Bilen bilir, bilmeyen de araştırınca görür. Modern Türkiye, Siyonist ‘Gizli Derin Dünya Devleti’nin bir projesi olarak kuruldu. Coğrafi konum itibariyle herkesin gözünü diktiği, üzerimizde türlü hesapların döndüğü yüksek stratejik öneme haiz bir mevkide bulunuyoruz. Gâvur da biliyor ki öyle kendi başına bırakılacak bir ülke değiliz. Aldığımız her nefes dahi kontrol ediliyor/edilmeliydi. Öyle de yaptılar. Bizi hiçbir zaman kendi halimize bırakmadılar. Darbe ve ekonomik kriz korkutmalarıyla devamlı kontrol altında tutulduk.
Türkiye, 16 Nisan'da “evet” diyerek Batı'nın ‘proje devleti’ olmaktan çıkacak ve "Tam Bağımsız Millî Devlet" olarak millete devredilecek.
16 Nisan referandumu bir devrimdir.
16 Nisan referandumu Batının 200 yıl uğraşarak kurduğu bu ‘proje devlet’i temelden dönüştüren millî ve yerli bir ‘devrim’ olacak. Haddi zatında Türkiye’nin böyle bir karar alabilmesi yani atacağı adımları kendi milletine sorması/sorabilmesi bile dünya siyaset tarihinde kayda değer bir vakıadır. Dosta güven veren gâvurun da kalbine korku salan bir hadisedir.
Eski Türkiye yerini Yeni Türkiye’ye bırakacak…
Bilindiği gibi birkaç yıldır günlük hayatımızda çeşitli vesilelerle ‘Yeni Türkiye’ kavramını kullanıyoruz. Artık dilimize yerleşen bu kavramın anlamı 16 Nisan referandumunda resmi bir kimliğe bürünecek. 17 Nisan sabahı üzerinde yaşadığımız bu ülke için ‘Yeni Türkiye’nin doğum tarihi olacak.
Erdoğan’nın Batının en büyük pazarı ve can damarı olan "Eski Türkiye" yerine "Yeni Türkiye"yi kuracağını söylemesi Haçlı zihniyetinin ona savaş ilân etmesinin gerekçesi olduğunu bilmem, bilmeyen var mı?
Erdoğanofobi
Batılı gizli servisler 16 Nisan'a kadar referandum sonucunun Türkiye aleyhine çıkması için korkunç kampanyalar yürütüyorlar. Diplomatik nezaket ve nezahetten yoksun söylem ve fiiliyatla bilinçaltlarındaki İslam ve Türk düşmanlığını izhar etmede hiçbir beis görmüyorlar. İçişlerimize doğrudan müdahil olarak terör örgütlerinegösterdikleri müzaheretin onda birini bile diplomatik misyonumuza göstermiyorlar. Yıllardır içlerinde biriktire biriktire nefret tortusuna dönüştürdükleri haçlı zihniyetini günümüzde Erdoğanofobi ya da İslamofobi şeklinde tebarüz ettiriyorlar. Türkiye tarihinde ilk kez ‘Tam Bağımsız’ bir devlet olma yolunda. 16 Nisan'a kadar tedbiri elden bırakmamalı, bazılarınca aşırı olarak nitelendirilirse de yeterli güvenlik önlemleri alınmalıdır.
Almanya vesayeti de kırılacak
Türkiye Almanya'nın en büyük pazarı. Ve Almanya'nın Türkiye'deki 120 yıllık vesayeti bulunuyor. Bu vesayet 16 Nisan'da bitecek.
Batı Türkiye'yi kontrol altında tutmak için 5 Askeri darbe, 7 darbe teşebbüsü yaptı; 20 terör örgütü ile 12 ekonomik krizi yönetti. Batı ürettiği ekonomik krizler ve kurduğu terör örgütleri üzerinden Türkiye'yi alçak ve aşağılık ayakçılarıyla yönetti.
Almanya teröre destek veriyor
Almanya HDP, CHP, PKK, DHKPC ve MLKP kartlarını kullanarak Türkiye'yi yönetilemez ve yaşanılamaz hale getirmeye çalışıyor. ABD ve AB Türkiye'yi "olmak ile ölmek" arasında bir ileri karakol ve bol kazançlı bir pazar olarak tutmak istiyor.
Alman/İngiliz kapışması AB'yi çökertecek...
ABD seçiminde de Alman/İngiliz kapışması vardı. ABD Başkanı Alman asıllı olmasına rağmen Merkel’e yüz vermedi. Ama İngiltere Başbakanının elini tutup merdivenlerden indirdi. Liseli aşıklar gibiydiler.
Şimdi de Türkiye üzerinde Alman/İngiliz Statüko savaşı sahnede. Almanya’ya göre 15 Temmuz Türkiye’yi İşgal girişiminde FETÖ nün katkısı yok.
Alman vakıfları kapatılsın
Çıkarlarından başka öğretisi ve kutsalı olmayan hainler dönemini kapatmak için 16 Nisan'da milletçe ‘evet’ diyeceğiz. Dünyadaki bütün diktatörlerle dostluk ilişkisi kuran AB ve ABD'nin Türkiye'de ‘diktatör’ araması stratejik bir planın gereğidir. Türkiye kısa vadede yabancı vakıfların ajanlık faaliyetlerini kontrol altına almalı ve kesinlikle Alman vakıflarını kapatmalıdır