Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün: Organize sanayi bölgelerindeki özel meslek liselerine öğrenci başına nakit destek geliyor
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, organize sanayi bölgelerindeki özel meslek liselerine öğrenci başına nakit destek geldiğini belirterek, ''MEB devlet okulunda öğrenci başına yılda kaç para masraf yapıyorsa, onun 1,5 katı kadar nakit para verecek'' dedi.
Ergün, ABD'nin Boston kentinde düzenlenen ''Uluslararası Biyoteknoloji Fuar ve Konferansı''ndaki temaslarının ikinci gününde ABD'nin Massachusetts Valisi Deval Patrick ve bazı ilaç firmalarının Üst Yöneticileri (CEO) ile görüştü. Bakan Ergün, fuara bu yıl ilk defa katılan Türkiye'nin, Türkiye pavilyonunun açılışını gerçekleştirdi.
Görüşmelere ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulunan Ergün, ABD'nin Massachusetts Valisi Deval Patrick'in Türkiye'ye karşı çok ilgili olduğunu ve özellikle teknoloji şirketlerinin dışarıya açılmasına ve eyaletin dış bağlantılarının güçlü olmasına çok sıcak yaklaştığını anlattı.
Ergün, Vali Patrick'in, Türkiye'yi iyi bildiğini, kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinden sonra Türkiye'ye geleceğini dile getirerek, Vali'den güçlü bir heyetle Türkiye'ye gelmesini istediklerini, ABD'li firmalarla Türkiye'deki firmaları eşleştirmek istediklerini kaydetti.
ABD'deki firmaların da yeni pazarlara açılmak için işbirliği yapabilecekleri sektörler ve yatırım yapacakları alanlar aradığına işaret eden Ergün, şunları söyledi:
''Mesela buradan döndükten sonra Türkiye'ye Caterpillar'in Başkanı gelecek. Chicago'da görüşmüştük kendisi ile hem Cumhurbaşkanımızın ziyaretinde akşam yemeğinde bir araya gelmiştik. Ondan sonra da ayrıca görüştük. Türkiye'de yatırım kararı alma konusunda çok ciddi bir yaklaşım içinde gördük onları. Şimdi döndüğümüzde
CATERPILLAR TÜRKİYE'YE YATIRIM YAPABİLİR
Caterpillar'ın Başkanı, iş makinelerinin üretimi konusunda bir araştırma yapacak, belki Türkiye'de birlikte yatırım yapabilecekleri bir partner arayacak.
Bazı ABD firmaları bölgedeki ekonomik gelişmeleri görerek hareket ediyorlar. İnşaat sektörü hem Türkiye'de çok yaygın hem de Ortadoğu'da çok ciddi inşa hareketleri var. Bu iş makineleri sektörünü çok cazip hale getiriyor ve o pazarın içinde de üretim gücüyle bulunmak istiyor firmalar. Orada da en uygun lokasyon Türkiye. Bunu gösterebilmek lazım firmalara. Caterpillar'ın Türkiye'ye gelmesi birçok ülkeye Türkiye üzerinden ihracat yapılması demek. Caterpillar'ın Türkiye'ye yapacağı yatırım herhalde 50-100 milyon dolarlık bir yatırım olmaz. Bundan çok daha büyük bir yatırım olur, belki milyar dolara tekabül eden bir yatırım ortaya çıkar. Biz onlara sadece üretim konusunu değil, Ar-Ge konusu da teklif ettik. Adamlar onu da düşünerek gelecek.''
"EN İYİ TEŞVİK İSTİKRARDIR"
Yunanistan örneğini veren Ergün, Yunanistan'ın bugünkü şartlarda teşvik sistemi uygulasa bile kimsenin yatırım için gitmeyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizim notumuz da hala Yunanistan kadar iyi değil. Böyle bir tablonun içinde adam Yunanistan'a yatırım yapacak mı? Notu bunun A'dır, B'dir diye. İstikrar yok. Makroekonomik denge diye bir şey kalmamış. Yarın öbür gün ne olacağı belli değil. İspanya'ya gider mi adam şimdi mesela? Örneğin bugün İspanya'nın notu A olsun. Gitmez adam. Niye? Gerçekten siyasi anlamda da ekonomik anlamda da bir belirsizlik tablosu ortaya çıktı.
Bu tablo yatırımcı açısından önemli. Teşvikler önemli ama tek başına önemli değil. Yunanistan bizim verdiğimizin 10 katı teşvik verse yatırımcı için bir manası olmaz. Bunlar ötekilerle birleşince bir anlam ifade ediyor. Bizde de istikrar olmasa, makroekonomik dengeler bozuk olsa, sen bugünkü teşvikin 10 katı kadar teşvik ver, yine arzu ettiğin yatırımı bulamazsın. En iyi teşvik istikrardır, makroekonomik dengeleri kurulmuş, önünü görebildiğin bir ülkedir en iyi teşvik.''
JAPON FİRMADAN CNC TEZGAH ÜRETİMİ
Önceki ABD ziyaretinde bir Japon firması ile yine Chicago'da görüştüklerini dile getiren Ergün, o Japon firması ile Boston'da tekrar görüştüklerini, bu firmanın CNC tezgahlarının üretimini Türkiye'de gerçekleştirmek istediklerini kaydetti.
Ergün bu Japon firmanın da Türkiye'ye görüşmeye geleceğini ifade ederek, bu firmanın Türkiye'de yatırım kararı olduğunu, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesinde yerlerini ayarladığını, ancak hangi yoldan gideceklerini bilmedikleri için bocaladıklarını, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ile irtibatlarını sağladıklarını, bu yatırımın nereden bakılsa birkaç yüz milyon dolarlık yatırım olduğunu anlattı.
Yeni teşvik sisteminde yaptıkları bir düzenlemeye değinen Ergün, ''Bu teşvik sisteminde şu da önemli oldu. Şu anda bir tesisi olan kişi, eğer, 5. veya 6 bölgede bir yatırım yaparsa, o kişi şimdi mevcut yatırımından elde ettiği kazançlardan o yatırımı indirebilecek. Bir nevi eski yatırım indirim sistemi, bu teşvik sistemi ile beraber mevcut firmalar için geri gelmiş oldu'' diye konuştu.
"ÖZEL MESLEK LİSELERİ GELİYOR"
Bakan Ergün, yeni torba yasası ile birlikte TÜBİTAK Kanununda bir değişiklik olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu değişiklik bugün Plan Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Orada bizim açımızdan çok önemli konular var. TÜBİTAK'taki araştırmaların ticarileşmesinin önü açılmış olacak. Bu ticarileştirme kanalları açılıyor. TÜBİTAK'ın bu konuyla ilgili şirket kurabilmesine, şirketlere ortak olabilmesine imkan veriliyor. Ar-Ge'sini yaptığı buluşunu gerçekleştirdiği ürünlerin patentlerini ve lisanslarını başkasına devretmesine, satmasına imkan veren lisans anlaşması yapmasına imkan veren bir düzenleme getiriyoruz.
Organize sanayi bölgelerindeki özel meslek liselerine öğrenci başına nakit destek geliyor Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinden. MEB'in bugünkü meslek liselerinde öğrenci başına yaptığı harcamaların 1,5 katı kadar destek verilecek. Diyelim bin lira harcıyorsa öğrenci başına 1.500 lira destek verecek, nakit olarak. Organize sanayi bölgesinde özel meslek lisesi kurdun, kaç öğrencin var, işte 300-500 öğrencin var. Öğrenci başına, MEB kendi devlet okulunda öğrenci başına yılda kaç para masraf yapıyorsa, onun 1,5 katı kadar sana nakit para verecek. Bu da torba kanunda. Bu da çıkacak.''
Ayrıca kendi bakanlıklarının dış teşkilat kurma imkanı olmadığını, dış teşkilatı, Dışişleri Bakanlığı üzerinden kurmaları gerektiğine değinen Ergün, şimdi bu yeni düzenleme ile doğrudan doğruya kendi teşkilatlarını kurma imkanına sahip olacaklarını bildirdi.
Bakan Ergün, kredi derecelendirme kuruluşlarının uluslararası alanda objektif esaslara göre çalışmadığını dile getirerek, bu kuruluşların kritik dönemlerde bazı kararlar açıklayarak, notlar vererek, aslında yatırımları yönlendiren, bazı ülkeleri bloke eden, bazı ülkelerin önünü açan, bazılarını himaye eden kararlara imza attıklarını belirtti.
Birçok yatırımcının da artık kredi derecelendirme kuruluşlarına itibar etmediğine işaret eden Ergün, şirketlerin yatırım yapacakları ülkelere giderek, oradaki durumu somut olarak görmek istediklerini anlattı.
İLAÇ FİRMALARI CEO'LARIYLA GÖRÜŞME
Boston'da Merck'in laboratuvarlarını da ziyaret ettiğini dile getiren Ergün, onların da Türkiye'de birtakım işleri bulunduğunu, o işlerini geliştirme kararında olduklarını söyledi.
Merck'in, klinik araştırmalar düzeyinde Türkiye'de araştırma yaptığını, ancak bu araştırmalarla ilgili henüz bir birimleri olmadığını ifade eden Ergün, Merck'in Türkiye'de klinik öncesi araştırmalarla ilgili bir birim oluşturma konusunu çalışacaklarını belirtti.
UCB firmasının CEO'su Roch Doliveux ile de görüştüğünü aktaran Ergün, UCB'nin Türkiye'ye doğrudan girmediğini, Türkiye'de bir partneri vasıtasıyla ilaçlarını ürettirdiğini, ancak ''Türkiye'de nasıl yatırım yapabiliriz'' konusunu araştırdıklarını kaydetti.
Bir diğer görüşmesinin Amgen Japonya, Asya, Ortadoğu, Afrika, Türkiye ve Rusya'dan Sorumlu Başkanı Stuart Arbuckle olduğunu belirten Ergün, Amgen'in zaten Türkiye'de Mustafa Nevzat'ı alarak 700 milyon dolarlık bir yatırımı olduğunu söyledi.
Ergün, Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen ilaç firmaları için, bir ABD ilaç firmasının Türkiye'ye 700 milyon dolarlık yatırım yapmasının dikkati çekici bir olay olduğunu ifade ederek, bunun sektördeki diğer yatırımcıları da cesaretlendireceğini dile getirdi.
"BEYİN GÖÇÜ DEĞİL BEYİN GÜCÜ"
Bakan Ergün, önceden bilim adamlarının yurt dışına gitmesine ''beyin göçü'' olarak bakıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
''Artık böyle bakmamız doğru değil. Beyin gücü diye bakmamız lazım. Bizim ABD'de bir beyin gücümüz var. Bugünkü iletişim ortamında bu beyin gücünü Türkiye'deki beyin gücü ile irtibatlı hale nasıl getirebiliriz? Bu mekanizmaları kurmak daha doğru bir yaklaşım. 'Herkes tasını tarağını toplasın Türkiye'ye gelsin' diye bakmak gerçekçi değil. Toplamaz tasını tarağını, toplamasına da gerek yok. İrtibatımız olsun.
Eskiden beyin göçü oldu diye üzülüyorduk ama şimdi yeni durumda üzülmemize gerek yok. Bu beyin göçü bir beyin gücüne dönüşmüştür. Önemli olan bu beyin gücünü iyi kullanabilmek. Onun için o mekanizmaları harekete geçirdiğimizde Türkiye artık güçlü diasporası olan bir ülke haline gelecek. Bizim yurt dışında çok güçlü olabilecek bir lobimiz olabilecek, bir diasporamız, bir beyin gücümüz var.''
Bakan Ergün, bu arada ''Uluslararası Biyoteknoloji Fuar''ında bu yıl ilk defa açılan Türkiye Pavilyonu'nun kurdelesini ABD'nin Massachusetts Valisi Deval Patrick ile birlikte kesti.