Okul müdürünün doğrudan algıları, yaşantıları ile kazandığı tutum, bilgi, bilinç ve beceriler öğretmene yaklaşımı belirleyici olabiliyor.
Yönetimde insana ilişkin kötümser ve iyimser olmak üzere iki görüş öğretmene karşı tutum ve davranışı belirleyebilmektedir.
Kötümser görüş, öğretmenlerin sadece ekonomik özendiricilerle okulun amaçları doğrultusunda yönlendirilebileceğidir. Diğer bir sayıtlısı, insan tembeldir görüşüdür.
İyimser görüş ise; öğretmenlere fırsatlar verildiğinde hem örgütün amaçlarını etkili bir gerçekleştirilmesine katkı sunabilir hem de kendisini geliştirebilir.
Bu gelişme alanları bilişsel, duygusal sosyal-psikolojik alanlar olarak kabul edilebilir.
Kuşkusuz, okul yöneticisinin bu iki görüşten birini kabul etmesi öğretmene yaklaşımını belirliyor.
Ancak, bir durum analizi yapıldığında, okul müdürlerinin çoğunluğu birinci görüşü benimsiyor. Okul müdürlerinin çoğunluğunun öğretmenleri karara katmadıkları bilinen bir gerçektir.
Oysa, demokratik bir toplumda aldığı eğitimin gereği olarak öğretmenlere karşı iyimser bir görüşe sahip olmaları gerekiyor. Çünkü, öğretmenler mesleğinin uzmanı kişilerdir. Bu nedenle, okul yöneticileri bir yönetim anlayışı olarak iyimser bakış açısına sahip olmak zorundadır.
Bu durumda da öğretmenlerin öğretme-öğrenme ve dolaysısıyla okulun amaçlarına katkısı sınırlı olacaktır.