Geleneksel sınıf anlayışı değişiyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), geleneksel sınıf düzeninden farklı olarak anahtar becerilerle ilişkilendirilmiş esnek öğrenme alanlarının hayata geçeceğini açıkladı.
Sıra, tahta, dolap gibi malzemelerin yer aldığı, yıllardan beri değişmeyen sınıflar, öğrencilere 21’inci yüzyıl becerilerini kazandıracak şekilde yenilenecek. Geleceğin sınıfında üretim ve araştırma alanında yeşil perde teknolojisi, kamera, bilgisayar ve mobil cihazlar, 3D yazıcılar, mikroskoplar, robotlar yer alacak. E-kitaplar, oyunlar, zihin haritalama yazılımları ve mobil cihazlar bulunacak.
Hacettepe Üniversitesi ile imzalanan ‘Geleceğin Sınıfını Tasarlama İşbirliği Protokolü’yle esnek öğrenme alanlarının tasarımı modellenecek.
Hürriyet’in sorularını yanıtlayan MEB yetkilileri, “Algısı, becerisi, ilgi odağı değişen öğrencilerimizi yüzyıllardır süregelen klasik metotlarla eğitmek çok gerçekçi değil” diyor.
EĞİTİM ALANLARININ BAŞARIDA ETKİSİ VAR
Bakanlık yetkilileri, MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün (YEĞİTEK) de içinde olduğu uluslararası bir Ar-Ge çalışması çerçevesinde yapılan protokolle amaçlananları şöyle açıklıyor:
“YEĞİTEK’in Avrupa Okul Ağı koordinasyonunda 18 AB ülkesiyle yürüttüğü Future Classroom Lab (FCL)-Geleceğin Sınıfını Tasarlama projesi, öğrencilere 21’inci yüzyılda gerekli anahtar becerilerin kazandırılmasını sağlayacak bir ekosistem oluşturmayı amaçlıyor. Bu ekosistemde öğrenme, geleneksel sınıf düzeninden farklı olarak anahtar becerilerle ilişkilendirilmiş esnek öğrenme alanlarında gerçekleştiriliyor. FCL’de üç organik bileşen var: Esnek öğrenme alanları, teknoloji entegrasyonu ve pedagoji. Bunlar öğrencilere, aktif öğrenme yoluyla sorgulamayı ve üretime dayalı öğrenmeyle problem çözme, işbirliği, yaratıcılık gibi 21’inci yüzyıl becerilerini kazandırmayı destekliyor. Protokolle, alanların tasarımı üç bileşeni kapsayarak küçük ve büyük metrekarelerde alternatifli olarak modellenecek. Uluslararası araştırmalar da esnek öğrenme alanlarının öğrencinin akademik başarısında büyük etkisi olduğunu gösteriyor. Öğrenmenin kişiselleştirilmesini ve sahiplenilmesini sağlayan bu sınıflarda, yenilikçi pedagojilerin uygulanması ve işbirlikçi öğrenmenin daha fazla olduğu ortaya konuldu.
BAHARDA AÇIKLANACAK
Türkiye’ye özgü tasarlanan sınıf modelleri bu yılın ikinci çeyreğinde düzenlenmesi planlanan bir sergiyle ve EBA’dan tüm eğitimcilere sunulacak. Yetkililer, şunları söylüyor:
“Çalışmada iki tip model söz konusu: Profesyonel öğrenme laboratuvarı ve okul bazlı öğrenme laboratuvarı. MEB olarak yenilikçi pedagojilerin aktif öğrenmeye nasıl destek sağladığını ortaya koymak, yeni bilgi ve iletişim teknolojileri araçlarını öğrenmede pilotlamak, öğretmenlerin bu tür sınıflarda senaryo tabanlı öğrenmeyi nasıl gerçekleştireceğiyle ilgili mesleki gelişim çalışmaları yapmak ve teknolojiyi sadece kullanmak değil paydaşlarla yeni teknoloji de üretmek amacıyla YEĞİTEK bünyesinde örnek bir profesyonel öğrenme laboratuvarı tasarlanacak. Okullarda bu tür öğrenme alanlarının oluşturulmasına katkı sağlamak için küçük metrekarelerde örnek sınıf tasarımları hazırlanacak.
