Yargıtaya göre, Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
"Seni paramla satın alırım '' şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözler ise şikayetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyuttadır.
T.C. Yargıtay 18. Ceza Dairesi
2019/8789 E.
2020/4519 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Katılanın, sanığa hitaben "cebinizde beş kuruş paranız yok gelip burada konuşuyorsunuz" demesi üzerine sanığın, katılana söylediği, "seni paramla satın alırım '' şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
1- Sanığın aşamalarda, katılanın kendisine "cebinizde beş kuruş paranız yok gelip burada konuşuyorsunuz" dediği şeklindeki savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK'nın 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2- TCK'nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, dosya kapsamından olayın, hastanenin acil servisinin hangi bölümünde gerçekleştiğinin anlaşılamaması nedeniyle, öncelikle bu yerin taraf ve tanık beyanlarıyla niteliğinin tespit edilmesi ve buna göre aleniyet ögesinin ne şekilde oluştuğunun tartışılması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle cezanın anılan Kanun maddesi gereğince artırılması,
3- Adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanık hakkında, seçimlik ceza öngören suçlarda TCK'nın 58/3. maddesi uyarınca hapis cezasına hükmolunduktan sonra bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeyerek aynı Kanunun 50/2. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görülmekle tebliğnameye uygun olarak
HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (memurlar.net)