Diyarbakır'da Rehabilitasyon merkezleri üzerinden kurulan ve aralarında il ve ilçe milli eğitim müdürlüğünden bazı bürokratların da olduğu "Rüşvet havuzu" ile kamunun en az 50-60 milyon lira zarara uğratıldığı iddia ediliyor. Eğitim verilmediği halde eğitim almış gibi gösterilen ve olmayan öğrenciler üzerinden devletten ödenek alan bazı rehabilitasyon merkezleri üzerinden yapılan denetimler ile "Rüşvet havuzu"nun ortaya çıktığı öne sürülüyor. Gelen veli şikayetleri üzerine Diyarbakır Valiliği ile bazı ilçe kaymakamları komisyon kurarak olayı araştırdı. Komisyon araştırmalarında birçok rehabilitasyon merkezinde öğrenci olmadığı ve bulunması gereken görüntü kayıtlarının da bulunmadığını belgelendi. Bu araştırmaların ardından bazı bürokratlar açığa alınırken, konu ile ilgili de soruşturma başlatıldı.
'Olmayan öğrencileri var göstererek her ay devletten para almışlar'
Konuyu yakından takip eden ve ismini vermek istemeyen muhataplardan biri, olayın 2020 yılına dayandığını söylüyor. Pandemi sürecinde kurumların 3 ay kapalı olması nedeniyle Türkiye genelinde ödeneklerde düşüş olduğunu ancak aksine Diyarbakır'da yüzde 90 arttığını söyleyen kişi, "Çok fazla veli şikayetleri ve CİMER üzerinden şikayetler oldu. Özellikle Kayapınar ve Bağlar İlçelerindeki rehabilitasyon merkezleri üzerine Kayapınar Kaymakamlığı da komisyon kurarak 14 rehabilitasyon merkezinde denetim yaptı ve denetimlerde 14 merkezin sadece birinde öğrenci olduğunu tespit edildi. Komisyon, kamera kayıt cihazlarında da tarih ve saatti göremedi. Örneğin 30-35 öğrenci var gibi göstermişler ama 30-35 yada 10-20 öğrenci yok. Ama her ay devletten telafi eğitimi ile birlikte Örneğin 500 öğrenciye faturalandırılmış ama telafi eğitimi de verdiği için sanki 1000 öğrencinin var gibi 1 milyona yakın para almış. O öğrencileri var göstermişler. Kurumları inceleyip bunları tespit ettikten sonra 'milli eğitime yazı yazarak bakanlıktan müfettiş isteyin' dediler. Aynı şekilde hazırladıkları tüm evrakların bir nüshasını milli eğitime bir nüshasını da Cumhuriyet Başsavcılığına teslim ettiler. Kamuyu dolandırdıklarını ve paraların geri alınmasını dile getirdiler. Aralık ayında Komisyon cumhuriyet başsavcılığı ve il milli eğitim müdürlüğüne evrakları teslim edildi" şeklinde konuştu.
'Yolsuzluğun içinde il ve ilçe milli eğitim müdürlüğünden bürokratlar da var'
Yolsuzluğun içinde milli eğitim müdürlüğünden bürokratların da olduğunu söyleyen şahıs şöyle devam etti: "İşin içerisinde Kayapınar milli eğitim bürokratlarından Y.E. ile A.O. da vardı. Komisyonun bu tespitinin ardından Y.E. ile A.O. hemen görevden alınıp yerleri değiştirildi. Y.E. ile A.O. pandemi döneminde hakkedişin yüzde 2'sini kurumlardan alıyordu. Aynı zamanda 100 çocuğu olan kurumlardan ekstradan 5 bin lira alıyorlardı. Kurumlar da denetimlerde dört dörtlük gösterilsin diye onlara rüşvet veriyordu. Buradan pandemi döneminde yani 2020 yılında kamu 60 milyon zarara uğratıldı. Bunun 9.5 milyonunu Y.E. ile A.O aldı. Sonra bakanlık 4 müfettiş geldi ve bütün kurum müdürlerini toplayarak sadece 'Y.E. ile A.O. sizden para istedi mi?' diye sordu. Herkes istemediğini söyledi, 3 kurum müdürü 'bizden para istemedi ama biz para topladığını duyduk' dedi. Parayı toplayanların da A.R.Y., R.P., Ö.D. olduğunu söylediler. Devleti onlarca milyon dolandırdıklarını söylediler."