ÖĞRETMEN OTORİTE DEĞİL REHBER OLACAK
Geleceğin Sınıfı’nda öğretmen otorite değil, rehber rolünde olacak. Öğrencinin bilgiye ulaşması ve onu beceriye dönüştürmesinde çocuğu yönlendirip destekleyecek. Bu sınıfta, öğretmen de öğrenci de aktif bir role sahip ve teknoloji sadece doğal bir araç niteliğinde. Okul yöneticileri, okuldaki tüm öğretmenler, teknoloji tedarikçileri gibi paydaşlar da etkin rol alacak. Çalışmalarla teknolojiyi sadece etkili kullanan bireyler odak noktası olmuyor, dünyadaki gelişmelerin yakından izlenmesiyle eğitimde teknoloji geliştirmeye odaklanılarak Ar-Ge çalışmalarına zemin hazırlanıyor.”
BİLGİ BECERİYE DÖNÜŞECEK
Geleceğin sınıflarıyla ilgili planlananlar ise şöyle özetleniyor: “Avrupa Komisyonu’nun 2010’da yaptığı araştırma sonucunda, 2020 Avrupası’nda iş dünyasında hangi becerilerin gerekli olduğu incelendi, eğitim sisteminin de bunlara sahip bireyleri yetiştirmesini sağlamak için projenin temeli oluştu. Geleceğin sınıfında temel olan öğrencinin kendi öğrenmesinin sorumluluğunu alması ve bilginin beceriye dönüşmesi. Algısı, becerisi, ilgi odağı değişen öğrencileri yüzyıllardır süregelen klasik metotlarla eğitmek çok gerçekçi değil. Geleceğin sınıfında öne çıkan, esnek öğrenme alanları ve etkin teknoloji kullanımı. Esnek öğrenme alanlarında öğrenci aktifken öğretmen rehberlik ediyor. Bu alanlar: Araştırma, üretim, işbirliği, sunum, geliştirme ve etkileşim olarak altı temel başlık olarak belirlendi. Bu alanlarda öğrencilerin araştırma yapmasını, sorgulamasını ve bilgiye ulaşarak üretim yapmasını destekleyecek teknolojik ekipmanlar bulunuyor. Her bir alan için ne tür teknolojik ekipman kullanılabileceği öneri niteliğinde yer alıyor. Üretim ve araştırma alanında yeşil perde teknolojisi, kamera, bilgisayar, mobil ve 3D yazıcılar, mikroskoplar, robotlar yer alırken işbirliği ve geliştirme alanında ise işbirlikçi teknolojiler, e-Kitaplar, çalışma köşeleri, oyunlar, zihin haritalama yazılımları ve mobil cihazlar bulunuyor. Her alanda mobil cihazlar ve web 2.0 araçları etkin kullanılıyor. Geleceğin sınıfında, bilgi sahibi olmak başarı göstergesi değil. Mevcut bilgiyi kullanarak problem çözebilen, akranlarıyla öğrenme sürecine dahil olup, gerçek yaşam problemlerine yaratıcı çözümler önerebilen bir model sunuluyor.”
YENİ NESLİN İHTİYAÇLARI KARŞILANACAK
Prof. Dr. Pelin Yıldız (Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı): Sınıflarda yıllardır alışılagelmiş bir düzen var. Ancak çağın gereksinimleri arttı. Bunlara cevap veren, ekip çalışmasını güçlendirecek, işbirliğine, araştırmaya ve geliştirmeye uyumlu sınıflar ortaya çıkacak. Çok amaçlı, işlevsel bir içerik oluşturmayı hedefliyoruz. Yeni eğitim içeriklerine adapte ve gelişime açık olacak. Esneklik ve farklı işlevleri bir arada kullanabilen yeni nesle uygun gereksinimleri cevaplayacak bir prototip oluşturacağız. Evrensel dili ifade edebilen, engellilerin de herkesle aynı seviyede eğitim alabilmesini sağlayan bir platform. Bunu yaparken teknolojinin desteğini alacağız. Sadece tek yönlü ders dinlemektense daha katılımcı, interaktif bir içerik oluşturulması planlanıyor.
Esra Ülkar - Hürriyet