Okullarda şikayet eden edene

Okullarda herkes birbirini şikayet ediyor. Veli öğretmeni, öğretmen meslektaşını, öğrenci öğretmeni...

Resmisi, özeli yok. Biraz cesur olanlar Bakanlığa, medyaya, Milli Eğitim Müdürlüklerine telefon açıyor, bu da yetmeyince yazılı başvuruda bulunuyor. Eli güçlü olan, haklı olduğuna inanan resmi şikayetini yapıyor. Ama kendisine ya da çocuğuna bir şey olacağı endişesini yaşayan da bol bol dedikodu yapıyor, ispiyonluyor. Başkalarının kendi yerine hakkını aramasını bekliyor. Bir bakıyorsunuz telefonda bir öğretmen meslektaşını, özeldeyse patronunu şikayet ediyor. Adını asla söylemiyor, söylese de uyduruyor bir isim. Elinde belge var mı, bilgi var mı? Yok. “Aman ismimi yazmayın. Ama eminim” diyor.




Öğretmen işini kaybedeceği korkusuyla, veli de çocuğuna bir şey olacağı endişesiyle saklıyor kendini. Çocuğuna şiddet uygulanmış, öğretmeni ayrımcılık yapmış diye hiddetle telefon açıyor. Kısık sesle söyleniyor da söyleniyor. İsim var mı, bilgi var mı, bu konuda önce siz ne yaptınız diye sorduğumda yanıt yok. Kendi sorununu başkasının çözmesini bekliyor. Hakkını aramaktan korkuyor. “Ya çocuğuma takarlarsa!” sözcükleri dilinden dökülüyor. Haklı olmasına haklı da bize de biraz belge, bilgi gerekiyor. Benim çocukluğumda da, 40’lı yaşları aştığımda da aynı korku. “Ya takarsa!” Eğitimde bu kadar yıl değişen bir şey olmamış anlaşılan.
 
Söz konusu bunlar olunca hakkını aramıyor da, iş siyasete ya da inançlara, ahkala gelince sonuna kadar gidenler de var. Hatta bu şikayetleri ciddiye alan yönetimler de az değil. Bakınız bugünlerde “Şeker Portakalı”nın , “Fareler ve İnsanlar” kitaplarının başına gelene.
 
İstanbul Bahçelievler’deki Behiye Doktor Nevhiz Işıl İlköğretim Okulu’ndaki Türkçe öğretmeni, kasım ayında öğrencilerine Jose Mauro de Vasconcelos’un yazdığı Şeker Portakalı isimli kitabı okumaları için ödev verdi. Çocuğunun bu kitabı okuduğunu gören bir veli, öğretmeni hemen Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)e şikayet etti. Bunu görev edinen Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de öğretmen hakkında soruşturma başlattı.
 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın liselerde okutulması için önerdiği 100 temel eser arasında yer alan John yazar John Steinbeck’in ünlü “Fareler ve İnsanlar” adlı kitabı da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne göre yine bir veliden, Eğitim-Sen’e göre de okul müdüründen gelen şikayet üzerine inceleniyor ve soruşturma başlatılıyor. Bereket versin ki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bütün bunları ciddiye almayarak, gelen şikayetler üzerine konunun değerlendirildiğini, her iki kitabın da Bakanlığın tavsiyelerine uygun olduğunu ve herhangi bir işlem yapılmadığını açıklıyor da rahatlıyoruz.
Çok değil yine geçtiğimiz aylarda yine bir veli Ataşehir’de Nuri Cıngıllıoğlu Lisesi’nde felsefe öğretmeni Adnan Marangoz hakkında “tevhit inancımıza aykırı bilgiler vermek, ataizm gibi konulardan bahsederek çocuklarımızın kafasını bulandırmak” suçlamasında bulunuyor. Bu suçlama ciddiye alınıyor ve müfettişler kolları sıvayarak öğretmenle ilgili soruşturma başlatıyor.
 
Aklıma ilk gelenler bunlar. Ama patronunun servetini, sekreter ya da öğretmenlerle ilişkisini şikayet edenden tutun, öğretmeninin ayrımcılık yaptığını fısıldayana kadar onlarca öğretmen, veli, müdür, öğrenci var. Keşke gerçekten haksızlığa uğradığımız zaman hakkımızı sonuna kadar arasak da çocuklarımızı da, kendimizi de korusak.
 
Hürriyet Eğitim

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri