Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha çirkin sözlerle hedef alındı.
Son skandal TELE 1 ekranlarında yayınlanan ve Uğur Dündar'ın sunduğu Demokrasi Arenası programında yaşandı.
Küstah sözlere, CHP Grupbaşkanvekili Engin Özkoç ve CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun da konuk olduğu programda Sedef Kabaş imza attı.
CHP'Lİ VEKİLLERİN YANINDA CUMHURBAŞKANINA HAKARET
Kabaş, "Çok meşhur bir söz vardır. Taçlanan baş akıllanır diye ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Hadi onu söylemeyeyim büyükbaş diyeyim. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiğinde o kral olmaz o saray ahır olur." dedi.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Tepkilerin üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Kabaş hakkında soruşturmada başlatıldı.
Savcılık, Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne talimat yazılarak söz konusu televizyon programının ilgili yayın kaydının temini ve görüntülerin incelenip tutanak tanzim edilmesi istendi. Ayrıca şüpheli Kabaş'ın kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile savunmasının alınması istendi.
RTÜK İNCELEME BAŞLATTI
Diğer yandan konuya ilişkin açıklama yapan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, yaşananlara ilişkin inceleme başlattıklarını açıkladı.
Twitter hesabından açıklama yapan Şahin, "TELE 1 yayın kuruluşunda, Sedef Kabaş'ın Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan kabul edilmesi asla mümkün olmayan sözlerine ilişkin inceleme kararı alınmıştır. Konu ilk Üst Kurul toplantısında Kurul gündemine getirilecektir. Kamuoyunun bilgisine sunarız." dedi.
"MİLLİ İRADEYE HAKARETTİR"
Bu sözler sosyal medyadan başlamak üzere infiale neden oldu. Art arda gelen çığ gibi tepkilere iktidar temsilcileri de katıldı.
Twitter hesabından paylaşım yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik şu ifadeleri kullandı:
"Gazeteci sıfatı taşıyan Sedef Kabaş'ın bir televizyon kanalında Cumhurbaşkanlığı makamını aşağılık sözlerle hedef alması muhalefet değil ahlaksızlık ve pespayeliktir. Bu ahlaksızlığı lanetliyoruz, Milletin oylarıyla seçilmiş seçilmiş Cumhurbaşkanımıza, Devletimizin başına bu çirkin üslupla hitap millete ve milli iradeye hakarettir. Bu ahlaksızlığı mahkum ediyoruz. Bu aşağılık davranışla hukuki ve siyasi olarak en güçlü şekilde mücadele edeceğiz."
SOYLU: SEDEF EDEPSİZ, ARKASINA SIĞINANLAR DAHA EDEPSİZ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Şems-i Tebrizi'nın "İnsanı hayvandan ayırt eden edepdir" sözüne atıfta bulunarak, "Edebini, insanlığını kaybetmişler, sıra sıra dizilmiş, debelendikleri haset ve hakaret çukurundan Milletin Adamı'na edepsiz laflar etmişler. Sedef, edepsiz, yanında oturup arkasına sığınanlar daha edepsiz" açıklamasında bulundu.
KURUM: MİLLETİMİZİN İRADESİNE SALDIRIDIR
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da Kabaş'a şu sözlerle tepki gösterdi:
"Hakareti, terbiyesizliği ve ahlaksızlığı meslek edinen bir şahsın çirkin üslubuyla sayın Cumhurbaşkanımıza ve Cumhurbaşkanlığı makamına ettiği hakaret aynı zamanda aziz milletimizin iradesine ve değerlerine alçakça bir saldırıdır."
"SÖYLEYENİN ZAVALLI VE MÜPTEZEL HALİ..."
Hakaretlere ilişkin tepkisini ortaya koyan İbrahim Kalın ise, "Cumhurbaşkanımızın şahsına ve Cumhurbaşkanlığı makamına yönelik hakaret dolu sözler, söyleyenin zavallı ve müptezel halini ortaya koymuştur. Bu aziz millet, hadsizlere inat Cumhurbaşkanımıza da onun makamına da sahip çıkmaya devam edecek." dedi.
"KENDİLERİNE SAYGILARI OLMAYAN ZAVALLILAR"
İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı makamına yapılan hakarete ilişkin sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, siyasetin de muhalefetin de gazeteciliğin de bir ahlakı olduğunu vurguladı.
Altun, şu ifadelere yer verdi:
"Siyasetin de muhalefetin de gazeteciliğin de bir ahlakı vardır. Bu ahlakı bu ülkeye çok görenler, kendilerine saygıları olmayan zavallılardır. Bir sözde gazeteci, nefret saçmak dışında bir hedefi olmayan bir televizyon kanalında arsızca sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret ediyor!
Bu arsızlığı, bu ahlaksızlığı en sert şekilde kınıyorum. Bu yapılan, sadece ahlaksızlık da değildir, siyaset, muhalefet ve gazetecilik adına aynı zamanda sorumsuzluktur. Zira Nurettin Topçu'nun dediği gibi "ahlak meselesinin merkezine sorumluluk kavramını" koymak gerekir.
Bu ahlaksızlık ve sorumsuzluk karşısında demokrasi ve hakkaniyet namına sesimizi yükseltmeliyiz. Üzülerek görüyoruz ki ülkemizde marjinal bir kesim günden güne radikalleşiyor, radikalleştikçe kamusal alanda öfke nöbetleri geçiriyor.
Bu unsurlar her platformda seri yalanlar söyleyip, gazetecilik adı altında ucuz dedikodular yapıyor, hakaretler ediyorlar. Hakaret bir hak, bir özgürlük değil, bir suçtur.
İfade özgürlüğü adı altında bu ülkeye yıllardır büyük hizmetler yapan Cumhurbaşkanımıza hakaret etmek kimsenin haddi değildir. Siyasi kabiliyetsizlik radikalizmle, çözümsüzlük hakaretle, bilgisizlik dedikoduyla aşılmaz. Siyaset millete dönerek, gazetecilik haber üreterek yapılır.
Cumhurbaşkanlığı makamının onuru, milletimizin onurudur. Cumhurbaşkanlığı makamı, bu milletin iradesini temsil eder. Milli iradeye saldırmak ancak hadsizlerin yapacağı bir iştir. Cumhurbaşkanımıza ve makamına yapılan galiz hakaretleri bir kez daha şiddetle kınıyorum.