Ekonomide yaşanan dengeleme süreçleri yavaş yavaş kendini hissettirirken, uluslararası kuruluşlar yeniden sahneye çıktı. İstanbul seçimlerinin iptal edilmesini gerekçe gösteren kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye'nin notunu düşürmesinin ardından bu defa da Fitch, Merkez Bankası, enflasyon ve S-400'deki son gelişmeleri bahane ederek Türkiye'nin kredi notunu "BB"den "BB-" seviyesine düşürdü, not görünümünü de "negatif"te tuttu.
Türkiye değerlendirmesini 1 Kasım 2019'da yapması beklenen Fitch, "ülkedeki gelişmeler, takvimden sapmaları gerektirdi" diyerek ekonomik gerekçelerden uzak bir karara imza attı. Ancak Moody's'te olduğu gibi Fitch'in kararı da piyasalarda karşılık bulmadı. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın görevden alınmasıyla dolarda operasyon çekme çabaları boşa çıkmıştı. Operasyonun benzeri bu defa S400 ile yapılmak istendi. S400'lerin getiren uçakların Ankara'ya inmesiyle birlikte dolar 5,76 liraya kadar yükseldi. Ardından Fitch'in kredi notu açıklaması geldi. Buna rağmen dolar 5,76 lira seviyesinden tekrar 5.72 seviyelerine kadar geriledi.
BU DEFA İŞE YARAMIYOR
Peki piyasalarda neler oluyor? Geçen yıl ağustos ayında Rahip Brunson olayıyla başlayan kur savaşları ile Türkiye ekonomisi hedef alınmıştı. Ekonomik gerekçelerle uyuşmamasına rağmen yaşanan her gelişme algı çalışmalarıyla Türkiye'yi kendi içerisinde vurma operasyonuna dönüştürüldü. Londra'da üzerinden yapılan döviz operasyonları ile de içeride panik havası oluşturularak sürekli kurun fitili ateşleniyordu. Saldırılar sonrası döviz ve faiz yükselirken, ekonomide oluşun bozulma "sebep" olarak gösterilmeye başlandı. Tabi bunda Türkiye'nin küresel ekonomik gidişatı yeterince ön görememesi ve doların tekrar ABD'ye dönüşü de etkili oldu. Ancak Donald Trump'ın faiz indirim sinyali vermesiyle birlikte rüzgar Türkiye'den yana esiyor. Fed Başkanı Jerome Powell'ın 30-31 Temmuz tarihlerde yapacağı toplantıda faiz indirimine gideceği beklentisi TL'nin değer kazanmasını sağlıyor. Faiz indiriminin ardından doların Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yönelmesi beklenirken bu da kurun önünde bariyer oluşturuyor.
CAATSA İLE VURMAYA ÇALIŞACAKLAR
Uluslararası derecelendirme kuruluşları bu süreçte inanırlığını yitirirken, Türkiye'ye yönelik operasyonlarda bu defa da CAATSA yaptırımlarının ve F35'lerin bahane edilmesi bekleniyor. Zaten S-400'leri gerekçe göstererek not indirimine giden Fitch, açıklamasında bunun sinyallerini verdi. 2017'de Kongre'nin onayladığı yasalaşan ve ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası" olarak bilinen CAATSA ile Rusya, İran ve Kuzey Kore'ye uygulanan yaptırımların yolunu açmıştı. Bu yasa, Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesi, Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçıları desteklemesine karşı 2016'da Barack Obama döneminde uygulamaya konan yaptırımları güvence altına alıyor. ABD Başkanı Donald Kongre'nin baskısı üzerine Ağustos 2017'de devreye giren CAATSA Trump'ın Rusya, İran ve Kuzey Kore'ye yaptırımları kaldırma yetkisini sınırlıyor. Siber güvenlik, ham petrol, finansal kurumlar, insan hakları ihlalleri, yaptırımlara uyulmaması, Rus savunma ve istihbarat kurumlarıyla ilişkiler gibi faaliyetler için yaptırım uygulanmasını içeriyor. Yasa esas olarak Rusya'nın petrol, gaz, savunma, güvenlik ve finans sektörlerine yönelik yaptırımları hedefliyor. Başkana, bu sektörler ile alışveriş ilişkisine giren kişi veya kurumlara karşı yasada yer alan 12 yaptırımdan en az beşini uygulamaya koyma yetkisi veriyor.
TÜRKİYE'Yİ ETKİLEMEZ
Buna göre başkan mühimmat, çift kullanımlı teknoloji, nükleer bağlantılı malzeme ile ilgili ihraç lisansını askıya alabiliyor. Yaptırım uygulanan kişi veya kurumlara yönelik Amerikan yatırımlarına yasak koyma, uluslararası finans kurumlarının kredilerini yasaklama, vize sınırlaması, Amerikan bankalarının yardımlarını askıya alma yetkisi veriliyor. Ancak uzmanlar ağır yaptırımlar içermeyen CAATSA'nın Türkiye ekonomisini olumsuz etkilemesini beklemiyor. Trump'ın Türkiye ile ilişkilerin bozulmaması için daha temkinli yaklaşacağı düşünülürken, özellikle siyasi iradenin akıllı bir diplomasi ile CAATSA üzerinden girişilecek algı operasyonlarını rahatlıkla boşa çıkarabileceğine dikkat çekiyor.
Ömer TEMÜR - Türkiye