Eğitim sistemimizin sınav odaklı olduğu sadece eğitim kamuoyunca değil, toplumun tüm kesimleri tarafından bilinen bir gerçek.
Bunun sonucu olarak da, olanağı olsun olmasın bütün veliler, eğitimin bir aşamasında, çocuklarını dershanelere göndermek ister, gönderir.
Son dönemde dershanelerin, eğitim sistemi içinde geldiği boyut çalışanıyla, öğrenci sayısıyla ve ekonomik büyüklük anlamında önemli bir noktaya ulaştığı için bizzat Hükümet tarafından, kapatılmaları ya da özel okullara dönüşmeleri noktasında çeşitli planlar ortaya konuldu.
Bizzat Başbakan tarafından yapılan açıklamalara bakılırsa, Hükümetin planı, dershanelerin bir yıl içinde kapatılması noktasında.
Ancak söylem böyleyken, aynı Hükümetin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı “Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü” ilk ve ortaöğretim okullarında yoksul öğrencilerin yararlandığı SBS, YGS ve LYS kursları ile ilgili olarak, 18 Ekim 2012 tarihinde tüm valiliklere bir yazı gönderiyor.
Yazıda özet olarak, Halk Eğitim Merkezleri tarafından açılan ve yoksul öğrencilerin ücretsiz olarak yararlandığı SBS, YGS ve LYS kurslarının bundan böyle açılmaması, açılmış olanların da 31 Aralık 2012 tarihine kadar kapatılması, eğer bu kurslar mutlaka açılacaksa da, “Öğrencileri Yetiştirme ve Sınavlara Hazırlama Yönergesi” kapsamında açılması emrediliyor.
Bu yazıdan, Milli Eğitim Bakanlığının, kursları tamamen kapatmadığı, “Halk Eğitim Merkezleri” tarafından açılan kursların kapatıldığı sonucu çıkıyor.
İşte işin püf noktası tam da burası.
Halk Eğitim Merkezleri tarafından açılan kurslar öğrenciler tamamen ücretsiz yararlandığı kurslar. Bu kurslarda görev alan öğretmenlerin ders ücretleri ise Halk Eğitim Merkezleri tarafından “Ekders Esasları” ölçüt alınarak ödeniyor.
Yani, öğrenciler bu kurslardan ücretsiz yararlanıyor.
Öğretmenlerin ücretleri ise “Devlet” tarafından ödeniyor.
Ancak Bakanlığın, açılmasını istediği “Öğrencileri Yetiştirme ve Sınavlara Hazırlama Yönergesi” kapsamında açılan kurslar, veliler açısından ücret ödenerek yararlanılan kurslardır. Bu kurslar, okulların bitiminden sonra ya da hafta sonları yapılır ve öğrenciler katıldıkları ders saatine göre ücret öderler. Ücretler, dershanelerle kıyaslandığında çok düşüktür fakat ekonomik olanağı olmayan öğrenciler açısından, sonuç olarak ücretli bir kurstur.
Ekonomik gelişmişlik düzeyi düşük, eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanamayan illerimiz ile birçok gelişmiş ilimizin kırsal kesiminde, Halk Eğitim Merkezleri tarafından açılan SBS, YGS ve LYS kursları, yoksul öğrencilerin, eğitimde fırsat eşitliğini yakalaması açısından önemli bir olanaktı. MEB bu yazısıyla, yoksul öğrencilerin yararlandığı bu olanağı ortadan kaldırmıştır.
Bu durumda ekonomik olanağı olan öğrenciler, eğitim sistemimiz sınav odaklı olmaya devam ettiği sürece, ya okullarda açılan ücretli kurslara, ya da dershanelere gitmeye devam edecektir.
Peki, ekonomik olanağı olmayan öğrenciler bu durumda ne yapacaktır?
Onlara pek fazla seçenek kaldığı kanısında değilim.
MEB, bilerek ya da bilmeyerek, yoksul öğrencilerin elinden ücretsiz dershane niteliğindeki bu kursları alarak, onları “ne yapın edin, ya okulların açtığı ücretli kurslara, ya da dershanelere gidin” demektedir.
Olan, yoksul öğrencilere olmuştur.
Hükümet, “dershaneleri kapatacağım” söylemiyle oyalanadursun, aynı Hükümetin Milli
Eğitim Bakanlığı, yaptığı bu uygulamayla, dershaneler yetmiyormuş gibi, okulları da dershaneye dönüştürüyor.
Ne diyelim?
Allah akıl-fikir versin!