Milli Eğitim Bakanlığı, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi ile liselere yerleştirme sonuçlarını açıklamıştır. Buna göre TEOG sisteminde tercihte bulunan öğrencilerden 1 milyon 57 bin 799`u okul kodlarına göre yaptıkları A Grubu tercihlerine, 78 bin 447`si ise okul türlerine göre yaptıkları B Grubu tercihlerine yerleşmiştir. 155 bin 305 öğrenci hiç tercih yapmamasına rağmen, 134 bin 788 öğrenci ikamet adreslerine göre evlerine en yakın okula yerleştirilmiştir. Bu sonuçlara göre 20 bin öğrencinin hiçbir okula kaydının yapılmaması büyük bir skandaldır. MEB bu konuya derhal açıklık getirmeli, 20 bin öğrencinin kaydının neden yapılmadığını açıklamalıdır.
Sendikamızın daha önce defalarca dikkat çektiği gibi, tercih yapmayan öğrenciler zorunlu olarak evlerinin yakınında bulunan okullara yerleştirilmiştir. Buna göre 134 bin öğrenciden 40 bini imam hatip liselerine, 94 bini meslek liselerine otomatik olarak kaydedilmiştir. MEB yetkilileri her ne kadar bu öğrencilerin kayıtlarını başka okullara aldırabileceklerini açıklamış olsalar da, bunun için her hafta kontenjan taraması yapılacak, diğer okullarda kontenjan boşluğu olmaması durumunda öğrenciler başka okula kayıt yaptıramayacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin bütün kademelerinde benimsemiş olduğu dayatmacı tutum ve uygulamalar nedeniyle eğitimde yaşanan sorunları daha da derinleştirmiştir. MEB, velilerin ve öğrencilerin tercihlerine saygı duymak yerine, otoriter ülkelerdeki gibi öğrencilerle ilgili bütün kararları tek bir merkezden almaya çalışmaktadır. Bakanlık, öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda istedikleri okulda okuma koşullarını sağlamak için çalışmak yerine, öğrencilerin hangi okula gideceğini, hangi dersleri seçeceğini bile bizzat kendisi belirlemek istemekte, hiçbir şeye itiraz etmeyen, "itaatkâr" nesiller yetiştirmeyi hedeflemektedir.
TEOG yerleştirmeleri sürecinde defalarca uyarmamıza rağmen göz göre göre yapılan yanlışlar sonucunda çok sayıda öğrenci belki de hiç gitmek istemeyeceği bir lise türüne otomatik olarak yerleştirilmiştir. Kaydı otomatik olarak imam hatip liselerine yapılan öğrencilerin büyük bölümü kontenjan olması halinde kaydını başka liselere almaya çalışacak, olmaması durumunda açık liseye yönelerek örgün eğitimin dışına itilmiş olacaktır. Böylesi bir sonucun ortaya çıkması ihtimali olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı`nın hiçbir sorun yokmuş gibi davranması kabul edilemez.
Anlaşılan odur ki, MEB`in hedefleri arasında sağlıklı, herkesin memnun olacağı bir ortaöğretim sisteminin oluşturulması yoktur. Eğitim politikalarını toplumun ihtiyaçları doğrultusunda belirlemekten çok hükümetin siyasal hedeflerine göre hayata geçiren bir bakanlık teşkilatının ne eğitim sistemine ne ülkeye olumlu bir katkısının olması mümkündür.
Milli Eğitim Bakanlığı, TEOG sonuçları üzerinden yapılan yerleştirmeler sonrasında yaşanacak olası mağduriyetleri dikkate almalı ve hiçbir öğrenciyi istemediği bir okul türünde okumaya zorlamamalıdır. MEB eğitime ilişkin konularda atacağı her adımı sonuçlarını düşünerek atmalı, öğrenci ve velilerin endişelerine kulak vermelidir.
Eğitim Sen olarak Bakanlığın yapmak istediğinin farkındayız ve bu işin peşini bırakmayacağız. Hem öğrencilerimizin hem de çocuğunu zorla imam hatip ya da meslek lisesine gitmesini istemeyen velilerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.