PANAROMİK ANGARYA(!) MANZARALARI

Kurumları dışında özellikle belediyelerde personel alımlarında komisyon üyesi olarak görev alan öğretmenler dikkatli olun. Hatta bu tür komisyon (angarya) görevlerine itiraz edin. İşte üç öğretmenin ibretlik öyküsü….

Milli Eğitim Bakanlığı’nın taşra teşkilatında çalışanlar bilir. Zaman zaman yapılan yerel sınavlar için ilçe, belde belediyeleri veya benzer kurumlar Kaymakamlık aracılığı ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine müracaat ederek mülakat komisyonlarına üye isterler.İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri de bu görüntüsü masum,içi hile-yi şer’iyelerle dolu talepleri karşılamak için kimi zaman formal kimi zaman da informal ilişkileri kullanarak sözünün, nazının geçtiği birkaç öğretmeni görevlendirip gönderir sınav komisyonuna…Buraya kadar her şey normal…

Komisyona giden istisnasız hiçbir öğretmen Belediye yasasını, Belediyenin personel yasasını, bu yasalara bağlı olarak çıkartılan yönetmelik ve alt hukuk metinlerini bilmez bilemez. Bilme zorunlulukları da yok. Çünkü işleri bu değil.

Konu ile ilgili üzücü bir olay  yaşanıyor ve stresten, sorundan saçları ağırmış meslektaşlara meslek yaşamlarının en zor günleri yaşatılıyor. Onlara gelen her türlü üzüntü ve stres tabiî ki yöneticileri olan bizleri de üzüyor, strese sokuyor.

İlçemizin (ismi bende mahfuz) bir belde belediyesi yine masumane ambalajlı bir talep yazısı ile Kaymakamlık aracılığı ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne  müracaat ederek Zabıta  Personeli alımı için sınav yapacağından bahisle, Mülakat Komisyonuna öğretmen görevlendirilmesini istiyor. Emir yukardan… İlgili Müdürlüğümüz de üç öğretmen arkadaşımızın ismini bildiriyor. Muhatap öğretmen arkadaşlarımın ifadesine göre Evraklar komisyondan gizlenerek Belediye Başkanı ve personelin uyanıklığının, kendi masumluklarının ise cezasını çekerek arkadaşlarımız sınavı yapıp ilçeye dönüyorlar.

Sonuç…Sınav komisyonunun hukuki mevzuatı bilmemesinden kaynaklı işe Zabıta  olarak alınan x kişi…Hatırı sayılır birisinin oğlu…29 Mart 2009 Mahalli idareler seçimleri…Başkan  ve yönetim değişikliği…Yeni başkan ile eski başkanın çekişmesi…

-Şartları tutmadığı halde x vatandaşı neden işe aldınız?

-Ben almadım siz aldınız…

-Sen aldın. Ben almadım …Komisyon kuruldu, sınav yaptı, komisyon aldı…v.s kabilinden bir dialog ve işin Mahkemenin kucağına düşmesi ve konu ile ilgili açılan dava…Mahkeme ve savcılık…Gelin bakalım buraya!.. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Kaymakamlık Makamı emri, ilgili belediyenin talebi üzerine görevlendirdiği öğretmenler…Komisyon Kurbanları…Konu Mahkemenin önünde ve meslektaşlarımız TCK “Görevi kötüye Kullanma” iddiası  ile suçlanmaktalar…Konu önce Kaymakamlık kanalı ile soruşturuluyor ön inceleme…Muhakkik:” kesinlikle sorumluluk tamamen ilgili Belde Belediye Başkanında “derken, soruşturma izni veriliyor ve konu Mahkemeye intikal ediyor.

 

Mahkeme safahatı ne olur bilinmez…Tüm Vatandaşlar gibi Mahkemelere ve verecekleri hukuki kararlara  saygı duymaktan başka çare yok…Konunun muhatabı bir öğretmen arkadaşımın anlatması ile konuya vakıf oluyoruz. Öğretmenin üzüntü ve stresi gözlerinden okunuyor ve titreyen bir ses ile sinirleri yıpranmış dumanı başından çıkar vaziyette:

-Hocam diyor Avukat olan dayıma göndermek ve beni savunmasını sağlamak için mahkemeden dilekçe ile müracaat ederek dava dosyasının bir fotokopisini almak için on gün önce müracaat ettim.On gündür bana dosyanın fotokopisini çekip vermeleri bekliyorum.Her gün gidip -geliyorum.

-Mübaşirimiz yok..Memur yok…Hizmetli yok diyerek beni oyalıyorlar ve henüz dava dosyasının onaylı bir suretini alamadım.diye serzenişte bulunuyor…Bir dava dosyasının fotokopisini çekip muhatabının talebine on günde cevap veremeyen bir adalet sistemi ve adliye düşünün.

