Aralarındaki kültürel fark nedeniyle taraflar, evliliğin uzun sürmeyeceği ihtimalini düşünerek evlilikten önce notere başvurarak mal ayrımı rejimini benimsemişlerdir. Füzün, Hoşgörler'in üzücü, başına buyruk davranışlarına katlanarak evliliğini sürdürmüştür. Aldığı evin yüzde 10'unu dahi karşılamamış olmasına rağmen, evin yüzde 50'sinin tapusunu eşine güvence olarak vermiştir. Boşanmaları muhakkak olan çift, anlaşıp çocuk yapmamışlardır. Gizlice hamile kalan Hoşgörler'in bu tutumu, başına buyruk tarzının en net belirtilerindendir. Davalıdan boşanmak zorunlu hale gelmiştir. Hoşgörler de bunu fark etmiş olacak ki, evini terk ederek annesinin yanına göç etmiştir.
Eşi boşanmak istemiyor
Ferda Ulviye Hoşgörler Füzün boşanmak istemiyor. Füzün'ün avukatı tarafından verilen dilekçede, Çocuğunu mutlu ve huzurlu bir aile ortamı içerisinde büyütme gayesi ve davacının bulunduğu konumun getirdiği stres ve sıkıntının geçici olduğu düşüncesinde olduğundan haksız ve gerçeklikten uzak davanın reddini talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur denildi.
Hürriyet