Gençliği büyük ekseriyeti huzur ve mutluluğun makamla,maddiyatla, güçle kazanabileceğini düşünüyor. Halkımızın büyük çoğunluğu Müslüman, elimizin altında Kuran gibi bir kitap, sünnet gibi bir rehber bulunduğu halde, gençliğimiz nasıl bu hale geldi? Bunun sebebi; gençliğe uygulanan seküler, laik ve batı tarzı ahlak eğitimi ve TV'lerde yayınlanmasına müsaade edilen ahlaksız, yanlış yönlendiren, değerleri çiğneyen filim ve dizlerdir.
Bugün uygulanan eğitim anlayışında, çocuklarımıza beşin üçten daha büyük olduğu öğretiliyor ama helal birin haram dörtten daha büyük olduğu öğretilmiyor. Gençliğe, kazanması için her yolun geçerli olduğu öğretiliyor ama “insan için sadece çalıştığının karşılığı vardır” ilahi düsturu öğretilmiyor.” Hep daha fazlasını iste” sloganı öğretiliyor ama “en büyük zenginlik kanaattir” anlayışı öğretilmiyor. “Hayatını yaşa” diyerek, heva ve hevesimizin istediği her şeyi yapmak teşvik edilirken, “Ey iman eden erkekler ve iman eden kadınlar, iffetinizi koruyunuz” ilahi emri öğretilmiyor. Flört etmek teşvik edilirken “nikâhta keramet vardır” anlayışı yadırganıyor. “Hayâ imandandır” sözü peygamberimize ait olmasına rağmen, hayâsından dolayı yüzü kızaran gençler ayıplanıyor. AB uyum sürecinde, zina suç olmaktan çıkarılıp aile parçalanırken, bu durumun, neslin bozulmasına sebep olacağını söyleyenler gericilikle suçlanıyor. Gelinen nokta ortada; tecavüz, hırsızlık, şiddet, erotizm, kapkaç, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma almış başını gidiyor. Bundan bir asır önce, bu topraklarda yaşayan iffet, namus, hayâ, doğruluk, dürüstlük, mertlik, helal rızk gibi erdemleri taşıyan insanlar neden yetişmiyor.
İnsanı yaratan Allah’tır. Eser, müessirinden bağımsız düşünülemez. İnsanı yaratan Allah, nasıl güzel yaşanacağının ilkelerini de koymuştur. Sınırlı, aciz ve yetersiz olan insanın objektif bir ahlak değerleri ortaya koyması mümkün değildir. İslam insanlığın değişmez değerlerinin öbür adıdır. Allah’ın bildirdiği ahlaki değerler tüm insanlık için en uygun olan ahlak kurallarıdır. İnsanoğlunun nasıl daha güzel yaşayacağını Allah’tan daha güzel kim bilebilir? Allah kullarının uyması gereken ahlaki ilkeleri hep peygamberler eliyle ve diliyle insanoğluna bildirmiştir. Beşeri ideolojiler ise Allah’ın bildirdiği ahlaki ilkeleri yeryüzünden kaldırmaya çalışmışlardır. Heva ve heveslerini bayraklaştıranlar, şeytanın ihtiraslarının esiri ve kölesi olanlar, Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmış insanlardan hoşlanmazlar. Beşeri ideolojiler toplumu bilinçli olarak ahlaksızlaştırırlar. Çünkü toplum ne kadar çok ahlaksızlaşırsa, o kadar çok taraftar kazanırlar. Bu yüzden ahlaka değil, ahlaksızlığa yatırım yaparlar.TV dizleri ve filimleri buna çalışıyor. Toplumun neslini koruması gereken yetkililer görevini yapmıyor.
İslam ahlakı, hiçbir ideolojinin hiçbir manifestonun, hiçbir araştırmanın, hiçbir sosyal tezin çözemediği ahlaki problemleri çözebileceğini tarih boyunca ispat etmiştir. İslam, cahiliye devri insanlarına, kuşak değiştirmeden, aynı insanlar eliyle asr-ı saadeti yaşatmıştır.
Gençlerimiz, son yıllarda bir taraftan küresel kültür emperyalizminin bombardımanı altında bizi biz yapan, bir arada tutan, dayanışma, dostluk, yardımlaşma, merhamet gibi temel değerlerimizden soyutlandıran, sadece güç ve saldırganlık içeren değerlerle ve eğitim sistemi ile yetişiyor.
Okullarda İnsana herhangi bir sorumluluk, ödev, ahlak yüklemeyen, davranış kazandırmayan; kuru bir bilgi, genel kültür kazandıran din dersleri veriliyor. Okullarda okutulan 100 temel Eserin bir çoğu güncelliğini kaybetmiş, gençliğe artık bir şey veremiyor. Bunun için 100 Temel eserden bir çok kitap çıkarılmalıdır.100 Temel esere Peygamberimiz ve Ashabı, Mevlanalar, Yunuslar ve İslam ve Tarih büyükleri eklenmelidir. Gençler örnek alacağı kişileri daha okul yıllarında iyi seçmelidir. Fatihi Fatih yapan ruh kazandırılmalıdır. Mevlanayı yetiştiren yöntemler denenmelidir.
MEB Bakanımız bu konuda bir" Maneviyat Şurası" düzenleyerek bu konuda yeterli akil insanları, konuyla ilgilenen STK ,cemaat ve cemiyet temsilcilerinin görüşünü de alarak maneviyat hamlesi yapmalıdır. MEB ders müfredatlarını, Kitap içeriklerini, öğretmen yetiştirme metodlarını yeniden gözden geçirmelidir.
Topluma ve gençlere model olacak, bilginin yanında maneviyatı yüksek, İrfan sahibi öğretmen yetiştirmek için Eğitim Fakülteleri ve İlahiyat Fakültelerinin Programı ve içeriği yeniden bu anlayışa göre değiştirilmelidir. Davranışları ile de model olacak,sadece bilgi değil, Eğitim verebilecek Öğretmenler de yetiştirilmelidir.
ABDULLAH İKİNCİ
ÖĞ-DER ERZURUM ŞUBE BAŞKANI