KAMUDANHABER.COM - ÖZEL HABER
Milli Eğitim Bakanlığının her yıl geleneksel olarak yayınlamış olduğu okullarda kayıt parası adı altında herhangi bir ücret alınmayacak açıklamaları, Valilerimiz tarafından kayıt parası ve bağış alınmayacak uyarısıyla pekiştirildi.
Hemen akabinde , Yenişafak çaktı manşeti..
Okullarımızda e - kayıt uygulaması yapılacağından, okul açılana kadar okula uğramanıza gerek yoktur. Okulların açıldığı gün çocuklarınızı okula götürünüz. Hiç bir şekilde kayıt parası ve bağış ödemeyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı eğitim parasız diyor...
Çokta doğru söylüyor..
Okullarımız parasız !
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarımıza bir ödenek gönderilmediği için "eğitim !" gerçekten parasız.
Yıllardır bu sorunu kökten çözecek bir babayiğit çıkmadı...
Eskiden yine okullarımızın kadrolu hizmetlileri bulunurdu.
Şimdi çocuk esirgeme kurumu çıkışlı ,genelde özürlü bireyler dışında okullarımıza elaman gönderilmiyor.
MEB özürlü elaman alarak okullara hizmetli gönderdi.
Özürlü elamanların sınıf temizliği, tamirat, tadilat vs. işleri daha sağlıklı yerine getireceğine hüküm kıldı.
Bu kardeşlerimizin devlet kurumlarında istihdamı noktasında bir itiraz yok.
Ancak bir takım işlerde çalışamayacak şekilde elinde sağlık raporu olan kişileri biz işgüzarlıkla çalışamayacağı statülerde istihdan ederek okullarımızın sorunlarını çözme yoluna gittik.
Geçen yıl Bakan Hanım öğrenci velilerine bir mektup yolladı.
Hiç bir şekilde kayıt ücreti alınmayacak....... şeklinde içeriği olan bir yazı..
Bir babayiğit çıkıpta diyemediki, Bakan Hanım bu mektupların parası nereden ödenecek ?
Milli Eğitim Bakanlığı özellikle de ilköğretim okullarımıza hiç bir şekilde ödenek göndermemektedir.
Okulların temizlik ürünleri , telefon, internet ( özel) , güvenlik, temizlik personeli, fotokopi, toner vs. vs...
Bütün bu ihtiyaçlar, okul müdürlerinin kırk takla atarak okul aile birliği üzerinden aldığı paralarla karşılanmaktadır.
Özellikle sosyo ekonomik durumu iyi olmayan çevrelerde ki okul müdürlerimiz ve yöneticilerimiz, eğitim öğretim işlerini bırakmış okullarımızın giderlerini karşılamak için kapı kapı para aramaktadır.
İlköğretim okullarımızın durumu içler acısıdır.
Okul yöneticilerimiz kermes, okul gecesi, tiyatro, gösteri, gibi faaliyetkeri neredeyse her ay yapar duruma gelmiş ve bu faaliyetler neticesinde okullarımız ilim irfan yuvası olmaktan çıkıp birer ticarethane haline gelmiştir. Mayıs ayı içerisinde yapılan kermes, mezuniyet töreni, okul gecesi gibi etkinliklerden sonrada okullarımız kendiliğinden tatil moduna girmekte ve eğitim bitmektedir.
Okul müdürlerimiz, mahiyetinde ki öğretmenlere bile para toplaması konusunda yalvarır duruma gelmiştir. Öğretmenlerimiz ise velilere kırk takla atarak adeta dilenci pozisyonunda para istemektedir.
Bütün bunların üstüne, mesleği muhasebecilik olmayan okul müdürlerimiz gelir - gider tablosu tutturamama, parasızlıktan sigortasız işçi çalıştırma, dernek makbuzunda ki eksiklik vs. durumlardan ötürü soruşturma geçirmekte ve her yıl 500 ün üzerinde eğitim yöneticisinin bu şekilde yöneticilik görevi üzerinden alınmaktadır.
Yöneticilik görevinin üzerinden alınması ile kurtulduğunu sanan eğitim yöneticilerimiz bu konulardan yıllarca ağır ceza mahkemelerinde yargılanmakta..
Bir çoğuda hiç bir suçu olmadığı halde mahkeme kapılarında sürünerek hem itiarını kaybetmekte hemde milyarlarca para avukat ücreti ödemektedir.
Şimdi diyeceksinizi ki bunları neden anlattınız....
Bütün bunlar biliniyor zaten, çözüm nedir ?
Bir çok öğretmen arkadaşımızın şimdiden , madem ki bu işler bu kadar çetrefilli ve zor isitifa edin kardeşim, neden yıllardır yönetici atama diye bas bas bağırıyorsunuz..
Sonuç olarak bu görevi bir şekilde birileri yerine getirecek.
Burada Bakanlık üstü kapalı olarak okul yöneticilerine şu mesajı veriyor.
" KAZI YOL AMA BAĞIRTMA "
Şimdi okullarımıza kısaca bir göz atalım..
Genellikle okullarımızı 24 ve 32 derslikli olarak yapılıyor.
24 derslikli bir okul en az 3 katlı olur ve 3 hizmetli ve birde güvenlik görevlisi ile temizlik ve güvenlik sorunu çözülür.
Bu 4 personelin okula maliyeti her ay 5 bin Tl dir...
32 derslikli bir okulumuz ise en az dört katlı ve genelde çok amaçlı salonları bulunan yapıdadır. Burada ise en az 5 hizmetli ve bir güvenlik görevlisi görev yapmaktadır.
Toplamda 6 personelin okula maliyeti, 7,500 Tl dir.
Bu sadece temizlik ve güvenlik giderleridir. Bu okullarımızın camları kırılmaz mı ? Kapıları kırılmaz mı ? Boya badana istemez mi ? Fotokopi, internet, telefon vs. vs... diğer giderlerle beraber okul müdürü kapıyı açtığı an aylık 10 bin Tl toplamak zorundadır.
Maalesef devlet tarafından karşılanmayan bu giderlerde , mecburen millet tarafından karşılanmaktadır.
Devlet ve millet paslaşmasında arada pinpon topu olarak okul müdürleri gidip gelmektedir.
Bazen pinpon topuna raketi "soruşturma, idari ceza , fırça" ile devlet vurmaktadır.
Bazen de raket görevini para istediği için "hırsızlıkla, yalancılıkla, aç gözlülükle " itham edilerek millet vurmaktadır.
Sonuç olarak devlette, millette şamar oğlan olarak okul müdürlerini görmektedir.
Bu işin iki türlü çözüm yolu vardır.
1- Devlet yeni yapılacak Anayasa'da Eğitim ücretlidir, bu ücret öğrenci velisi tarafından karşılanır... ibaresini ekleyecek
2- Bütün okullara her yıl 1. ve 2. dönem başında öğrenci başı belirli bir miktarda para gönderecektir.
Bu sorunları yıllardır yaza yaza artık bizde sıkıldık, Okul müdürleri de bıktı..
Milli Eğitim Bakanlığının, eğitim alanında yeniden yapılandırılması ve yapılandırmaya bu sorunu çözerek başlaması gerekmektedir. Bütün bu yazdıklarımız Bakanlık yetkililerine hikaye gelmektedir.
Çünkü onlar masanın diğer tarafından sadece seyretmektedir.
Eğerki bu soruna koskoca Türkiye Cumhuriyeti olarak bir çözüm üretemiyorsak, Diyanet İşleri Başkanlığından alınacak bir onayla her mahalle camisi kendi okulu için cuma günleri hutbe ile para toplasın ve okullarımıza bu paralar verilsin...
Sonuç olarak artık bu sorun menfi yada müsbet olarak bir şekilde çözüln ki , eğitim yöneticilerimizde kendi mesleklerini icra etsin..