Bakan Avcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın YÖK’te rektörlerle gerçekleştirdiği buluşmada, ziyaretin sadece üniversitelere değil, maarif davasına verilen önemin nişanesi olduğunu belirtti.
Bakan Avcı, Türkiye’nin özellikle yükseköğretim alanında 1980’den bu yana çok büyük mesafeler kat ettiğini belirterek, “Gerek üniversite sayısı gerek üniversite türlerindeki çeşitlenme ve gerekse öğrenci sayısı, öğretim üyesi sayısı, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı, alt yapılar, tüm bu ölçülebilir değişkenler açısından Türk yükseköğretimin gerçekten çok önemli bir mesafe kat ettiğini gururla söyleyebiliriz.” dedi.
Darbe anayasasına rağmen gelen başarı
Bakan Avcı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üstelik bütün bu başarılar 1980 darbesinin ürünü olan bir yasa, bir düzenlemeye rağmen yapıldı. O günün şartlarında 27 devlet üniversitesi göz önüne alınarak hazırlanan bu yasa müteaddit değişiklikler geçirdi. Ama sizin geçen hafta Gaziantep’te yaptığınız konuşmada vurguladığınız gibi bu elbise burada da artık dar geliyor. Dolayısıyla bizim yüksek öğretimde de günün şartlarına uygun 27 üniversiteye göre hazırlanmış değil, 200’e yaklaşan üniversiteye göre tasarlanacak olan ve her üniversitenin kendi özelliklerine göre içinde kendi ihtiyaçlarını karşılayabileceği esnek minimalist bir çerçeve yasayla inşallah önümüzdeki dönemde bu sorunları daha kolay aşabileceğimizi ümit ediyorum. Öyle bir düzenlemenin minimalist olması esnek olması çerçeve yasa biçiminde olması ve yeni anayasa ile düzenlenmesi bakımından burada vurgulamakta fayda görüyorum.”
Askeri dönem düzenlemeleri mevzuat kültürünü geliştirmiştir
Bakan Avcı söyle devam etti: “ Maalesef bu yasama kültürümüze sinmiş bir özellik. Biz yasa konusu olabilecek şeyleri anayasaya koymuşuz, yönetmelik konusu olabilecek şeyleri yasalara koymuşuz, daha doğrusu eskiden bunu yapanlar kendilerine göre farklı gerekçelere göre doğru yapmışlar. Çünkü pek çoğu askeri dönem düzenlemeleri ve o dönem yapılırken o düzenlemeler, bir gün siviller yani halk yani millet iktidara gelirse kolay kolay bunları değiştirmesin diye yasa konusu olması gereken konuları anayasaya yazmışlar, yönetmelik konusunu olması gerekenleri yasalara yazmışlar, teamüllerle yönetilebilecek olan pek çok konu ise yönetmeliklere bağlamış.”
Yeni anayasanın gerekliliği
Siyasi irade olarak yasalardaki bu düzenlemeleri düzeltmeye çalıştıklarını hatırlatan Bakan Avcı, yeni anayasanın gerekliliğine vurgu yaparak, “Ama anayasa değişikliği farklı bir yaklaşım gerektiriyor. Dolayısıyla bu konuda bundan önceki teşebbüslerimiz, bütün iyi niyetli gayretlere rağmen netice almadı maalesef. İnşallah bundan sonra önümüzdeki dönemde 7 Haziran seçimlerinden sonra yapılacak anayasa değişikliği ile bu konular da düzene girecek ve yükseköğretim düzenimiz o zaman bütün bu dar gömlekten dar elbiseden kurtulmuş olarak, daha büyük sıçramalar da gerçekleştirme şansını da inşallah yakalayacak.” şeklinde konuştu.