Seni Dinlemiyoruz Ya Ömer!

Bir gün Ömer(r.a) hutbe irad ediyordu Medine'lilere. Arka taraftan bir ses yükselmiş, seni dinlemek istemiyoruz Ya Ömer! diye yankılanmıştı ortalık.

Ömer, o bildiğimiz hiddeti kılıç gibi keskin halife, bu ses karşısında,

- Niçin dinlemek istemiyorsun ya fülan? diyebilmişti sadece.
O, sesi gür kendi cılız adam,
-Üzerindeki kıyafetin hesabını vermeden seni dinlemeyeceğiz. Bize ganimet olarak dağıtılan kumaştan yarım elbise çıkarken, sen nasıl olur da bir elbise diktirdin kendine. Ömer, oğlu Abdullah’a döner ve açıklama bekler .Abdullah,kendisine düşen payı babasına verdiğini ve bu yüzden tam bir elbise diktirebildiğini izah eder halka.Artık seni dinleyeceğiz Ya Ömer diyerek oturur bedeni zayıf yüreği güçlü adam.
 Sayın Bakan, Biz Ömer’i tanıyoruz cümlesiyle Dicle kenarında kurda yem olan koyunun hesabını verme bilincini gündeme getirerek İstanbul’ da , sizi medeniyet tarihimizin derinliklerinde bir yolculuğa davet etmiştik. Bilmiyorum, bu çağrı sizin iç dünyanızda nasıl karşılık buldu. Ömer’den adalet bekliyoruz çağrımız sizde nasıl bir yankı buldu.
   Sayın Bakan, sizi bir süreliğine muhasebeye davet ediyorum. Mesela siz bir gün öğretmenlerin huzuruna çıksanız ve tam konuşacağınız sırada sözünüz kesilse. Sayın Bakanım, sizi dinlemek istemiyoruz, dese birisi.Önce öğretmenler 3 ay tatil yapıyor sözünüzü geri alın deseler . Ya da okulunu eğitim öğretime hazırlamak için adeta modern dilenciğe soyunarak bağış talep eden müdürlerinizi -eğri ile doğruyu ayırmadan- soruşturma açarak hırsız konumuna soktuğunuz yüzlerce idareciye iadeyi itibar sağlamalısınız dese bir tanesi. Onca yıl okuduktan sonra öğretmen olmanın yolunu gözleyenlere, benim o kadar ihtiyacım yok diyerek başka iş arayın diyen sözlerinizin talihsiz olduğunu dile getirse ötekisi. Ya da Müsteşarınız dahil , bir tane çalışma arkadaşınızın eğitim kökenli olmadığını söylüyorlar bu ne kadar sağlıklı bir anlayıştır diye eleştirilseniz.Yahut göçebe öğretmenliğe davetiye çıkaran rotasyon girişiminizi eleştirse berikisi.Ya da ne bileyim ek ödeme mağduru haline geldiğimizi ve bir hizmetli memur ile aynı maaşı alır konuma düştüğümüzü şikayet etse bir tanesi veya yıllardır hiçbir beklentisi olmadan çalışan Görevlendirme Şube Müdürlerinin, görevlerine son vererek onlara bir teşekkürü bile çok gören katı bürokrat anlayışınızı sorgulasa, öğretmene şahsiyet kazandıracağız diye demeç veren Sayın Arınç’a bakanımız olarak ne söylediğinizi merak ettiğini söylese bir başkası,Van’da hayatını yitiren öğretmenleri niçin geç hatırladığınızı öğrenmek istesek,özür gurubu tayinlerinde oluşturduğunuz mağduriyetlerin hesabını sormak istese bir arkadaşımız , sizde aynı Ömer gibi,serinkanlılığınızı muhafaza eder ve bize cevap verir miydiniz?
 Sayın Bakanım, sizden Adil Ömer tavrı bekliyoruz. Durup, bir an düşünmenizi ve acaba haklı olabilirler mi diye bir muhasebe etmenizi istiyoruz. Bir empati yaparak, bir gün soruşturmalı müdür olmanızı ,bir gün görev bekleyen öğretmen aday olmanızı,yapmadığı 3 ay tatilin hesabı sorulan öğretmen olmanızı,görevlendirmesi iptal edilen onuru kırılmış şube müdürü olmanızı,özür gurubu atama bekleyen öğretmen olmanızı....
 
    Sözün özü Sayın Bakanım, bir kez de biz olmanızı istiyoruz.

               Çok şey mi istiyoruz ?

İdris ŞEKERCİ-Eğitimi-Bir-Sen
Haber Kaynağı: www.kamudanhaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri