Okula başlarken

Vedat Ali İNAM

Okul; henüz anne karnındayken sevgi sözcükleriyle hayat yolculuğu başlayan çocuklarla, her türlü dezavantaj ile hayata tutunmak mecburiyetinde olan çocukların bir araya geldiği ve “eşit şartlarda” hayat yolculuğuna başladığı yerdir. Her çocuğun eğitim hayatına harika bir başlangıç yapma hakkı bulunmaktadır. Okulların belki de en önemli misyonlarından biri her çocuğun bu hakkı kullanabilecekleri imkanı sağlamaktır. Ancak zihinlerde oluşan engeller, okullarımızın bu misyonu gerçekleştirmeye elverişli ortamı oluşturmasını güçleştirmektedir.

Eğitimin öğrenci dışındaki en önemli aktörleri veliler, öğretmenler ve idari birimidir. Bu aktörler aynı zamanda okulun edindiği misyonu gerçekleştirmesini sağlayacak ekiptir.

Ebeveynlerin çocuklarını nitelikli bir öğretmene emanet etme düşüncesini kimsenin yadırgamaması gerekir. Fakat burada çok ince çizgiler vardır; velinin, nitelikli bir öğretmene çocuğunu emanet etme çabası düşüncelerini ve davranışlarını belirler. “Çocuğumu onca saat tanımadığım birine nasıl emanet edeceğim?” Velinin kendi bakış açısı, çocuğuna davranma biçimi, başkalarının da çocuğuna nasıl davranacağı konusunda ön fikirlerini/yargılarını oluşturur. Veliler, kendi yaşanmışlıklarından ve yazılı-görsel medyadan elde ettikleri izlenimlerden yola çıkarak endişelerini ve beklentilerini abartabilir. Bu abartılı fikirlerden yola çıkarak varılan sonuçlar; okulu, öğretmeni ve eğitim-öğretim sürecini olumsuz etkilemektedir.

Çocuğunu nitelikli bir öğretmene emanet etme çabasında olan velilerimiz, şu soruları kendilerine mutlaka sormalıdır;

Çocuğumu ne kadar tanıyorum?

Çocuğumu nasıl bir ortamda büyütme çabasındayım?

Merhametli, şefkatli ve nitelikli bir öğretmen arayışımın temelinde yatan asıl duygu nedir?

Bir öğretmeni etiketlerken bunu yapabilecek birikimim, ayırt edebilme kabiliyetim ve yetkim nedir?

Öğretmen hakkında ne derece bilgi ve nasıl fikirlere sahibim ya da nasıl sahip olabilirim?

Edindiğim/edineceğim bilgilerin kaynakları ne kadar güvenli?

Kendi çocuğumu en nitelikli öğretmene emanet ettiğimde çocuğumun eğitim hayatına “harika bir başlangıç yapmasını” sağlamış olur muyum?

Evdeki konfor alanının bir benzerini okulda oluşturma çabam çocuğum için ne derece faydalı?

Çocuğuma en iyi rehberliği yapabilecek öğretmenin mi yoksa bana  uygun öğretmenin mi arayışı içindeyim?

Eğitim-öğretim sürecinin en önemli bileşenlerinden olan öğretmenler; iyi bir tiyatro sanatçısı gibi, aldığı senaryonun hakkını vermekle yükümlü başrol paydaşıdır. Senaryoyu seçmek, rolünü beğenmemek gibi bir hakkı bulunmamaktadır. Her öğretmenin kendini sürekli yenilemek, geliştirmek, fiziksel ve psikolojik olarak sağlam durmak gibi bir sorumluluğu da bulunmaktadır. Öğretmenlerimiz; velilerin ve eğitim yöneticilerinin beklentileri ile eğitim öğretim sürecindeki yapması gerekenler arasında tercih yapması durumunda her zaman öğretim programlarının, müfredatın, aklın, bilimin ve hayatın gerçeklerinin ama en önemlisi de çocuğun üstün yararından yana olmalıdır. Kanunun üzerine yüklediği görevler ile her çocuğun ayrı bir birey ayrı bir değer olduğunun gerçeğini unutmadan ve de en önemlisi vicdanının yüklediği sorumluluk duygusuyla görevinin hakkını verebilmelidir.

 

Sağlıklı bir okul atmosferi inşa etmekle yükümlü olan okul yöneticileri, adalet duygusunu zedelemeden sınıfların oluşumunu sağlamalıdır. Okul yöneticileri, her velinin çocuğuna en iyi rehberliği yapabilecek öğretmene emanet edildiğinden emin olarak, çocuğunu gönderebildiği güvenli bir ortam oluşturmalıdır.  

Okulun sağlık, temizlik ve güvenlik yönünden yeterli olduğuna velilerin ikna olacağı ortam sağlanmalı, okulda görev yapan her çalışanın yöneticilerine güven duyacak ortam oluşturulmalıdır. Öğretmenler, çalışanlar, veliler ve öğrenciler eğitim yöneticilerinin eğitim öğretime olan ilgilerini hissedebilmeli, yöneticilerin eğitim felsefesi hakkında bilgi ve fikir sahibi olabilmelidir. Okul yöneticileri, karar verirken adaletli olmalı, demokratik yöntemlerle alınan kararları uygularken tutarlı davranmalı, akla, bilime ve kanun-yönetmeliklere uygun olarak alınan kararları revize edebilmelidir.

Eğitim hayatına ön yargısız bir başlangıç; veli, öğretmen ve okul yönetimi arasında doğabilecek iletişim engellerini de ortadan kaldıracaktır.

Tüm bu bilgilerin ışığında önümüzdeki öğretim sürecini bir kez daha yapıcı bir yaklaşımla gözden geçirmeli ve ihtiyaç duyulan durumlarda eksikleri gidermeye çalışarak bir planlama yapmalıyız. Burada odak noktamız öğrencilerimizdir.

Unutulmamalıdır ki öğrencilerimiz, vatanımızın ve milletimizin geleceğidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.