Teklifin tümü üzerinde söz alan İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, kanun teklifinin "öğretmenlere yönelik bir mobbing kanunu" olduğunu iddia etti.
Düzenlemenin, öğretmenlik mesleğini tehdit edici nitelikte olduğunu savunan Sunat, "Bu, meslek kanunu adı altında Akademi dayatmasıdır, ceza dayatmasıdır; öğretmen atamalarının tamamen kontrol altına alınmasıdır." diye konuştu.
Milli Eğitim Akademisi'ne yönelik hükümleri eleştiren Sunat, "Akademi, eğitim fakültelerine paralel bir yapılanma içerisinde. Önümüzdeki süreçte öğretmen yetiştirme işini herhalde devralmayı düşünüyorsunuz. Milli Eğitim Akademisi, eğitim fakültesi mezunlarına asla uygulanmamalıdır. Zaten formasyon ve alan eğitimiyle mezun olan diploma sahibi öğretmenlere yeniden eğitim vermenin bir anlamı da yoktur." ifadelerini kullandı.
Nitelikli öğretmen yetiştirilmesi için nüfusu 1 milyonu aşan illerde öğretmen liseleri açılmasını isteyen Sunat, Türkiye'de neden 100'den fazla eğitim fakültesi bulunduğunu sordu.
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Tekirdağ'da deprem riski nedeniyle yıkılan okulların yerine yenilerinin yapılmadığını söyledi.
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mahmut Özer, eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk döneminde tüm Türkiye'deki okulların güçlendirilmesi, yıkımı ve yapımıyla ilgili raporun tamamlandığını, bunun için önemli tutarda kaynak aktarıldığını anlattı. Çalışmaların, kendisinin Milli Eğitim Bakanlığı görevinde bulunduğu dönemde ciddiyetle sürdürüldüğünü dile getiren Özer, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in de aynı hassasiyetle çalışmaları sürdürdüğünü kaydetti.
- "O yol açılmamış olsaydı bugün bu tartışmaların yapılabilmesi mümkün değildi"
AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Toy, toplumsal yaşamın bugün, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı ve sürekli şekilde değişim içerisinde olduğunu; bu değişime sebep olan en önemli etkenlerden birinin insan bilgisinin çoğalması, derinleşmesi ve tüm dünyaya hızla yayılması olduğunu söyledi.
Dünyanın, teknolojik gelişmelerdeki sıçramalarla belirli dönemlerde büyük atılımlar yaşadığını ve bu atılımların ülkelerin ekonomik gelişmişliklerini, sosyal yapılarını ve bireylerin günlük yaşamlarını önemli oranda etkilediğini vurgulayarak, "Bu durum göz önüne alındığında, öğretmenlerin bu sürece intibak sağlaması çok önemli bir hususken, gelişen ve değişen dünyada toplumların bu değişimlere ayak uydurması ve hatta toplumda istenilen değişimlerin gerçekleşmesi en kolay ve hızlı olarak öğretmenler marifetiyle mümkün olacaktır." diye konuştu.
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini anımsatan Toy, "Geçen sürede mevcut Kanun'un bazı hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi, öğretmenlik mesleğini tüm yönleriyle düzenleyen bir kanun olmadığı algısı ve güncel ihtiyaçlar sebebiyle bugün görüşeceğimiz kanun teklifi hazırlanmıştır. Teklifle öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması, göreve yeni atanan öğretmenlerin mesleğe uyumu; öğretmen, yönetici ve diğer personelin mesleki gelişimi, kariyer basamaklarında ilerlemeleri ve görevde yükselmeleri için eğitim programları hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek üzere Bakanlığa bağlı Milli Eğitim Akademisi kurulacak." değerlendirmesinde bulundu.
Toy, teklif sayesinde Akademi ile öğretmenlerin yetiştirilmesi konusundaki farklılıkların giderileceğini vurgulayarak, bir öğretmenin aldığı üniversite eğitimiyle yaklaşık 40 yıl süren meslek yaşamını hızla değişen dünyada sağlıklı, etkin ve verimli sürdürebilmesinin beklenemeyeceğine işaret etti. Toy, "Milli Eğitim Akademisi, hiçbir şekilde yükseköğretim kurumlarının alternatifi veya muadili bir yapılanma değildir. Aksine Akademi, üniversitelerle yoğun işbirliği içerisinde ve yetiştirme sürecinin tamamlayıcısı niteliğindedir." diye konuştu.
Komisyon Başkanı Özer, Toy'un, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin sözlerini anımsatarak, yürürlükteki yasanın bu alanda bir başlangıç olduğunu, öğretmenlikle ilgili tüm meseleleri kapsamadığını daha önce dile getirdiklerini anlattı. Özer, "Eğer o yol açılmamış olsaydı bugün zaten Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili bu tartışmaların yapılabilmesi mümkün değildi. Dolayısıyla bu işlerde süreklilik vardır, önceki bir sonrakinin devam etmesiyle ilgili bir katkı sağlar." dedi.
- "Eğitim fakültelerinde revizyona gidilmeli"
CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'i eleştirerek, "Yusuf Tekin'in aklı, fikri, zihni Milli Eğitim Akademisi'ni çıkarmak. Bu kanun teklifi bunun aracı, bir paravan. Tek dert kadrolaşmak." ifadesini kullandı.
Özçağdaş, Türkiye'deki devlet okullarında temizlik ve güvenlik hizmetlerinin velilerin sırtına yıkıldığını söyledi. Bunun üzerine, AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında sözlü tartışma yaşandı.
Eğitim fakültelerinde yetiştirilemeyen öğretmenlerin, Milli Eğitim Akademisinde kısa sürede nasıl yetiştirileceğini soran Özçağdaş, eğitim fakültelerinde revizyona gidilmesi gerektiğini söyledi.
Kanun teklifinin yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğini savunan Özçağdaş, "teklifin otoriter ve öğretmeni meslekten atmaya yönelik olduğunu" ileri sürdü.
Milli Eğitim Akademisi'ni eleştiren Özçağdaş, "Akademi, öğretmen seçme sisteminin bir parçası olmamalı." dedi.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Keziban Konukcu Kok, özel okullarda çalışan öğretmenlerin, devlet okullarındaki öğretmenlerle asgari aynı düzeyde özlük haklarına sahip olmalarına yönelik taban maaş düzenlemesi yapılması gerektiğini söyledi.
- "Öğretmen kendisini koruyamıyor"
MHP Samsun Milletvekili İlyas Topsakal, teklifte öğretmenlere yönelik şiddet olaylarında uygulanacak cezaların artırılmasının öngörüldüğünü belirterek, "Öğretmenlere yönelik şiddet olaylarında kamu davası da açılması gerekiyor. Çünkü öğretmen kendisini koruyamıyor. Biz de öğretmen kökenliyiz. Bir müdahale olduğu zaman çevresel şartlar veya durumunuz sizi korkutuyor ve o davayı savunamıyorsunuz." diye konuştu.
Öğretmenlerin özlük haklarına yönelik şikayetler aldıklarını anlatan Topsakal, bu konuda dikkatli ve hassas davranılması gerektiğini belirtti. Topsakal, "Hazırlık aşamasında ödenecek ücretlerle ilgili, diğer kurumlarda üçte iki ödeme yapılıyormuş, yarın bir gün 'siz üçte bir ödüyorsunuz, diğerleri üçte iki ödüyor.' şeklinde bir tartışmaya mahal vermemek için uyumlu hareket etmek lazım. 'Hazırlık eğitiminde gerekçesiz devam etmediğiniz zaman 3 yıl sonra bir daha aynı eğitimi alırsınız' diyor. O süre bir yıla indirilebilir. Şube müdürleriyle ilgili hüküm var, biraz da Maliye ile ilgili. Bize çok şikayet geldi o konuda." değerlendirmelerinde bulundu.
Türkiye'deki çocukların, Avrupa ülkelerindeki çocuklar gibi dini ve milli günleri idrak etmesini istediğini dile getiren Topsakal, "Bilgiden ziyade bir millette ritüel olmazsa o milleti bir bütünlük ve davranış biçimi çerçevesinde tutamazsınız." dedi.
Milli Eğitim Akademisi'nin gerekli olduğunu vurgulayan Topsakal, Akademi planlanırken YÖK'e düşen görevler olduğunu söyledi.
Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, öğretmenlere hak ettiği değerin verileceği bir yasa hazırlanması gerektiğini, bu teklifin gerektiği gibi hazırlanmadığını öne sürdü. Karaman, "Yangından mal kaçırma tutumu uygun değil. Olgunlaşmadan, istişare edilmeden, 'yaptım oldu' diyerek yapılan işlerin neticesinde hepimiz kaybedeceğiz." ifadelerini kullandı.
Düzenlemeye ilişkin tali komisyonlar olan Adalet ile Plan ve Bütçe komisyonlarının teklifi görüşmeme kararlarının, TBMM Başkanlığına "görevlerini yapmadıkları" şeklinde iletilmesini isteyen Karaman, "Biz bu teklifin, önceki Kanun ile aynı kaderi paylaşmasını istemiyoruz. Çünkü bir yanlışı düzeltmek, sıfırdan inşa etmekten çok daha zordur. Bu süreçlerde harcanan emek ve mağdur olan insanımız ise cabası." dedi.