KAHVECİ: ASGARİ ÜCRET 3000 TL’NİN ÜZERİNDE OLMALIYDI.
Kahveci açıklamasında asgari ücretin belirlenirken özellikle temel gıda maddelerinde yaşanan artışının baz alınması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Asgari ücret 2 bin 825 TL oldu. Türkiye Kamu-Sen olarak beklediğimiz bir rakam değildi. Bu ücretler belirlenirken bazı parametreler baz alınmalı. Her ay düzenli olarak açıkladığımız açlık yoksulluk sınırı etrafında değerlendirmeler yapılmalı, daha sağlıklı rakamlar konuşulmalıdır. Bu rakam aslında 3 Bin TL üzerinde olmalıydı. Çünkü son yıllarda özellikle temel gıda maddelerine ciddi zamlar geldi. %21.56 oranında bir zammı elbette azımsamıyoruz, ancak nihai hedefler noktasında yeterli değildir.”
Ülkede yaşanan ekonomik tablo baz alındığında kamu çalışanlarına ve emeklilerine 2021 yılında yapılacak 3+3’lük zam oranının mutlaka güncellenmesi gerektiğine işaret eden Genel Başkanımız Önder Kahveci açıklamasına şöyle devam etti:
“Mesele yapılan bu zammın alım gücüne sağlayacağı katkıdır. Buradan hareketle memurlarımızın 2021 yılına ait zam oranı olan %3+3ün de güncellenmesi gerekmektedir. Yapılacak bu tür düzenlemeler piyasayı da canlandıracak, ekonomiye canlılık getirecektir.”
KAHVECİ: COVİD-19 MESLEK HASTALIĞI SAYILMALIDIR
Aşı konusunda da önemli hatırlatmalarda bulunan Kahveci, alınması gereken tedbirler konusunda uyarıda bulunarak vatandaşları da uyardı. Kahveci sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntıları da dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
“Aşı temini noktasında anlaşma yapıldı. Birkaç gün içinde ülkemize ulaşacağı bakanlık tarafından ifade edildi. Aşıya hepimizin ihtiyacı var, bu bir gerçek. Kendimiz yerli aşımızı üretince daha rahat bir aşılama da yaparız. Ancak aşı yapılması noktasında bazı tedbirler almak gerekli. Aşı yaptırmak zorunlu olmayacaksa da her vatandaşımız aşı yaptırmalı. Virüsten korunmanın en önemli yolu aşıdır. “Yaptırmam” noktasında durmak diğer insanların sağlığını ve toplum sağlığını tehdit etmektir.
Aşı konusunda herkes hassasiyet göstermelidir. Bu işi yakından bilen biri olarak bunun gerekliliğine vurgu yapıyorum. Ben mutlaka aşıyı yaptıracağım. 150 bin civarında sağlık çalışanı bu virüse yakalandı. Aşıyla beraber diğer arkadaşlarımızın sağlığını koruma altına alma şansımız olacak. Bu salgının gerçek kahramanları sağlık çalışanlarıdır.
Hayatını kaybeden arkadaşlarımızın vazife malulü sayılabilmeleri için bir genelge yayınlandı. Hayatını kaybedenlerin hepsi illiyet bağı aranmadan bu kapsamda olmalı hatta harp malulü dediğimiz düzenleme noktasında değerlendirme yapılmalıdır.
Covid-19 bir meslek hastalığı sayılmalıdır. Bu şekilde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımızın ailesi ve çocuklarına sahip çıkmış olacağız”