Konunun bir başka muhatabı öğretmenim üç yıl  önce İstanbul iline tayin olmuş gitmiş.O da Bakırköy adliyesinde eğitim öğretimden arta kalan zamanlarda  hasbel kader görev aldığı bir komisyonda aldığı bir karar ve attığı bir imzanın cezasını çekiyor…Peşinden koşuyor…Aklanıp kurtulayım diye…

Konu mahkemenin önünde olduğu için daha fazla söze gerek yok…Ama şu kadarını söylemeden geçemeyeceğim.

*X ilçesinde ilçenin ekabir takımından birilerinin 30 yaşına kadar iş bulamamış oğlu iş bulacak(!...)Ama kılıfı hazırlanması gerekiyor…Her işimiz gibi bu iş de TURKISH olmalı..

*Bunun için siyasi gücünü kullanıp x beldesinin belediye başkanı ve yöneticilerini şıçrama tahtası olarak kullanıyor…

*Minare hazır ama kılıfı hazırlamak için masum öğretmenlerden bir Komisyon kuruluyor…İşin angaryası da böylece elini ateşe dokundurmadan halledilmiş oluyor.

*Belediye Mevzuatından habersiz üç kişilik öğretmen grubundan müteşekkil Komisyondan bilgi ve belgeler Kasabanın kurt politikacıları tarafından gizleniyor. Şartları tutmadığı halde  x belde belediyesine y isimli kişi işe alınıyor.Masumane atılan üç imza ile…

*İki kurt politikacının Belediye içindeki çekişmesi Mahkemeye yansıyor…

Sırtına angaryadan yüklenen bir işin faturasını ödemek bizim meslektaşlara kalıyor, olan öğretmenlere oluyor…Bunun adı da etik, ahlak, hak, hukuk, konuluyor…Güzel Anadolu’mun her köşesi zengin,her yeri  ozan dolu…O ozanlardan birisinin dörtlüğünde anlattığı gibi:

“Zengin arabasın dağdan aşırır,

Fakir düz ovada yolun şaşırır,

Zengin helvasını balla pişirir,

Fakir ekmeğine katık bulamaz..”dizeleri ile daha iyi anlatılan klasik bir Anadolu’dan angarya manzaraları…Ya da  tam bir vurun abalıya hikayesi…

Söz konusu belde belediye başkanının yenisi görevinin başında…Eskisi ise “adaylıktan çekilme “karşılığında aldığı İL ENCÜMENİ  ulufesi ile devam ediyor…İlçede müteahitliğini yapıyor…Milyarlarına milyarlar eklemeye devam ediyor…Tuzu kuru…Alavere dalavere! Kürt Mamo sen nöbete! Durumu. Cüzdanı rahat olduğu kesin ama, vicdanını bilemem…Bizim gariban Komisyon üyesi öğretmenlerde bu işin içinden  avukat tutarak çıkmanın çabasında…Ne için ?Attıkları masumane birer imza için?

Başa dönelim…

Ekabir takımından bir vatandaşın 30 yaşına gelip iş bulamamış bir oğluna iş bulunacak, belde belediyesi bu işe her şeyi ile çanak tutacak, angaryası ilçe milli eğitim müdürlüğünden masum üç öğretmene yüklenecek, konu mahkemenin kucağına gittiğinde :

“KOMİSYON AYAĞA KALK!”ifade, mahkeme, savcılık, adliye, zabıt, katip…

Ömürlerinde duymadıkları kelime ve terimlerle tanışan ve hayatının psikolojik işkencesine maruz kalan öğretmenlerim…

Öğretmenlerimin “sağdıç emeği”…Hakkın yerini bulacağına zerre şüphemiz yok. Bilmemek de yasalara göre mazeret değil ama…

Öğretmenlerin masumiyetini kendi kurt sofranızda paylaştığınız menfaatlere meze yapmasanız ne kadar iyi olur değil mi? Kendi kırkayak oyunlarınıza  saf öğretmenlerimizi alet etmesiniz ne de iyi olur değil mi? Bundan sonra komisyona görevli istediğinizde hangi öğretmen gelir, gelmeyi bırak size selam verir?

Bize düşen bu angaryalar için öğretmen ve diğer personelin gözünü açmak…Meslektaşlarıma Öğretmen Lisesi Müdürüm(rahmetli)ün veciz bir sözü ile seslenmek isterim.Hiç kimsenin yükselmesi için omuzlarınızı merdiven yapmayın.

Angarya(!)sız günler… Güzel ülkemin gül bahçesinin vefakar –cefakar öğretmenleri…

 

 EMİN KÜÇÜK

Reşadiye İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri