Saat sabahın beşi. Esenyurt'taki Erdoğanlar Ortaokulu'na giden öğrenciler yataklarından kalktı bile. Kahvaltılarını edip yola koyuluyorlar.
Saat altı buçuk. Annelerinin elini tutan çocuklar, gün ağarmadan teker teker okul kapısından girmeye başlıyor.
Saat 7. İlk ders zili çaldı. Bir gün önceki öğlenci grubun ardından henüz temizlenmemiş, havalandırılamamış sınıflarında ders başlıyor.
Avcılar'daki Mehmet Baydar Anadolu Lisesi öğlenci grubu ise daha şanssız. Öğrenciler 19.25'te okuldan çıkıyor.
Sadece bu okullar değil, Türkiye'de ilkokulların yüzde 23'ü, ortaokulların yüzde 29'u, liselerin ise yüzde 12'siikili eğitim yapıyor.
2014-2015 eğitim öğretim yılının birinci yarıyılının sona ermesine en çok sevinen çocuklar arasında ikili eğitim alanlar var. Yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen 15 gün sürecek sömestr tatiline girecek.
Bu tatil, ikili öğretimdeki okulların öğrencileri için sabah ya da akşam karanlığında okul yolunda olmamak demek.
Kalabalık okullarda mecburen ikili eğitim
Nitelikli eğitimin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen sabahçı ve öğlenci düzene dayanan ikili eğitim, fiziksel olarak hem öğrencileri hem de öğretmenleri zorluyor. Al Jazeera Türk, İstanbul'da ikili eğitim yapan iki okulu ziyaret etti.
Esenyurt'taki Erdoğanlar Ortaokulu'nda yaklaşık 3200 öğrenci eğitim alıyor. Bu bir ortaokul, ancak 4+4+4'ten sonra başlayan dönüşüm tamamlanamamış. İlkokul öğrencileri de hala okulda. Birinci sınıfların mevcudu 70'i buluyor. Diğer sınıfların mevcudu ise 40-60 arasında değişiyor.
Öğrenci sayısı yüksek olunca ikili eğitimden başka seçenek yok. Okulun sabahçı öğrencileri saat 07.00'de ders başı yapıyor. Sabah altı buçukta okulun önü hem anne hem öğrenci dolu. Annelerden biri, okul çağında olmayan çocuğuyla gelmiş, çünkü o saatte bırakabileceği bir yer yok. Pek çok anne aynı durumda. Kiminin evinde bebeği var, çocuğu okula girer girmez koşar adım evine geri dönmek zorunda.
"Biz de kaliteli eğitim istiyoruz"
Gülizar Yıldız'ın dört çocuğu da bu okulda okuyor. 4, 6 ve 8. sınıfa giden kızlarını sabah, 3. sınıfa giden oğlunu ise öğlen okula getiriyor. 05.30'da uyanıyorlar. 06.00'da yola çıkıp, yürüyerek okula geliyorlar. Hava karanlık olduğu için tedirgin olduğunu söyleyen Anne Yıldız, şunları söyledi:
"4+4+4'ten önce tekli eğitim yapılıyordu. Sabah 09.00 gibi ders çalıyor, 14.30 da çıkıyorlardı. Ancak öğrenci çok, mahallede okul yok. Çocukların sınıflarında 60 öğrenci var. Bazen devamsızlık yoğun olduğunda sınıfta az kişi oluyormuş. Kızım 'Bugün 30 kişiydik. Öğretmeni çok iyi anladık bugün' diyor. Biz de tam gün eğitim ve kaliteli eğitim alsın isteriz çocuklarımızın. Ancak elimizden gelen bu. Bu okula yollayabiliyoruz. Okul çok kalabalık. Nüfusun yoğun olduğu bölgelere daha çok okul yapılmalı."
Sabah erkenden üç yaşındaki ikizlerini eşine bırakıp kızı Öykü'yü okula getiren Şengül Kurtul, öğleden sonra da diğer kızını getiriyor okula.
Kızının erken kalkmakta çok zorlandığını anlatan Kurtul, kızının 'Anne sınıf o kadar kalabalık ki, bağırış çağırıştan öğretmeni duyamıyoruz bazen' dediğini söylüyor.
Lisede de ikili eğitim
Bazı liselerde de durum farklı değil. Düz liseler kaldırılıp, bu okulların meslek, anadolu ya da imam hatip liselerine dönüştürülmesiyle başlayan süreçte liseler de kalabalıklaştı. Bu okullardan biri Avcılar'daki Mehmet Baydar Anadolu Lisesi.
Okulda ilk ders 07.00'de başlıyor. 06.30'a doğru okula önce ekmek kamyonu geliyor. Hemen ardından da öğrenciler.
Öğrenciler gelmeye başladıkça, sınıfların ışıkları da tek tek yanmaya başlıyor. Öğrenciler sabah ders saatinin çok erken olmasından yakınıyor. Uzaktan gelenler ise daha mağdur.
05.30'da otobüse biniyor
Okulun 12. sınıf öğrencilerinden U.E Bahçeşehir'den geliyor. Yolu uzun. 05.00'te uyanıyor, 05.30'daki ilk otobüsle okulunun yolunu tutuyor. Bir yandan üniversite sınavına hazırlanan U.E uyku düzeninin altüst olduğunu anlatıyor:
"Okuldan çıktıktan sonra dershaneye gidiyorum. Oradan da eve gidip ders çalışıyorum. 23-24.00 gibi yatıyorum. Sabah 05.00'te kalkıyorum. Çok yorgun oluyorum ve uyku yetmiyor. Artık son senem diye dayananıyorum. Artık arkadaşlarım bile 'çok sinirlisin' diyor. Çünkü dinlenemiyorum. Sabahları ilk dersleri dinleyemiyorum. Hocalar bile yorgun oluyor. İkili eğitim, aldığımız eğitimin kalitesini de düşürüyor."
Teneffüsler 5 dakikaya düştü
Okulda ilk iki teneffüs 10 dakika diğer teneffüsler 5'er dakika. Öğrenciler üst kattan bahçeye inenene kadar teneffüsün bitmesinden ve bu kadar sürede kafalarını dağıtamamaktan şikayetçi. Okulda hem anadolu liseleri hem de düz liseden kalan öğrenciler olduğu için ders sayıları ve saatleri değişiyor. Derslere öğlen giren anadolu lisesi öğrencileri haftanın iki günü 19.25'te, diğer günler 18.40'ta çıkıyor. Düz liseler ise bir saat daha erken çıkıyor.
"Eve vardığında anne babası uyumuş olan arkadaşlarımız var "
Akşam 19.25'te çıkan öğrenciler durumdan daha şikayetçi. 9. sınıf öğrencisi İ.P, Beylikdüzü'nde oturuyor. Ders başlamadan bir saat önce evden çıkıyor. Metrobüsten sonra biraz da yürüme mesafesi var. Akşam 20.30'da evde oluyor. Eve vardıktan sonra hiçbir şey yapmaya hali kalmadığını anlatan İ.P "Bir de ödevlerimizi yapmak zorundayız. Zaten yemek yiyip, biraz dinlenelim deyince saat 22.30 - 23.00 oluyor. O saatten sonra derse oturmak sağlıklı olmuyor. Hafta arası hiçbir sosyal etkinlik ve gezme faaliyetim olamıyor" diye yakınıyor.
Umay Aktaş Salman - Al Jazeera