ROTASYONU BEKLEMEK!

ROTASYONU BEKLEMEK!

Sabır ve beklemek üzerine, Türk kültüründe güzel sözler vardır. Türk’ün ömrünün önemli bir bölümü beklemekle geçer. Millet olarak biz beklemeye alışkın bir Milletizdir. Sitemiz yazarlarından bir arkadaşımızın haber başlığı” Gergin ve heyecanlı bekleyiş devam ediyor. ”idi. Haberin devamını okudum. Ve duygularımı yazdım.

Biz beklemeye alışkınız dedim.

Türk milletinin asil evlatları ilkokula başlar, sınıfta öğretmen bekler.

İmkânları kısıtlıdır. Şartlar onu BİR YATILI OKULDA okumaya sürüklemiştir, sırada yemek bekler. Banyo da sıra bekler.

Yatılı okulun şartları zordur.

Terzide, ütü bekler.

Yatakhanede yatmadan önce lavaboya gitmiştir. Ellerini ayaklarını yıkayıp dişlerini fırçalayıp istirahata çekilecektir. Lavabo sırası bekler.

Okulun küçük postanesinden annesine babasına mektup gönderecek ya da manyotalı telefonla arayıp hane halkına bir merhaba diyecektir…

Telefon sırası bekler. .

İlk ve ortaokul yılları böyle geçer.

Biraz büyüyüp serpilmiştir. Lise yılları gelmiştir.

Bedensel ve zihinsel olarak beklemeye ve hizaya sokulmaya alışkanlığı da epey artırılmıştır.

Liseye gider ilk o ortaokuldan kalma bekleme alıştırmaları küçük azalmalara devam eder gider.

Derslerde öğretmen bekle…

Masada yemek bekle. .

Sinemada filmin başlamasını bekle…

Fanatik bir takım taraftarıdır. Maça gider saatler öncesinden, maçın başlama saatini bekle. .

İbadete gider camiye…

Vaaz-ü nasihat… Uzun… Sıkıcı…

Ezan ve namazın başlamasını bekle…

Hastalanır garibim, hastaneye gider.

Doktorun gelmesini bekle…

Üç adet ilaç yazılmıştır kendine…

Eczanenin açılmasını bekle…

Lise bitmiştir. Üniversiteye gider.

Sınavla girdiği üniversitenin henüz sınavına girerken sıraya ve hizaya girmeyi öğreniriz.

Evinden çıkar. Trafik tam bir trajedidir. Trafiğin açılmasını ve yol almasını bekle.

Kendi arabanla gidersin değişen bir şey olmaz. Park edecek yer bulamazsın, park sırası bekle.

Sınav binasının kapısına varırsın soluk soluğa…

Güvenlik… Üst araması kopya önlemi… Sınava girmeyi bekle…

İki sınavda da aynı serencamı yaşadıktan sonra, sınavın açılanmasını bekle.

Sınav açıklanır kayıt heyecanı başlar. Kayıt sırası bekle…

Kredi yurtlara müracaat edersin. Sıraya konulmuşsundur. Sana sıra gelmesini bekle.

Harç yatırmaya gidersin bankada para yatırmayı bekle.

Üniversite biter, hayatın sıralaması ve sırası bitmez.

Sınavları geçersin mesleğe atanırsın, memursun ya da amirsin.

Yaşın kemale ermiştir.

İmza attırmak için bir yazıya, oğlun yaşındaki yöneticiyi beklersin. Kapıda saatlerce…

Toplu görüşmede zam beklentisi,

Yeni sınav beklentisi,

MEB de yeniden yapılanma beklentisi,

Babadan harçlık beklentisi,

Hukukçudan adalet beklentisi,

Zenginden himmet,

Fakirden sabır,

Hükümetten iş,

Esnaftan fiş,

Güreşçiden tuş,

Beklentisi…

Kısacası dostlar biz Türklerde beklemek ciddi bir kültür ve alışkanlıktır.

Okulda, evde, askerlikte, meslekte, camide, cemaatte, cemiyette bizim kültürümüz bekleme kültürü üzerine inşa edilmiş bir kültürdür.

Bu beklemelerden anlamlı olanlar medeniyet gereği kimsenin hakkını yememek için beklemeleri anlayabiliriz. Postanede, hastanede, bankada, yapılan beklemeler ya da toplu taşım araçlarından yararlanırken yapılan beklemeler gibi…. Ama bazıları vardır ki işkence amaçlı ve tam bir organizasyonluk ürünü beceriksizlik beklemeleridir. Onların adını da hafızanızdan çağırıp siz koyun…

O nedenledir ki, bir çırpıda “beklemek “eyleminden üretilmiş, türetilmiş kelimeleri sıralayabilirsiniz.

Bekleme dedim de aklıma geldi. Bizim Milli Eğitim Bakanlığında taşra yöneticileri de 16 Eylül 2011 tarihinden beri” Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yöneticilerinin Yer değişikliğini sağlayacak adil bir yönetmeliğin yazılıp, sadre şifa , derde deva , adilane yayınını beklemekteler.

Matematiğim çok iyi değildir. Toplama ve çıkarmayı hala parmaklarımı kullanarak yaparım.

Hesap ettim. 16 Eylül 2011 de MEB söz konusu yönetmelik taslağını İllere göndererek görüş almıştı. Tam tamına 8, 5 ay olmuş…

Bu beklenti bir evlilik olsa idi ailenin nüfus artışına, tarafların anne baba olmasına, aile büyüklerinin dede-nine olmasına 10-15 gün kalmıştı.

Son haftada sayın Bakan ve sayın genel Müdürün açıklaması bu”beklentiyi” daha da artırmıştır, Ama biz beklemekteyiz.

Sabırla ve inatla…

Dedim ya bizim kültürümüz “beklemek, beklenme, beklenilmek, beklenti, ”kültürüdür.

Bu kültür bize Milli Eğitim Bakanlığının okullarında o bakanlığın çalışanları tarafından aktarıldı.

N E YAZIKTIR Kİ BU BEKLENTİNİN TARAFLARI YİNE O BAKANLIK VE ÇALIŞANLARIDIR.

Üç aylara girdik.

Mübarek gün ve gecelere doğru gidiyoruz.

Hızla ilerliyoruz.

22 Temmuz Ramazan ayı başlıyor.

Yapacaksanız yapın da bu insanlar Ramazan ayında taşınma sendromu yaşamasın…

Müslüman’a eziyet etmek ayıptır, günahtır.

Bizden beklemesi(!…)

Pardon (!. . . . . )

Bizden söylemesi…

Abdulkadir YÜCE

Eğitim Yöneticisi

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

MEB PERSONEL Haberleri