'Çocukların olmadığı tespit edilen kurumlarda denetleme yapılmadı'
"Bakanlıktan gelen müfettişler, kaymakamlığın kurduğu komisyonun çocukların olmadığını tespit ettiği kurumlarda bile denetlemeye gelmedi" diyen kişi "Çünkü o esnada yine A.R.Y., R.P. ile Ö.D. onları kurtarmak için kurum başına 350 bin lira para topladı. Özel Özel Eğitim Kurumları Federasyonu'ndan Y.K. dedi ki 'siz bir dernek kurun, o dernekle bize katılın, bize destek verin sizi bu olaydan kurtaracağız' dedi. Bunlar derneği kurdular ve gerçekten 5 milyonu federasyona verdiler ve aynı şekilde milli eğitimdeki adamlarına da 5'er milyon verdiler. Bakanlık müfettişi hiçbir şey yapmadı ve konu kapandı. Bununla ilgili evraklar da mevcuttur. Yani öğrencilerin olmadığı, görüntülerin olmadığı ,kamera kayıt cihazında tarih ve saatin olmadığı belli bu kurumlardan almış oldukları hakkedişin 2 katı alınması gerekirken ve kapattırması gereken kurumlar ama bunlara ceza kesilmedi" dedi.
'Kurum gezerek yaklaşık 15 milyon para topladılar'
2021 yılının Mart ayında tekrar bakanlıktan müfettişlerin geldiğini söyleyen kişi yaşananları şöyle anlattı: "Müfettişler denetime geldiğinde hepsi Covid oldu ve kurumların yarısını denetleyebildiler. Onlar da yaptıkları denetimlerde 5-6 kurumda görüntü olduğunu diğerlerinde ise görüntü olmadığını tespit ettiler. Vali bey bu işin takipçisi. Ama milli eğitimde Y.A, A.A., A.A ile teftiş kurulundan O.M. bir araya gelerek 46 tane kurumdan kamera görüntülerini istediler. 'Yarım gün içinde kamera görüntülerini getirin' dediler. Kurumlar yarım günde getiremeyeceklerini söylediler. Daha sonra A.R.Y. kurum kurum gezerek görüntü olmadığını ve kurumların kapatılacağını söyleyerek kurum başı 350 bin para topladı. Yaklaşık 15 milyon para toplandı. Bu 15 milyonun bir kısmını A.A. aynı zamanda ona bir rehabilitasyon merkezinde ona yüzde 50 ortaklık verildi. O.M.'ye 5 milyon para verildi. A.A. da para aldı. Bazı rehabilitasyon merkezi sahipleri İl Milli eğitime gidip görüşmüşler 'sizin adınıza para toplanıyor' diye. Bunun üzerine İl Milli Eğitim 2 kez kamuoyuna bilgilendirme mesajı yolladı. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi ama suç duyurusunda bulunmadı."
'700 bin lira rüşvet karşılığında ceza iptal edildi, kurumlar kapatılmadı'
Bazı kurumların rüşvet vermediğini söyleyen şahıs "Kurumlardan biri 'görüntülerim var bir suçum yok' dedi. Teftiş kurulu başkanı kuruma gidiyor ve çok uygunsuz davranışlarda, hareketlerde bulunuyor. Kamera görüntülerine bakmıyor ve direk ceza kesiyor. 10 gün sonra A.R.Y. 350 bin ile 750 bin lira arasında para toplanıyor. 'Bana 700 bin ver seni kurtaracağım' diyor. O kurum da 700 bin lira para veriyor ve kuruma kesilen ceza O.M. tarafından 'yanlış işlem yapılmış' diyerek cezayı iptal ediyor. Böylelikle para veren hiçbir kuruma ceza kesilmedi. Para vermeyen kurum sahiplerinden biri Ankara'ya gidip olayı anlatıyor. Ve akabinde hemen O.M. hemen görevden alınıyor. Şuan İl milli eğitim bürokratları görevden alınınca suçu tespit edilen kurumları kapatmak zorunda kalıyorlar. Çünkü onların rüşvet aldığı ortaya çıkacak, bunu yapmak zorundalar" dedi.
