İlgili mevzuata göre, okul öncesi öğretmenlerinin ve teneffüs haklarının olmaması insan haklarına aykırı olup yasal ve hukuki değildir. Okul öncesi öğretmenlerine ek ücret ödemeden 6 saat kesintisiz çalıştırmak İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23.2 maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 4.2 maddesi, 1982 Anayasasının 10.5 ve 18.1 maddeleri, 4857 İş Kanunun 5. maddesi ile 657 Sayılı Kanunun 18 ve 178. maddelerine aykırıdır.
Bütün yönetmeliklerde diğer branşlar için ders ve dinlenme saatleri düzenlenmiş iken okul öncesi öğretmen ve öğrencilerinin teneffüs hakları bulunmamaktadır. Bu nedenle bu öğretmen ve öğrenciler gün içerisinde dinlenme ve ihtiyaç izni kullanamamaktadırlar. Bu da okul öncesi öğretmenleri ile oyun çağındaki öğrencilerinin yıpranmalarına ve motivasyon kaybı yaşamalarına neden olmaktadır. Bu aralıksız çalışmaya ek olarak okul öncesi öğretmen ve öğrencileri, İlköğretim öğretmen ve öğrencileri gibi eğitim yapmaktadırlar. 26.07.2014 Tarihli ve 29072 Sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Etkinlik, ders, etüt ve dinlenme süreleri" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrası (a) bendi: "(1) Okul öncesi eğitim kurumlarında; a) Okul öncesi eğitim kurumlarında günde ellişer dakikalık aralıksız 6 etkinlik saati süre ile ikili eğitim yapılır. Ancak, ana sınıflarında kayıt alanındaki tüm çocukların kayıtlarının yapılmasına rağmen, ikili eğitim için grup oluşturacak sayıda çocuk bulunamadığı takdirde okulun öğretim şekline uygun olarak normal eğitim de yapılabilir." şeklindedir. Aynı maddenin 2. fıkrası (a) ve (b) bendi ise: "(2) İlköğretim kurumlarında; a) Bir ders saati süresi 40 dakikadır. Okul yönetimince teneffüsler için en az 10 dakika ayrılır. b) Normal öğretim yapılan okullarda yemek ve dinlenme için en az 40, en çok 90 dakika süre verilir. Bu süre okul yönetimince okul çevresinin şartlarına göre düzenlenir, il/ilçe millî eğitim müdürlüğüne bilgi verilir. İkili öğretim yapılan ilköğretim kurumlarında sabahçı ve öğlenci grup öğrencilerinin çıkış ve girişleri arasında en fazla 30 dakikalık süre ayrılır." şeklindedir. Bu nedenle İlköğretim kurumlarında ders saatleri 40 dakika olmasına karşılık, okul öncesi eğitim kurumlarında 50 dakika olarak belirlenmesi de eşitsizliğe yol açmaktadır. Bu nedenle İlköğretim kurumlarında ders saatleri 40 dakika olmasına karşılık, okul öncesi eğitim kurumlarında 50 dakika olarak belirlenmesi de eşitsizliğe yol açmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı bu durum hakkında; eski yönetmelik olan Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliğinin 8. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin, MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 9. maddesinin 1. fıkrası hükmüne paralel şekilde değiştirilerek, okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin ders saatlerinin 40 dakika olarak öngörülmesi ve ders saatleri arasında teneffüs yapılmasına yönelik değişikliklerin yapılarak, söz konusu eşitsizliğin giderilmesi hususunda bakanlıktan talepte bulunan sendikamız Türk Eğitim Sen'e Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü 08.12.2009 tarih ve 3777 sayılı yazı ile cevap vermiştir.
Yazılan cevabi yazıda; "Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 6.1/a maddesi uyarınca 50'şer dakikalık 6 saatlik kesintisiz eğilim yapılması gerektiği, bunun okul öncesi öğrencilerinin küçük olması ve ortam güvenliklerinin sağlanması açısından zorunlu olduğu, ders saatlerinin ilkokul öğretmen ve öğrencileri gibi düzenlenmesinin hem çocukların küçük olması hem de güvenliklerinin sağlanması nedeniyle imkansız olduğu, Ana sınıfı öğretmenlerinin eğitim saatlerinin 50 dakikadan 40 dakikaya indirilmesi ve bu öğretmenlere ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenler gibi teneffüs yaptırılması uygulamada mümkün olmamaktadır. Çünkü ana sınıflarındaki çocuklar 48-72 aylık olduklarından yeterince öz bakım becerilerine sahip değildir.
Bu çocukların grup öğretmenleri başlarında olmadan kendi başlarına teneffüs yapmaları mümkün olmadığından; bünyesinde bulunduğu kurumların teneffüs saatlerinin dışında okul öncesi eğitim öğretmenlerinin çocuklarla birlikte program esnekliği çerçevesinde sınıf dışı etkinliklerden yararlanmaları mümkündür." açıklamasında bulunulmuştur.
Ders saatlerinin yaş küçüklüğü ve güvenlik nedeniyle ilkokul gibi düzenlenemeyeceğinin belirtilmesi, ardından kesintisiz 6 etkinlik saatinin dayatılması ve 3-6 yaş aralığındaki bir çocuğun okulda bulunmaya zorlanması çok çelişkili bir durumdur. Okul öncesi öğrencisinin 50'şer dakikalık kesintisiz 6 etkinlik saati eğitim göreceği belirtilmiş ve teneffüs hakkı tanınmamış iken; ilkokul öğrencisinin 40'ar dakika ders göreceği ve 10'ar dakika ara vereceğinin belirtilmesi çok çelişkili bir durumdur.
Yine ilkokul öğrencisinin 6.2 maddesinde 40 dakika ders,10 dakika teneffüs yapacağı belli iken; teneffüs verilmeden 50 dakika ders görmeye zorlamak bir başka çelişkidir. Bunun güvenlik nedeniyle olduğu belirtilmekte ise, bunun çözümü ders saatini erkene almaktır. Erken çıkan öğrenci ders arası vermediği için okuldan bıkmış bir şekilde çıkmayacaktır. Ders arası verilmediği için de öğrenci ve öğretmen güvenlik sorunu yaşamayacaktır. Okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenler, hiç ara vermeksizin saatlerce çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Söz konusu bu öğretmenlerin ders saati kavramı yoktur. Yarım gün eğitimdeki 6 ders saati düşünülecek olursa 50*6=300 dk. ders devam etmektedir. Yani bu öğretmenler 300 dakika (5 saat aralıksız) çalışmaktadırlar. Okul öncesi eğitim kuramlarında çalışan öğretmenlerimiz, eğitim etkinliklerinin aralıksız olması ve teneffüs kullanamamalarından dolayı mağduriyet yaşamaktadır.
Ayrıca, okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenler eğitimi aralıksız olarak gerçekleştirmelerine rağmen bu durumdan kaynaklı ek ders ücret farkını dahi alamamaktadır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23.2 maddesinde "Herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı olduğu" belirtilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 4.2 Maddesinde "kimsenin zorunlu çalıştırmaya tabi tutulamayacağı" belirtilmektedir. 1982 Anayasasının 10.5 maddesinde "Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğu" Yine Anayasamızın 18.1 maddesinde "Hiç kimse zorla çalıştırılamayacağı, angaryanın yasak olduğu" belirtilmektedir. 657 Sayılı Devlet Memurları Hakkında Kanunun 18. Maddesinde "Devlet memurunun güvenlik hakkı olarak aylık ve başka haklarının elinden alınamayacağı" belirtilmiştir. 4857 Sayılı İş Kanunun 5. Maddesinde "İşverenin çalışanlarına eşit davranmakla yükümlü olduğu " belirtilmektedir. Her insanın günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gün içinde serbest zamana ihtiyacı olduğu yaşamsal bir gerçekliktir. Küçük yaştaki okul öncesi öğrencisine kesintisiz 6 etkinlik saati ile eğitim verilmesi eğitim terminolojisine ve çocuk psikolojisine aykırı bir durumdur.
Aynı zamanda Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 20. maddesini İşlevsiz hale getirecektir. Anılan kanunun 20. maddesinde "Okul öncesi eğitiminin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak "1. Çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak; 2. Onları ilköğretime hazırlamak" olduğu belirtilmiştir. Okul öncesi öğrencisi oyun ve dinlenmeye ihtiyaç duyan bir bireydir. Bu çocukların ilkokula hazırlanabilmesi için oyun ve dinlenme fırsatı gibi ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. İlkokul öğrencisinin ise ders saati 40 dakika iken; ilkokula hazırlanan bir çocuğun 50 dakika kesintisiz ders görmesi ve bu çocuğa dinlenme hakkı tanınmaması; çocuğun dikkat kaybı yaşamasına, okuldan soğumasına neden olacaktır. Bu durumda anılan kanunun 20. maddesindeki okula hazırlama amacına aykırılık teşkil edecektir. Dinlenme saatlerinin ders saatlerinden mahsubu ile ders bitiş saatlerinin erkene alınması ya da okul öncesi öğretmenlerine yüzde olarak farklı ek ders ödenmesi halinde sorunların bir kısmı çözülecektir.
Bu sebeplerden dolayı sendikamız Türk Eğitim Sen tarafından Danıştay’da dava açılmış olup, mağduriyet giderilene kadar bu sorunları sendika olarak gündemde tutmaya devam edeceğiz .Geçtiğimiz günlerde Temel Eğitim Müdürlüğü tarafından OECD Erken Çocukluk ile ilgili toplantısında sorunlar toplantıya katılan öğretmenler tarafından da gündeme getirilerek Erken çocukluk Eğitimi daire başkanına da sorulmuş ancak cevaplar öğretmenlerimizi tatmin etmediği gibi üzmüştür. Sayın Genel Müdürle yaptığım görüşmede sorunlar ve toplantı ile ilgili değerlendirmeler alınmış olup Genel Müdür Okul öncesi öğretmenlerin yaşadığı mağduriyetlerin farkında olduklarını, diğer ülkelerde yapılan uygulamaları karşılaştırdıklarını, sendikamızın da bu konuda dava açtığını, dava sonucunu beklediklerini, verilecek karara göre bir çalışma yapacakları açıklamasında bulunmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okul öncesi öğretmenlere yönelik düzenlenen bir toplantı daha bir fayda sağlamadan, memnuniyetsizlikle sonuçlanmıştır. Dileğimiz odur ki; katılımcıların faydalandığı, memnuniyet duyduğu, sonuç alındığı toplantıların gerçekleşmesi için gerekli tedbirler alınır. Türk Eğitim Sen olarak her zaman eğitim çalışanlarının yanında olduk. Okul öncesi öğretmenlerinin de mağduriyetlerinin giderilmesi ve hak ettiklerini bir an önce almalarının takipçisi olacağız.
Musa Akkaş
Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri