Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bugün ve yarın 10 bin öğretmen atamasını tamamlıyor. Ancak her yıl yapılan atamalar öğretmen istihdamındaki sıkıntıları çözmeye yetmiyor. Türkiye'de yaklaşık 800 bin öğretmen var. MEB'in verilerine göre 127 bin öğretmen açığı mevcut. Atama bekleyenöğretmen sayısı ise 300 bin. Neredeyse var olanöğretmen sayısı kadar da, yani 744 binöğretmenlik okuyan üniversite öğrencisi var. Rakamlardaki dengesizlik istihdamda neden sıkıntı olduğunu gösteriyor.
'Hayat başka fırsat vermedi'
Rakamların yanı sıra atama bekleyen öğretmenlerin hikayeleri de mağduriyeti anlatmaya yetiyor. Erkan Işık, 2006 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Mezun olduktan sonra 4 yıl ücretli öğretmenlik yaptı. Ücretli öğretmenlik yaparak geçinemeyen Işık, sonunda pes etti. Ankara'da yaşayan Işık, yaşadığı süreci şöyle anlatıyor:
"Ücretli öğretmenlik yaparken ayda 650-700 TL kazanıyorsunuz. Sigortanız tam yatmıyor. Yazın hiç maaş almıyorsunuz. Sonunda pes ettim. Bir yandan her yıl da atanma umuduyla KPSS'ye girdim ama olmadı. Dershanelere başvurdum, başka alanlardan iş baktım. İş bulamayınca, güvenlik görevlisi olmak için sertifika programına yazıldım. 29 yaşındayım anne babama bakmakla yükümlüyüm. Babam kalp hastası, emekli. Güvenlik görevlisi oldum. İki yıldır bu işi yapıyorum. Ücretli öğretmenlikten fazla kazandırıyor. Bir şirketin güvenlik görevlisiyim, gece inşaat malzemelerini bekliyorum. Günde 14 saat çalışıyorum. Ayda 1000 TL alıyorum, sigortam da tam yatıyor. Çalışma şartları ağır ama yine de ücretli öğretmenlikten iyi. Öğretmen olarak bu işi yapmam yadırganıyor ama hayat bana başka bir fırsat vermedi. İş yerinde şaşırıyorlar. Sanıyorlar ki, üniversite bitirenler için iş bulmak kolay. Ailem de atanamayan yüz binlerce öğretmen olduğunu görüyor. Onlar da kabullendi durumumu. Öğretmenlik umudu artık benim için bitti. Ancak öğretmenliği çok özledim. "
5 yıldır atanamıyor
Nuket Barış da Afyon Kocatepe Üniversitesi Tarih bölümünden 2007'de mezun oldu. 2009 yılında öğretmen olabilmek için formasyon aldı. Ancak 5 yıldan bu yana atanamadı. Atanamadığı süreçte tezgahtarlık da yaptı. Şimdi ise Çanakkale'de sekreter olarak çalışıyor. Geçimini sağlamak zorunda olduğunu anlatan Barış, çok zor durumda olsa da ücretli öğretmenlik yapmıyor. Barış, ücretli öğretmenlikte bir öğretmene verilen parayı üç kişiye verdiklerini söylüyor ve bu yöntemle öğretmen ihtiyacının düşürüldüğünü anlatıyor. "O yapının harcına bir taş da ben koymak istemiyorum" diyor.
'Öğretmenleri görünce içim gidiyor'
34 yaşında olduğunu ve eğitimini aldığı mesleği yapamadığı için bu yaştan sonra ne yapacağını bilmediğini anlatan Barış şöyle konuşuyor:
"Kesinlikle mutlu değilim. Bu işi başladığımdan beri ite kaka götürüyorum. Mutlu olamıyorum ve verimli olamıyorum. Her gün işe gelirken söylediğim tek bir şey var: Ben bunun için mi okudum ? Bütün zamanımı öğretmen olmaya harcamışım ve geldiğim nokta üniversite okumayı gerektirecek bir yer değil. İş yerinde esprisi oluyor. 'Sen o kadar oku, gel burada bu işi yap' diyorlar. Asgari ücret alıyorum ve sigortam yok. Kocaman boşluk ve belirsizlik var hayatımda. İşimi yapmayı çok isterdim. Çalıştığım iş yerinin karşısında okul var. Öğretmenleri her gördüğümde içim gidiyor."
Al Jazeera Türk