Peki, pek çok çocuk için özgürlük anlamına gelen tatilin bitmesi ne tür duygusal değişimler meydana getiriyor?
Sorun yaşayan çocuklara nasıl davranılmalı? İşte okula dönüşte hem öğrencilerin hem de ailelerin psikolojisini rahatlatacak öneriler.
Üç ay boyunca öğrencilerin alıştığı özgürlük günleri bitiyor. Düzen, program, çalışma demek olan "okul dönemi" artık kapıda.
Bilinen yeni düzene geçişte çocuklarda, okulun başlamasıyla ilgili davranışsal ve duygusal sorunlar görülebildiğini anlatan Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Bölümü Uzman Psikolog Şeyda Özdalga' ödevlerini erteleyen, yapamayan, arkadaş ilişkileriyle ilgili sosyal sorun yaşayan, akademik başarılarıyla ilgili öğrenme, dikkat problemi olan, öğretmenle ve okulla ilgili olumsuz anıları olan çocukların, şikâyetlerini dile getirmeye başlayabileceklerini belirtti.
ENDİŞE YERİNİ SIKINTIYA BIRAKABİLİR
Özdalga, "Yaz tatili boyunca çocuklar, televizyonun kumandasına daha çok sahip oldu, bilgisayar oyunlarıyla daha sınırsız oynadı. Bazıları tatil ödevlerini hemen bitirdi, bazıları bitirmek üzere, bazıları ise sonraya ertelediği için yetiştirememe telaşında. Bu nedenle; yüklü bir sınav temposuna hazırlananlar, tatilin eğlencesine doyamayanlar, isteksizler ve dersler, arkadaşlar, okul, öğretmenler gibi konularda endişe taşıyanlar bu dönemde sıkıntı yaşayabiliyor" dedi,
OKULU SEVMİYORSA FOBİ GELİŞEBİLİR
Keyifli ve rahat dönemden, sınır, disiplin, kurallar, sınav maratonu dönemine geçişte uyum sağlamanın da bazı koşulları olduğunu anlatan Özdalga, "Öğrencilerde görülebilecek, derslere adapte olamamak, dikkat, konsantrasyon ve ders performansıyla ilgili davranışsal sorunlar ile öfke, yorgunluk, isteksizlik gibi duygusal sorunların düzenlenmesi bazı koşullara bağlıdır. Okulu ve dersleri sevmeyenler, öğrenme, dikkat ve sosyal sorunlar yaşayanlar; okul kaygısını ve fobisini daha çok yaşamaktadır. Tatilde, planladıkları gibi hem dinlenip hem eğlenenler hem de ödev sorumluluklarını yerine getirenler daha rahat olurlar" diyor.
UYUM SÜRECİNDE BUNLARA DİKKAT
Tatil sonrası en az birkaç hafta süren uyum sürecinin öncesinde ve sonrasında aile, öğrenci ve öğretmenler nelere dikkat etmeli? İşte Şeyda Özdalga'nın önerileri...
* Okul dönemi saatine bedenin alışması için yatma ve kalkma saatleri; aşamalı olarak okul dönemindeki düzene sokulmalı.
* Okul kıyafetleri, kırtasiye ihtiyaçları öğrenci ile birlikte seçilerek, keyifle alınabilir.
* Ailelerin okul ile ilgili yorumları olumlu olursa, öğrencilerde bu bakışı benimsemeye alışır.
* Yeni okula başlayanlar, okulu önceden ziyaret edebilir.
* Son hafta, yazlık evden kışlık eve dönülmesi uygundur.
* Alınan kitapları, kırtasiye malzemelerini, odasındaki masa ve dolaplara kendisinin yerleştirmesi teşvik edilebilir.
* Odasında ve çalışma masasında daha çok zaman geçirebileceği aktiviteler yapabilir.
* Bir üst sınıfın kitaplarından, işleyeceği konuları gözden geçirebilir.
* Okul başladıktan sonra dersler ve günlük yaşam programlanabilir.
* Ders temposu her gün arttırılarak, ders çalışma veriminin de artması sağlanabilir.
* İstek olmasa da derse oturmak, derse başlamak öğrenciye yardım edebilir.
* Unutulan konularla ilgili paniklemeden, hatırlatıcı kaynaklardan yararlanılabilinir.
* Öğrencinin, aldığı yeni kararları odasında her zaman görebileceği bir yere yazıp asması, uygulamasına yardımcı olabilir.
* Öğretmenler ilk haftalarda daha esnek ve toleranslı davranabilir.
* Televizyon ve bilgisayar oyunlarını, ödev sonrası kendilerine ödül olarak vermeleri, sorumluluklarını ertelemelerini önleyecektir.
* Devam eden akademik ve duygusal sorunların tespiti ve terapisi için bir uzmandan yardım alınabilir.
Çocuğum başına darbe aldı, ne yapmalıyım?
Çocuğunuz daha yeni yeni hareketlenmeye başladıysa ve bu süreçte sık sık düşüp başını bir yerlere çarpıyorsa bu yazıyı okumanızda fayda var...
Özellikle çocukluk çağında kafaya alınan darbelerle ilgili bilinmesi gerekenleri Hisar Intercontinental Hospital Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Ay'a sorduk.
Yapılması gereken ilk müdahale nedir?
Çocukluk çağında geçirilen kafa travması acil servislerde sık karşılaştığımız bir durum ve birçoğu ciddi sağlık problemi oluşturmaz. Yine de anne baba olarak evde bu sorumluluğu üzerinize almamalı ve en kısa zamanda çocuğunuzu bir sağlık merkezine götürüp muayene ettirmelisiniz. Sağlık merkezine ulaşmadan önce evde yapabileceğiniz basit ama önemli şeyleri şöyle sıralayabiliriz:
* Öncelikle travma sonrası çocuğunuz bilincini kaybetmişse havayolunun açık olduğundan emin olmalısınız.
* Travma sonrası ciltte kanamaya neden olan bir kesi mevcut ise steril bir gazla, eğer o yoksa temiz bir bezle yara-kesi üzerine tampone ederek kanamayı durdurabilirsiniz.
Darbeden etkilendiği nasıl anlaşılır?
Kafa travması sonrası çocukta bilinç düzeyinde bozulma veya koma, geçici bilinç kaybı, davranış değişiklikleri, bulantı ve/veya tekrar eden kusmalar olayı ciddiye almanıza yönelik belirtilerdir.
Alınabilecek önlemler nelerdir?
"Çocuğunuz henüz tutunarak ayağa kalkamıyorsa, yattığı karyolanın her iki yanında bariyer olması onun yataktan düşmesini engeller.
"Emekleme ve yeni yürüme döneminde olan çocuğunuzu uzun süre yalnız bırakmayın.
"2. kat ve üstü dairelerde oturuyorsanız ve çocuğunuz yürüme çağında ise pencerelerinizi çocuğunuzun açamayacağı şekilde dizayn ettirin.
"Televizyon, dolap gibi çocuğunuzun asılıp üzerine düşürebileceği eşyaları sabitleyin.
"Çocuklarınızın tek başına balkon ve merdiven boşluğu gibi yerlerde bulunmalarını engelleyin.
Bir saati geçiyorsa sorun var
Sabah ağrıları bir çok kişinin ortak sorunu. Peki, bu ağrılar ne zaman ciddiye alınmalı? Eğer sırt ve bel ağrısı ile uyanılıyorsa öncelikle bunun ağrı mı yoksa tutukluk mu olduğunun ayırt edilmesi gerektiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, hastaların çoğunlukla bu ikisini birbirine karıştırdığını söyledi.
Sağlıklı kişilerde tutukluk hissi bir saati geçmez
"Kişi kalktığında tutukluktan bahsediyorsa bunun altında yatan bir hastalığı düşünmek gerekir" diyen Prof. Dr. Semih Akı tutukluğun süresinin de önemli bir kriter olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Akı, bu tutulmanın bir saatten fazla sürmesinin de bir hastalık işareti olarak sayıldığını, böyle bir durumda mutlaka herhangi bir romatizmal hastalığın araştırılması gerektiğini vurguladı.
"Tutukluk bir hareket kısıtlılığıdır. Tutuklukta, kişinin yataktan kalkıp yüzünü yıkayana kadar eklemleri çok iyi çalışmaz, hareketlerini bir miktar kısıtlanmış gibi hisseder" diyen Prof. Dr. Akı, sağlıklı kişilerde tutukluk hissinin kısa bir sürede geçeceğini ve daha çok boyun, bel ve sırt bölgesi ile ellerde oluştuğunu söyledi.
Hastalık ağrıları istirahatte artar
Prof. Dr. Akı, ağrıları şöyle ayırt etti: "Eğer mekanik nedenler ya da fiziksel zorlamalar nedeniyle ağrı ortaya çıkıyorsa bu genellikle hareketle artan, istirahatla azalan bir ağrıdır. Ancak ciddi hastalıklardan kaynaklanan ağrı uykudan uyandırıcı, istirahatte artan bir ağrıdır.
Yorgun uyanmanın en önemli sebeplerinden bir tanesinin de uyku kalitesinin iyi olmaması olduğunu hatırlatan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, sağlıklı uykunun en önemli kriterlerini ise şöyle sıraladı;
Vücut şeklini almayan yatak
Uyku kalitesinin iyi olmamasının en önemli sebeplerinden birisi de yatağın vücuda uygun olmaması. Eğer kişinin vücudu, yattığı zaman yatağa gömülmüyorsa yani yatak hastanın vücudunun şeklini almıyorsa bu ideal bir sertliktir. Vücuttaki basıncı dağıtması açısından son yıllarda kullanılan silikon yataklar da sağlıklıdır.
Uygun sertlik ve yükseklikte yastık
Yastık seçiminde de en önemli kriterler uygun sertlik ve yüksekliktir. Y Yükseklik açısından ise kişi yan yattığı zaman omuzla boyun bölgesi arasındaki boşluğu doldurabilecek yükseklik ideal yükseklik olarak kabul edilir. Ancak bu kriter sağlıklı kişiler için geçerlidir. Boynundan rahatsızlığı olan kişilere belli kalıptaki yastıklar önerilebilir. Boynuyla ilgili ciddi problemleri olan hastalara boynun hareketini engelleyen belirli şekildeki yastıklar verilebilir.
SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