'Pandemi'den bu yana en az 50-60 milyon lira kamu zarara uğratıldı'
Aynı kişi, bir diğer konunun RAM'lar olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Çocuklarımızın RAM'dan destek eğitim raporu almaları lazım. Özellikle Bağlar Rehberlik Araştırma Merkezi ile rehabilitasyon sahipleri A.R.Y ve R.P Ö.D ,A.A anlaşma yapmışlar. A.A. hastanelerden sorumlu. Hastane randevuları için 750 ile 1.5 lira gibi bir para alıyor. RAM'da rüşvet vermeyen kurumlara randevu sistemini kapatıyorlar. Paralar kasa olarak A.R.Y toplanıyor. Paraları toplayan R.P, Ö.D, A.A kişilerdir. Randevuları 3-4 ay sonraya veriyorlar. 4-5 ay sonra çocuğu alıyorlar ama raporu yok, o para kurumun cebinden gidiyor, kurum zarar ediyor. Onda da A.R.Y kurum kurum geziyor diyor ki 'randevularınızı biz yapıyoruz, öğrenci almasanız da biz hallediyoruz. Bize 100 TL lira para vereceksiniz' diyor. Yani çocukları almasanız da olur diyor. Tabi bu kurumların hoşuna gidiyor. Adamlar bu parayı her ay veriyorlar A.R.Y.'ya. Bu şekilde A.R.Y paranın bir kısmını milli eğitim bürokratlarına veriyor bir kısmını da kendine alıyor. Tabi durum böyle olunca büyük bir kaos oluştu. Kapanan kurumlar saldırmaya başladı A.R.Y'a. Anlayacağınız pandemiden bu yana en az 150 milyon lira kamu zarara uğratıldı."
'Kapatılanlar farklı isimlerle aynı öğrencilerle tekrar açılıyor'
Girişimler sonucu bazı rehabilitasyon merkezlerinin kapatıldığını ancak farklı isimlerle yenilerinin açıldığını söyleyen şahıs "Girişimler sonucu bazı rehabilitasyon merkezleri kapatıldı ama aynı kişiler farklı isimler ve aynı öğrencilerle yeni yer açtılar. Kapanması gelmeden yenisini açtılar. Milli eğitimdeki adamları onlara önceden kapatılacağını söylüyor, onlar da kapatılmadan yenisini açıyorlar. Çünkü para vermişler. Bunun içinde A.A. da var, onlara haber veriyor" şeklinde konuştu.
'Ceza kesilince rüşvet karşılığında 'yanlış işlem' diyerek düzeltiliyor'
Diyarbakır'daki rehabilitasyon merkezi sayısındaki artış da dikkat çekiyor. Pandemiden önce 103 olan rehabilitasyon merkezi sayısı pandemi sürecinde 150'ye çıktı ve halen yeni kurumlar açılıyor. Şuana kadar resmi olarak 10, tebligatları gidenlerle birlikte 48 merkezin kapatıldığı belirtiliyor. Aynı kişi bununla ilgili şunları söyledi: "Bazı siyasi parti temsilcilerinin yanına gitmişler destek almak için ama destek vermemişler. Kurum kapatıldı ya da kuruma ceza kesilince 20 gün sonra milli eğitim ona yazı yazıp yanlış işlem oldu deyip düzeltiyor, tabi parayı aldıktan sonra. Bununla ilgili belgeler de mevcut."
'Hırsızlık olayı'
Söz konusu kişi, geçtiğimiz hafta yaşanan bir hırsızlık olayına da dikkat çekerek "Gece Kayapınar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Öğretim Şube Müdürlüğü'ne hırsız giriyor. Bilgisayar ve kamera kayıt cihazını bozuyor her nedense tam Rehabilitasyon merkezlerinin kapatılma tebliğlerinin geldiği ve rehabilitasyon merkezlerinin para cezaları teslim edileceği vakit bu hırsızlık olayının olması manidar biraz" dedi.
Eğitim-Bir-Sen de gündeme getirmişti
Öte taraftan Eğitim-Bir-Sen 29 Aralık günü yaptığı basın açıklaması ile konuyu gündeme getirmiş ve konunun etkin bir şekilde soruşturulması istemişti. O tarihte açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir şunları söylemişti: "Her ay düzenli miktarlarda rüşvetler ödenerek denetim dışı bırakılan veya haberli-ayarlı denetimlerle; eğitim verilmediği halde eğitim almış gibi gösterilen engelli bireyler üzerinden haksız kazanç elde edildiği iddiaları, telefon kayıtları bilgi ve belge taraması, aile görüşmeleri, özellikle kamera kayıtları ve ödeme emri belgeleri ayrıntılı inceleme ve soruşturmaya tabi tutulmalıdır. Açılan soruşturmaların, "rüşvet havuzu" oluşturularak elde edilen paralarla kapatıldığı iddiaları ve bu iddialarda adı geçen ilgili milli eğitim bürokratının kim olduğu araştırılmalıdır. Özel öğretim alanında muhakkiklerce kapatılmaları teklif edilen kurumların dosyalarının kişi ve kuruma özgü muamele gördüğü ilimizde bir hakikat halini almıştır. MTSK ve SRC kurs sahipleri ile özel görüşmeler yapan il milli eğitim bürokratının bu durumu neyle izah edilebilir. Kendi şahsi taleplerini reddeden kurumları denetleme ve soruşturmayla terbiye etmeye çalışmak nasıl açıklanabilir."
Sputnik Tr/Sertaç Kayar