında hepsini toplayabilirsek birinde toplanmamız lazım evet her biri tek başına mükemmel değildir, eksiği vardır, yanlışı da olabilir, onun için aslolan bunları derleyip toplayacak herkesin hakkını teslim edecek bir harekette toplanmak gerekir.

“YAPRAKLAR ÇİÇEKLER MEYVELER AĞACIN ZENGİNLİĞİNİ GÖSTERİR”

Bunu daha somutlaştırıp misaller verirsek, mesela İslam’ın hakim olduğu dönemlerde bölünme var gibi görünür, mezhepler, tarikatlar… Birtakım mezheplerin, tarikatların, yolların olması yanlış değildir çünkü insanoğlu ve toplum çok zengin bir nevi geniş boyutlara ufuklara sahiptir. Onun için sadece robot gibi tek tip insan, tek tip yol yoktur. Medeniyet dediğimiz hadise devamlı gelişme gösterir onun için bölünmeler olur fakat bunlar bir nevi dallanma, budaklanmadır. Bir ağaç düşününün, bu ağaç tek bir dalı da olabilir yüzlerce dalı da olur. Fakat yüzlerce dal bir tek köke bağlıdır, birbiriyle çelişmez yapraklar çiçekler meyveler ağacın zenginliğini gösterir.

“İSLAM ALEMİNİN MUHTAÇ OLDUĞU BİRİNCİ ŞEY DÜZENDİR”

İslam insan hayatını kolaylaştırır, zorlaştırmaz bunun için mezhepler, tarikatlar çıkmıştır, bütün bunların olabilmesi için birbirlerine destek olmaları lazım, köstek olmamaları lazım. Bu nasıl sağlanmıştır, öncelikle bir altyapı vardır, bir düzen vardır, onun da adı İslami düzendir. Bugün İslam aleminin muhtaç olduğu birinci şey o düzendir.

“İSLAM ALEMİ ALTYAPISINI KAYBETTİ, YERİNE GEÇİCİ DÜZENLER GEÇTİ”

Birlikte yaşıyorsak bir toplum sözleşmesi var farzedilir bu bir kabuldür sanki böyle bir anlaşma yapmışız da birlikte yaşıyoruz gibi… O nedir? İslam toplumunda atalarımız kabul etmiş, biz de kabul etmişiz. Ama toplum sözleşmesi ortadan kalkmışsa düzen gitmişse önce o düzeni kurmamız gerekir, Osmanlı devletine baktığımız zaman tanzimattan bu yana yavaş yavaş kendi düzenimizden vazgeçip Batı’nın toplum sözleşmesini gerçekleştirmek adına birtakım devrimler yapıldı ve gördük ki önce devleti arkadan da bütün İslam alemi altyapısını kaybetti. Yerine ne geçti? Geçici düzenler, geçici birtakım sistemler, rejimler… Bunlar bir müddet deneniyor tabii yürümüyor çünkü toplumun temel isteklerine cevap vermiyor, onun ihtiyaçlarını karşılamıyor. Bunun için de geçici düzenler çöküyor. İşte Mısır’da olan da, Irak’ta olan da, Türkiye’de olan da bir dereceye kadar odur. Tanzimat’tan Meşrutiyet’e, Meşrutiyet’ten Cunhuriyet’e, Cumhuriyet’ten çok partili düzene, onun içinde de kaç kere devlet gemisi devrildi, bir türlü kendimize gelemedik. Aynı şey diğer İslam ülkelerinde de cereyan ediyor bu bakımdan öncelikle bu düzenin yeniden kurulması lazım.

“ŞERİAT İSLAM DÜZENİDİR, KORKUNÇ BİR ŞEYMİŞ GİBİ VASIFLANDIRIYORSUN”

Ortada olan hareketlerin birbiriyle anlaşıp da gerçek bir düzen kurmadan İslam alemini dış güçlerin tahakkümünden kurtarması mümkün değildir. Bunun için önce o asgari müşterekleri sağlayan düzenin gerçekleşmesi lazım ama biz o düzen dediğimiz zaman derler ki “Siz şeriatı mı getireceksiniz?” Şeriat dediğiniz İslam düzenidir ona sen kendin bambaşka bir anlam vermiş, korkunç bir şeymiş gibi vasıflandırıyorsun. Şeriat İslam düzeni demektir, İslam düzeniyle İslam milleti bin yıl yaşamış çok parlak bir medeniyet ortaya koymuş, senin onu küçük görüp kanunla yasaklaman ne ifade eder? Kendilerine geçici düzenler kuruyorlar, esas düzen, İlahi düzen yasak oluyor.

Gökten melek gelir ama Allah’ın yardımı için çalışmak esastır. Bedir Savaşı’nda melekler geldi ve yardım ettiler fakat savaşı yapan ashabtır. Siz eğer çarpışmazsanız, gerekeni yapmazsak yardım gelmez, yapacak sizsiniz eğer çalışırsanız Allah’ın yardımı gelir çalışmazsanız, yapmazsanız böyle bir yardım isteme hakkınız yoktur. Allah isterse bir gecede her şeyi değiştirir ama siz yapmadığınız için bunun değerini bilmezsiniz yine kaybedersiniz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri