Cuma günü namazdan sonra bazı okulları ziyaret etmeyi planlamıştım. Yörünge yıllarımdan mesai arkadaşım Kandilli İlkokulu müdürü Süleyman Sönmez Bey, bana refakat ettiler. İki eski mesai arkadaşı olarak ilk durağımız Beylerbeyi’nde bulunan Sabancı Olgunlaştırma Enstitüsü oldu. Enstitü müdürü Yusuf Gürlek bey ile tanışma fırsatımız oldu.
Hafız Yusuf Gürlek içten davranan, sorumluluğunu en üst düzeyde idrak etmiş bir meslektaşım. Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü’nde çok güzel bir mekân. Beylerbeyi Sarayına mücavir, lebiderya bir okul. Sohbetimiz esnasında öğrenme fırsatımız oldu. Geleceğe yönelik ses getirecek projeleri var. Planları için devletlü yetkililerle temasa geçmiş bile. Olgunlaşma Enstitüleri’nin gerçek bir Geleneksel Sanatlar Merkezlerine dönüşeceği günleri göreceğimiz yakındır diye düşünüyorum. Müdür Yusuf Bey’in sıcak ilgisi, gelecek günler adına bizi hayli umutlandırdı. Gönüllerimiz yeşererek ayrıldık lebideryadan.
Enstitü ’den ayrılıp Beylerbeyi Sarayı’na başka bir cihetten mücavir Hacı Sabancı Anadolu Lisesi’ne geçtik. Okulumuzun müdürü Dr. Abdurrahman Memiş bey de benim gibi bir ilahiyatçı. Kendisiyle Marmara Eğitim Gönüllüleri Derneği’nden tanışıyoruz. Dr. Memiş’in Kandilli Kız Lisesi’nde uzun ve parlak bir geçmişi var. Özellikle velilerle çok başarılı ilişkileri sayesinde kendisini okuluna, öğrencilerine ve çevresine kabul ettirmişti. Kandilli Anadolu Kız Lisesi’nde görevdeyken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan okulu ziyaret etmiş, Memiş’in okuldaki başarılarını yerinde müşahede ederek teslim etmişti.
Abdurrahman Bey’in yeni okulu Hacı Sabancı Lisesi’ne de damgasını vurduğunu görme fırsatı bulduk. Ziyaretimiz Üsküdar Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yayımlanan ‘’Mektebi Üsküdar’’ dergisi içindi. Müdür Beyden dergi adına yazı isteyerek içimiz ferah bir şekilde okuldan ayrıldık. Arkamızda otuz yılı aşkın başarılı faaliyetleri ile dopdolu bir meslektaşımızı bırakarak üçüncü okul ziyaretimize yöneldik.
Cuma günü ziyaret ettiğimiz üçüncü okulumuz özel dostumuz Necdet Bayındır beyin müdür olduğu Ataşehir Faik Somer Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi idi. Necdet Bey bizim için hazırlanmış. Buluşmamıza ortak dostlarımız İlahiyatçı Recep Güleç, DKAB öğretmeni Ahmet Özgül ve Doç.Dr. İbrahim Hakan Karataş beyle de iştirak ettiler.
Dostlar Meclisi neşeli bir ortamda geçti. İkramların lezzetine baktıktan sonra Müdür Necdet Bey, okulunda yaptığı çalışmalar hakkında bizi bilgilendirdi. Okul zaten müstesna bir okul. Necdet Bey’in çalışmaları ise bu müstesna okulumuzu daha özel kılmış. Birkaç ay önce vaki olan ziyaretimizde planladığı çalışmalardan söz etmişti ama bu kadarını beklemiyorum. Gördüklerim gözlerimi yaşarttı desem abartmış olmam. Özellikle öğrencilerle iletişim için hazırlanmış salonun tefrişi harika olmuş. Müdür odasına ulaşan koridorda hazırlanan Çanakkale Savaşları hatıra köşesi ise mükemmel bir kompozisyon. Savaş alanlarından ve siperlerden çekilmiş fotoğraflar çok canlı. Minişehitlik ise tam anlamıyla milli birlik ve beraberlik ruhunu yansıtıyor.
Karşı duvarda ise acımızı daha da derinleştiren Çanakkale Savaşlarında şehit olan sporcularımızın isimleri var. İyisi mi ben daha fazla ayrıntıyı okulu ziyaret edeceklere havale ediyorum.
Bir Cuma Namazı sonrası başlayan ziyaretlerimizde üç okulumuzu gezdik. Gördüklerimiz bize bir kelâmı kibarı yeniden hatırlattı. “Şerefülmekan bilmekin” mekanlar o mekanlarda oturanlarla şereflenir.
Aynen öyle.