PKK'nın tasfiyesi 1993'te durdurulmuştu

24 Mayıs 1993'te Türkiye'nin geleceğini karartan kanlı bir eylem yaşandı. Bingöl-Elazığ karayolunda 33 Mehmetçik şehit edildi.

Genel af ve PKK'nın silah bırakmasının konuşulduğu bir ortamda gerçekleşen katliamla ilgili dosya, tozlu raflardan indirilerek Ergenekon soruşturması kapmasında yeniden ele alınıyor. Ancak 1993'te Türkiye'yi sarsan tek olay bu değildi. Kendi alanında güçlü ve simge isimler aynı yıl, art arda hayatlarını kaybetti: Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Jandarma Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, JİTEM Grup Komutanı Binbaşı Cem Ersever ve gazeteci Uğur Mumcu.

Kimi öldürüldü, kiminin ölümünün üzerindeki sis perdesi hâlâ aralanamadı. Bu dört ismin ortak özelliği ise ya PKK'yla mücadelenin doğrudan içinde yer almaları ya da sorunun çözümü için ciddi mesai harcamalarıydı.

Kanlı yıl 1993'ün ilk büyük trajedisi Uğur Mumcu cinayetiydi. Gazeteci-yazar Mumcu, 24 Ocak 1993'te uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Uğur Mumcu, öldürülmeden önce başladığı "Kürt dosyası"nda, Abdullah Öcalan'ın izini sürdü. PKK liderinin yakınında gizemli iki kişi olduğunu anladı: 1978'de evlendiği karısı Kesire Yıldırım ve yanından hiç ayrılmayan Ağrılı Pilot Necati. Öcalan, daha sonra yaptığı bir açıklamada Pilot Necati'nin MİT ajanı olduğunu bile bile yanında tuttuğunu, onu kullanarak MİT'i kandırdığını söyledi. Mumcu, eğer ölmeseydi PKK ve derin devletin bağlantılarını açıklayacaktı. Ölmeden önceki son 330 yazısının 114'ünü PKK'ya ayıran Mumcu'nun ölümü, sözde 'İslamcı terör'ün üzerine yıkıldı.

Tarihler 17 Şubat 1993'ü gösterirken, Türkiye'nin parmakla gösterilen bir Paşa'sı hayatını kaybetti. Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, Beechcraft B200 King Air tipi uçağın henüz aydınlanamayan nedenlerle düşmesi sonucu öldü. Uçağın buzlanmadan düştüğü açıklandı ama kamuoyu hâlâ tatmin olmuş değil. Bitlis, PKK'yla etkin mücadele eden bir komutandı, Talabani ve Barzani'yle görüşmeleri oluyordu. Bazı ABD uçaklarının teröristlere yardım dağıttığı yönündeki açıklamasıyla da dikkatleri üzerine çekmişti. Bitlis Paşa, Cumhuriyet tarihinin en önemli komutanları arasında zikrediliyordu.

Kürt meselesinin çözümü ve PKK'nın tasfiyesi için büyük çaba sarf eden 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, hemşerisi Bitlis Paşa'nın ölümünden 2 ay sonra 17 Nisan 1993'te hayata gözlerini yumdu. Ne eşi Semra Özal ne çocukları ne de Türk halkı Özal'ın doğal yollarla öldüğüne ikna oldu. Özal'a daha önce Kartal Demirağ tarafından düzenlenen suikast da, ölümünün üzerindeki şüphelerin artmasına sebep oldu. Özal, PKK sorununun çözümü için büyük uğraş veriyordu. Genel affın ve silah bırakmanın konuşulduğu günlerde, önce 33 er şehit edildi, ardından Özal vefat etti. Belki de PKK sorununu tasfiye edecek süreç de böylece durmuş oldu.

JİTEM'in kurucusu olarak bilinen Binbaşı Ahmet Cem Ersever, PKK terörüyle etkin mücadele eden isimlerden biriydi. 17 Mart 1993'te ordudaki görevinden 30 arkadaşıyla birlikte istifa ederek ayrıldı. Daha sonra bazı gazete ve dergilere 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım ve Güneydoğu'daki faili meçhullerle ilgili bilgiler verdi. Aydınlık gazetesine anlattıkları ile ilgili mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993'te Ankara'ya giden Ersever'den bir süre haber alınamadı. 4 Kasım 1993'te Ankara Elmadağ'da cesedi jandarma ekipleri tarafından bulundu.

Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, 22 Ekim 1993 tarihinde operasyon için gittiği Lice'de öldürüldü. Olayı PKK üstlenmedi. Aydın Paşa, meselenin sadece silahla çözülemeyeceğine inananlar arasındaydı. ZAMAN


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri